“En yıkıcı deprem imar barışı”
Birgün gazetesinin manşeti gündemde öne çıktı
28.01.2020
Birgün gazetesinin manşetinde, “En yıkıcı deprem imar barışı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Elazığ’ın Sivrice ilçesindeki 6.8’lik depremin yankıları sürüyor. Depreme karşı alınmayan önlemler bir bir açığa çıkarken, iktidar eleştirilere kulak tıkıyor. Ülke genelindeki birçok yapı ise güvenli olmaktan uzak… İktidar, yurt genelinde yapı stokunu iyileştirmek yerine kaçak binaları ‘İmar Barışı’ ile affetti ve böylece daha büyük facialara kapı aralandı. Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca yapı, denetim yapılmaksızın, sahiplerinin beyanı doğrultusunda ‘Yapı Kayıt Belgesi’ aldı. Bu binaların ne olacağı ise meçhul. Konuya ilişkin BirGün’e konuşan uzmanlar, depreme karşı tüm uyarılara rağmen gerekli hazırlıkların yapılmadığına dikkat çekti. Uzmanlara göre İmar Barışı’nın sonuçları ağır olacak. TMMOB’nin İmar Affı Komisyonu’nda yer alan Jeofizik Mühendisi Zeki Emin Demir, Türkiye’nin aktif bir deprem kuşağı üstünde bulunduğuna dikkat çekti. Demir, ülke genelindeki konutların yüzde 44’ünün 1’inci derece, yüzde 25’inin ise 2’nci derece deprem bölgesinde olduğunun altını çizdi. Demir, şöyle konuştu: ‘12-13 milyon konutun kaçak yapı kapsamında olduğu açıklandı. Bununla birlikte ülke genelinde mülkiyet ve imar sorunu olan ruhsatsız yapıların yanında, ruhsatlı fakat imar mevzuatına aykırı olarak eklentileri olan tüm yapılar af kapsamına alındı. Ülke topraklarının, sanayisinin ve barajlarının büyük bir kısmı deprem kuşağı içinde yer almakta. Mühendislik hizmeti almayan yapı stokumuzun güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerekirken, kaçak olarak yapılan yapıların deprem güvenlikleri yapı sahibinin kendi beyanına bırakılarak, sağlıklı bir kentleşme anlayışı yok sayıldı. İmar affı; bilime, tekniğe, mühendislik ilkelerine uygun olarak kontrol edilip gerekli çalışmaları yapılıp yönetmeliklere göre onay verilmediği sürece bu yapıların depremde olumlu bir davranış göstermeleri bilinemeyeceğinden, günümüz depremlerinde yaşanan sıkıntıların artmasının önüne geçilemeyecektir.’ İnşaat Mühendisi Selim Tulumtaş ise, imar affı nedeniyle insanların sağlıksız binalarda yaşamak zorunda kaldığını kaydetti. Tulumtaş’a göre, daha önce yıkılmasına karar verilen yapılar dahi İmar Barışı’ndan yararlandı. Tulumtaş, “İmar affının yaratacağı etkiler çok fazla” dedi ve ekledi: ‘İstanbul Kartal’da çöken yapı, İmar Barışı’ndan yararlanmıştı. Kendi açıklamaları var, şu kadar para kazandık diye. Sonuçta sistemi döndürmek için para toplamaya yönelik bir şeydi. Bunlar hep deprem sırasında akla geliyor, üzerine konuşuluyor ama sonrasında böyle şeyler yaşanıyor. Üstelik depreme karşı kapsamlı bir çalışma da yok. Yapıların hepsinin kontrol edilmesi gerek. Bunun altyapısını oluşturmak bile önemlidir diye düşünüyorum. Gecikmiş bir şey ama nereden başlasanız iyidir.’”
“Dayanışmaya devlet engeli”
Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Dayanışmaya devlet engeli” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Elazığ’da meydana gelen depremin ardından halk büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Yurttaşlar kendi imkanlarıyla topladıkları yardımları bölgeye ulaştırmaya çalışıyor. Halkın yaralarını sarmak için seferber olan HDP ve HDP’li belediyeler ise devlet engeliyle karşılaştı. Ergani Belediyesi’nin gönderdiği yardım şehre sokulmadı. Valiliğin muhtarları telefonla arayarak ‘HDP’den yardım almayın’ talimatı verdiği iddia edildi. Sadece HDP değil CHP’li belediyelerin ekiplerinin de engellendiği iddia edildi. Muhalefetin yardımları engellenirken, hükümet destekli cemaatlerin kente çıkarma yaptığı görüldü.”
“Belediyenin milyonlarını çarçur ettiler”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “Belediyenin milyonlarını çarçur ettiler” başlıklı haberinde, “Sayıştay, AKP’li Ümraniye Belediyesine ilişkin 2018 yılı denetim raporunu tamamladı. Raporda bir dizi usulsüzlük sıralandı. Rapora göre, Ümraniye Belediyesi, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından kurulan 29 Mayıs Üniversitesinin Ümraniye’de inşaat ettiği kampüsündeki ana bina yapımını hukuka aykırı biçimde üstlendi. Sayıştay raporunda bu işlemle kamunun ne kadar zarara uğratıldığı bilgisi yer almadı. Gazetemize konuşan Ümraniye Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Ali Kılıç, bu usulsüzlüklerle belediyenin 7 milyon TL zarara uğratıldığını söyledi. Rapordaki en tartışmalı bölüm ise Ümraniye Belediyesinin, 29 Mayıs Üniversitesinin ana bina inşasının mevzuata aykırı olarak üstlenmesi oldu. 2018 yılında Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın mütevelli heyeti üyesi olduğu 29 Mayıs Üniversitesi, söz konusu yıl İnkılap Mahallesi’nde yeni kampüs inşaatına başladı. Ümraniye Belediyesi, Türkiye Diyanet Vakfına ait 29 Mayıs Üniversitesine 17 bin metrekare kapalı alana sahip ana bina inşaatı gerçekleştirdi. Söz konusu inşaat, Belediyenin görev ve sorumluluk alanı dışında olan bu işlem Sayıştay raporuna usulsüz işlem olarak girdi. Belediye, özel üniversitenin kamu kurum ve kuruluşu olduğunu savunsa da Sayıştay, ‘Vakıf üniversitelerini mali ve idari açıdan kamu kurum ve kuruluşu gibi değerlendirmek mümkün değildir’ değerlendirmesinde bulundu. Belediye, rapora ilişkin yanıtında yapılan işin Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesine dayanılarak yapıldığını ve yapılan işin hukuka uygun olduğunu savundu. Sayıştay ise, ‘Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinin uygulanması açısından kamu kurum veya kuruluşu statüsüne haiz olmayan vakıf üniversitesine ait bina inşaatının belediye tarafından üstlenilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır’ dedi. Ancak raporda bununla belediyenin, dolayısıyla kamunun ne kadar zarar uğratıldığı da yer almadı” ifadelerine yer verdi.