“Çarklar yoksulu öğütüyor”
Karar, Evrensel, Yeni Yaşam ve Cumhuriyet, Nebati’nin tepki çeken açıklamalarını manşete taşıdı.
07.06.2022
Karar gazetesinin manşetinde, “Çarklar yoksulu öğütüyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Ekonomi politikalarının milyonları ezdiği gerçeğini Hazine Bakanı ‘Bu sistemden üretici ve ihracatçı kâr ediyor, dar gelirliler hariç’ sözleriyle teyit etti. Çalışanların toplam gelirdeki payı azaldı. Kur koruması dolara rekor kırdırırken sırtındaki yükü artan millet fakirlik sarmalına girdi. Atılan adımlar yalnızca büyük şirketler ve bankaların kâr ettiği bir sonuç ortaya çıkardı.
TL’deki erime ve enflasyondaki tırmanış doktorun, mühendisin de aralarında bulunduğu 16 milyon çalışanın ortalama gelirini 6 bin liraya geriletti. Çalışanların toplam gelirden aldığı pay dibe vurdu. 2016 yılının ilk çeyreğine göre bir işi olan kesim yüzde 30 fakirleşti. Kuru frenlesin diye başlatılan Dövize Endeksli Mevduat’ta Hazine ve MB’nin faiz yükü artarken dolar bu yılın zirvesine çıktı. Bankalardaki TL mevduatı geriledi, dolar hesaplarının payı yüzde 72’yi buldu.
Dövizdeki tırmanışın etkisiyle arkası kesilmeyen zamlar toplumun geniş bir kesimini fakirleştirdi. MB raporunda da yıllık enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayıldığına yer verildi. Hazine Bakanı Nebati’nin ‘Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor. Çarklar dönüyor’ sözleri ise izlenen sistemin yanlışlığının altını çizdi. Gelinen noktada oluşan tablo yine üst gelir grubunun ‘fonlandığı’ yapıyı gösterdi.”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “Yoksuldan alıp zengine verdiler” başlıklı haberinde, “Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, iktidarın ‘yeni ekonomi modeline’ ilişkin itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu. Nebati, ‘Enflasyonu düşürmek için sert tedbirler almak yerine büyümeyi tercih ettik. Dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor’ dedi.
Şirketlerin dev kârları, eriyen ücretler, işçi başına daha çok üretim… Rakamlar ‘dar gelirli’ aleyhine politikanın sonuçlarını gösterdi: Şirketlerin kârı 3 ayda yüzde 149 arttı, asgari ücretin alım gücü henüz 5. ayda geçen yılın gerisinde kaldı, işçiler daha az ücret karşılığında daha çok üretim yaptı” ifadelerine yer verdi.
Haber Yeni Yaşam gazetesinin ön sayfasında, “Dar gelirli itirafı” başlığıyla yer buldu:
“Kürtlere karşı savaş nedeniyle zamlar, vergiler, artan maliyetler, yoksulluk zirveye çıkarken, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bununla övündü. Bakan Nebati’nin AKP’nin Kızılcahamam Kampı’nda AKP’lilere yaptığı sunumda ekonomi sistemlerine dair dikkat çekici itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı.
Nebati’nin, ‘Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok set tedbirler alabilirdik. O zaman üretim dururdu. Kur korumalı TL ile doları frenledik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor’ dediği öğrenildi.”
Cumhuriyet gazetesi ise manşetin üstündeki, “Yoksulluk kavgası” başlıklı haberinde, “Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin AKP’nin Kızılcaham kampındaki, “Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar” sözleri, dünkü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda da gündemdeydi.
Erdoğan’ın, toplantıda sözleri nedeniyle Nebati’ye tepki gösterdiği bildirildi. Bunun üzerine Nebati’nin toplantı devam ederken Twitter’dan açıklama yapmak zorunda kaldığı iddia edildi” ifadelerini kullandı.
“Büyük hırsızlık!”
Birgün gazetesi manşetini, “Büyük hırsızlık!” başlıklı habere ayırdı. Haberde şöyle denildi:
“Faize karşı olduğunu söyleyen bir iktidar döneminde bankacılık sektörünün keyifli olduğunu, ekonomik büyüme verilerinden okumak olanaklı. Çünkü en büyük sıçramayı yüzde 24,2 artışla finans sektörü sağladı.
Faize karşı olduğunu söyleyen bir iktidar döneminde bankacılık sektörünün keyfinin ne kadar yerinde olduğunu, geçen hafta açıklanan ekonomik büyüme verilerinden de okumak olanaklıydı. Çünkü gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan tüm faaliyet kolları içerisinde en büyük sıçramayı yüzde 24,2 artışla finans sektörü sağlamıştı. Hatırlanırsa aynı dönemde inşaat sektörü yüzde 7,2 daralmıştı.
Nisan sonunda TÜİK’in resmi enflasyonu yüzde 70 iken, kur korumalı mevduat (KKM) kanalıyla bankalar yüzde 14 faizle mevduat topluyordu. Eksi 56 puanlık bu fonlarla, enflasyonun çok altında faizlerle de olsa açılan kredilerden ciddi kâr marjları sağlıyordu. Üstelik şirketler ve bireyler avantajlı faizlerle krediye eriştikleri için borçlarını ödemek konusunda çok istekli davrandıklarından, takibe giren alacaklar (TGA) ekonomideki bu kaos ortamı göz önüne alınırsa, o denli keskin bir artış göstermiyordu.
Belki daha da önemlisi, bankalar ağırlıkla döviz mevduatları sayesinde Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 14 faizli 1 haftalık repo olanağından yararlanıyordu. Bu bol kepçe likidite ile Hazine’nin iç borçlanma kâğıtlarını almaları halinde de, hem kredi riskiyle karşılaşmıyor, hem de ciddi kârlar yazabiliyorlardı. TCMB de bu sayede brüt döviz rezervlerini daha yüksek gösterme fırsatı buluyordu. Aslında kısa vadede ‘kazan kazan’ izlenimi veren, uzun vadede kamuya, dolayısıyla sade yurttaşa, büyük zararlar yükleyen bir mekanizma söz konusuydu.”
“Bu silahları kim alıyor?”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Bu silahları kim alıyor?” başlıklı haber yer aldı:
“Türkiye’de kontrolsüz bireysel silahlanma tüm hızıyla sürüyor. 2021 yılında 3 bin 801 silahlı şiddet olayı yaşanırken kadın cinayetlerinin yüzde 52’si ateşli silahlarla işlendi. Otomatik silahlardan çok farkı bulunmayan yivli-yivsiz pompalı tüfekler internette 2 bin 500 TL’den satılıyor.
Muhalefetin seçimde kaos iddiaları gündemdeki yerini korurken emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, ‘Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Kontrolsüz şekilde silahlanma zaman içerisinde ciddi bir güvenlik sorununa dönüşebilir. İnternetten satılan tüfekler yasaklanmalı’ dedi.”