“Demirtaş’a Kobani’den iddianame”
Demirtaş’la birlikte 108 kişi için “acilen” düzenlenen Kobani iddianamesi birkaç gazetede yer bulabildi.
31.12.2020
Aralarında Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 108 kişi hakkında Kobani olayları soruşturması kapsamında iddianame düzenlendi.
Karar gazetesi haberi ön sayfasının altından, “Demirtaş’a Kobani’den iddianame” başlığıyla anonsladı.
Sabah gazetesi birinci sayfasının altından anonsladığı habere, “Demirtaş ’37 kez adam öldürme’ suçlamasıyla yargılanacak”başlığını attı.
Akşam gazetesi habere ön sayfasının altında, “6-8 Ekim iddianamesi tamam” başlığıyla yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“6-8 Ekim 2014’teki ‘Kobani olayları’na ilişkin iddianame hazırlandı. Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler için ‘devletin birliğiyle ülke bütünlüğünü bozma ve 37 kez adam öldürme’ suçlarından ceza istendi.”
Türkiye gazetesi, “Demirtaş 37 cinayetin hesabını verecek” başlığıyla gördüğü haberde, “AİHM’nin ‘Hemen serbest bırakın’ dediği terörist Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim Kobani olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede, ‘Devletin birliğini, ülke bütünlüğünü bozma ve 37 kez adam öldürme’ ile suçlandı” ifadelerini kullandı.
“Bu anlaşmayı Çin’e iade edin”
Karar gazetesi manşetinde, “Bu anlaşmayı Çin’e iade edin” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler yer aldı:
“Doğu Türkistan’da kimlik soykırımı uygulayan Pekin, zulümden kaçıp vahşeti dünyaya duyuran Uygurları da ‘ikili anlaşma’ kılıfıyla yakalamaya çalışıyor. Ankara’yla yapılan iade anlaşmasını meclisinde onaylayan Çin’in gözünü Türkiye’ye sığınanlara dikmesi toplumsal vicdanı harekete geçirdi. Mutabakatın iptal edilmesi çağrıları gelirken muhalefet ortak tavır koydu: Bu vebalin altından kimse kalkamaz. Çin, suçluların karşılıklı iadesini öngören 2017 tarihli anlaşmayı meclisinde onayladı. Mutabakat zaptının TBMM’de komisyon aşamasında olduğu ortaya çıktı. Gelişme, gerekçesiz, kanıtsız milyonların parmaklıklar ardına konulduğu Doğu Türkistan’dan kaçıp Türkiye’ye sığınanlarda büyük korku yarattı. Pekin’in, anlaşmayı kötü niyetli kullanarak Uygurlu aktivistleri yakalamak için bir araç haline getireceği endişesi öne çıktı. Komisyon aşamasındaki mutabakatın iptal edilmesi yönünde kamuoyu oluştu. Siyasetten de hükümete tepki geldi. Karamollaoğlu ‘Mazlumların teslim edilmesi tarihe kara leke olarak geçecek. Bu vebalin altından sülaleniz bile kalkamaz’ dedi. İade şartlarının keyfi yoruma açık olduğuna dikkat çeken DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu da ‘İade Uygurlara uygulanan muameleye iktidarın ortak olması anlamına gelir’ ifadesini kullandı. Gelecek Partili Serkan Özcan ise ‘İktidar bu onur kıran anlaşmadan çekildiğini ilan etmezse kardeşlerimize yapılan zulme ortaktır’ diye konuştu.”
“Şeriatçı vakfa Gökçek hediyesi”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Şeriatçı vakfa Gökçek hediyesi” başlıklı haber yer aldı:
“‘Türkiye’de şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma girişimlerini yaymak ve din devleti kurmak istemek’ gerekçesiyle kapatılan Zehra Vakfı’nın, yeniden faaliyete geçtikten sonra Ankara’da açtığı kolejin bulunduğu arsanın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) ait olduğu ortaya çıktı. Arsanın, görevden el çektirilen Melih Gökçek döneminde ‘kapalı teklif usulü ihale’ ile verildiği öğrenildi. Zehra Grubu’nun kurduğu Zehra Vakfı, 2005’te, ‘Said Nursi’nin görüşleri doğrultusunda, şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma girişimlerini yaymak, Cumhuriyet rejimi karşısında din devleti kurmaya çalışmak’ gerekçesi ile kapatıldı. Okulun yapıldığı arsanın ise ABB’ye ait olduğu ve 2017’de görevden el çektirilen ABB Başkanı Gökçek döneminde verildiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, arsanın imar planında 2013’te yapılan değişiklik ile arsanın niteliği ‘eğitim+yurt alanı+anaokulu’ olarak değiştirildi. Arsa, 2014’ün başında ise 11 milyon 615 bin lira keşif bedeliyle, ‘kapalı teklif usulü’ ile ihale edildi. İhaleyi ise kolejin bünyesinde bulunduğu şirket aldı. Arsanın, 25 Mart 2014’ten itibaren 28 yıl 6 ay süre ile verildiği öğrenildi.”