Erdoğan, Can Dündar’ı tehdit etti
Erdoğan’ın canlı yayında Can Dündar’ı tehdit etmesi sadece Zaman gazetesinin birinci sayfasında yer buldu.
02.06.2015
Erdoğan TRT’de katıldığı programda, MİT TIR’ları haberi nedeniyle gazeteci Can Dündar’ı canlı yayında tehdit etti.
Zaman manşetin altında yer verdiği habere, “Can Dündar’ı tehdit etti: Bedelini ağır ödeyecek” başlığını attı: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT TIR’larındaki silah görüntülerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı tehdit etti. TRT Haber’de konuşan Erdoğan, Dündar’ı casusluk ve ajanlıkla suçladı. ‘Ben davamı da açtım. Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu’ dedi. TIR’ların Bayırbucak Türkmenlerine gittiğini savundu. Dündar, tehdide Twitter’dan cevap verdi: “Bu suçu işleyen kişi, bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmayız onu.’”
“Silahlar gerçek, gerisi yalan”
Cumhuriyet gazetesi birinci sayfasında, “Silahlar gerçek, gerisi yalan” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı MİT TIR’larındaki silah görüntüleri iktidarın ezberini bozdu. AKP, ‘insani yardım’ olduğu konusundaki ısrarına rağmen TIR’ları durduran savcıları ve jandarma personelini ‘casusluktan’ tutuklattı. Kimi AKP yöneticileri ‘Silahlar ÖSO’ya gidiyordu’ itirafını ağzından kaçırdı. Erdoğan ve Davutoğlu da silahları inkar edemez noktaya geldi” ifadeleri kullanıldı.
“AKP seçimden güçlü çıkarsa tüm muhaliflere operasyon yapacak”
Zaman gazetesinin manşetinde HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları yer aldı. “AKP seçimden güçlü çıkarsa tüm muhaliflere operasyon yapacak” başlığıyla verilen manşette, “AKP, tek başına iktidar olursa sendikalardan partilere, STK’lardan medyaya kadar bütün muhalif kesimleri çok büyük operasyonlar bekliyor. Erdoğan’ın derdi barış değil, oy idi. Oy getiriyorsa, barış kıymetlidir. Anketlerde Dolmabahçe’nin oy getirmediğini görünce anında çark ettiler. İslami mücadele bugünlere büyük bedeller ödeyerek geldi. Mirası tarumar ettiler. Bunlar İslam’a Kemalistlerden daha fazla zarar verdi” ifadelerine yer verildi.
Akkuyu’nun sırları
Hürriyet gazetesinin manşetinde, “İşte sır rapor” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Hürriyet, hükümetin ‘devletin güvenliğini’ gerekçe göstererek mahkemeye göndermediği Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın Akkuyu Nükleer Santralı’yla ilgili raporuna ulaştı. Türk hükümetine 20 Şubat 2014 tarihinde teslim edilen Akkuyu raporu 24 tavsiye ve 15 öneri içeriyor. Raporda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) özerk bir düzenleyici kuruluş kimliği kazanmamasına dikkat çekiliyor. Nükleer güvenlik konusunda TAEK’in vereceği zorlayıcı talimatlarla ilgili ilerleme olmadığı kaydediliyor. Nükleer hasar için sivil sorumluluk yasası çıkarılmadığından, yaşanacak bir kazada sorumluluğun devlete yükleneceği vurgulanıyor. En çarpıcı noktalardan biri de şöyle: Türk hükümeti, nükleer enerjide harcanmış yakıt ve atıklar ile tesisin işletmeden çıkarılması meselelerini ele alan bir ulusal stratejiyi tamamlamadı” ifadeleri kullanıldı.
“Polisten, fotoğraf çeken gazeteciye tekme ve küfür”
Gezi olaylarının yıldönümünde Gezi Parkı’nı ve Taksim meydanını titreye titreye kapatan hükümetin polisi, Zaman muhabirine herkesin gözü önünde tekme ve tokat atıp gözaltına aldı.
Zaman birinci sayfasının altında yer verdiği haber için, “Polisten, fotoğraf çeken gazeteciye tekme ve küfür” başlığını kullandı ve “Gezi Parkı olaylarının 2. yıldönümünde Taksim’de olağanüstü önlem alan polis, fotoğraf çektiği gerekçesiyle Zaman muhabiri Emre Şencan’a saldırdı. Şencan, gazeteci kimliğini göstermesine rağmen polis, önce küfür edip tokat attı, ardından yere yatırarak hayalarını tekmeledi. Hastaneden darp raporu alan Şencan, uygulanan şiddetin hesabını yargıda soracağını söyledi. Gazeteci örgütleri de polisin saldırısına tepki gösterdi” ifadelerine yer verdi.
Bugün gazetesi haberi manşetten, “Gazeteciliğe linç” başlığıyla verdi ve “Gezi parkı olaylarının yıldönümünde sivil olduğu halde ‘polis’ kimliğinin arkasına sığınan birkaç kendini bilmez, görevini yapan gazeteciyi herkesin gözü önünde dövdü” dedi.
Taraf sürmanşetinde yer ayırdığı habere, “Muhabire polis şiddeti” başlığını attı ve “Gezi Parkı’nı girişlere kapatan polis, gelişmeleri izleyen Zaman gazetesi muhabiri Emre Şencan’ı tekme tokat yere yatırarak gözaltına aldı. Şencan, ismini sorunca sinirlenen dayakçı polis, ‘Ne yapacaksın? Fethullah Gülen’e mi söyleyeceksin?’ diye çıkıştı” ifadelerine yer verdi.
Hürriyet ön sayfasının altında resim içinde verdiği haberde, “Zaman gazetesi muhabiri Emre Şencan’ın bu şekilde gözaltına alınmasına basın örgütleri tepki gösterdi” dedi.
“Padişahlar daha mütevazıydı”
Taraf gazetesinin manşetinde Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile yapılan röportaj, “Padişahlar daha mütevazıydı” başlığıyla yer aldı: “Türkiye giderek Ortadoğu’ya yaklaşıyor. Keyfi, ceberrut, zorba bir yönetim haline geliyor. Osmanlı padişahı bile Erdoğan’dan daha mütevazı yaşamış. Erdoğan sadece seçmene hesap veririm diyor. Halk konuşmayacak, sadece alkışlayacak. Sonra da ‘halk tarafından seçildim’ diyeceksin. Oh ne ala… Osmanlı Sarayı’nın dindarlığı ile halkın dindarlığı farklıydı. Çünkü sarayın İslam’ı kitabiydi. Diğer dindarların ise okuma yazması bile yoktu. Erdoğan’ınki de sarayın İslam’ı değil. Seçimlerde eğitimli İslam’ın temsilcisi İhsanoğlu’na ‘monşer’ dedi. Aslında ‘O bizden değil, bizimkisi folk İslam mesajı verdi.’”
Gazetenin sürmanşetinde ise, “Kabataş şantajı” başlıklı haber yer aldı: “Yandaş mahalledeki kavga bu kez Kabataş’a sıçradı. Gezi eylemlerinde, ‘deri pantolonlu 100 çıplak adam başörtülü kadına saldırdı’ haberlerinde rol alan bir gazetecinin, olayın kurgulanmasına öncülük eden hükümet üyesine şantaj yaptığı iddiası Ankara’yı sarstı. İddiaya göre, bir süre önce çalıştığı gazeteden ve yüklü maaştan vazgeçmek zorunda kalan yandaş gazeteci, hükümet üyesine geçinemediğini belirterek, ‘Bana yeni bir iş bulun, yoksa konuşurum’ dedi.”