“‘Ev genci’ Avrupa birincisi”

Karar gazetesinin manşetinde, “‘Ev genci’ Avrupa birincisi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Şapkayı önümüze koydurması gereken yakıcı tablo… Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısı patlama yaptı. Türkiye bu alanda Avrupa’da ilk sıraya çıktı. Ekonomik sorunlarla birlikte eğitim sistemindeki plansızlıkla oluşan ‘mesleksiz gençler’ furyası umutsuz nesil tehlikesini büyüttü. Alarm zillerini çaldıran gidişatı durduracak adımların atılması gerektiği belirtildi.

Türkiye’de gençlerin içinde bulunduğu sıkıntı verilere yansıyor. 15-24 yaş grubundaki 2 milyon 959 bin kişi ne eğitim alıyor ne de bir işte çalışıyor. ‘Ev gençleri’ olarak tanımlanan kesimde Türkiye, 34 Avrupa ülkesi arasında ilk sıraya yerleşti. Ev gençlerinin oranı yüzde 24.7 olurken AB ülkelerinin ortalaması yüzde 10’da kaldı. Türkiye söz konusu verilerle OECD ülkeleri içinde ise ikinci sırada yer aldı.

Hem ekonomik hem sosyal boyutu olan hassas konuda eğitim sistemindeki yanlışlar da vahim tablonun çapını büyüten unsur oldu. Mesleki eğitimi gözetmeyen yaklaşım iş gücüne katılımı zorlaştırınca diplomalı işsizlerle birlikte beyin göçü arttı. 18-29 yaş grubundakilerin yüzde 76’sının daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istediği anketlere yansıdı. ‘Mutsuzum’ diyenler geçen yıl yüzde 35’i aştı.”

“Umut ve neşe korkuları oldu”

Birgün gazetesi manşetinde, “Umut ve neşe korkuları oldu” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Ülke hızla seçime yaklaşırken kamuoyu araştırmalarında umduğunu bulamayan AKP, baskı ve yasakları daha da arttırdı. Pandemi bahanesiyle alınan müzik yasağı kararından vaz geçmeyen iktidar, mayıs ayı boyunca hayat tarzını hedef alan kararları arka arkaya devreye soktu. Furkan Vakfı lideri Alparslan Kurtul’la ilgili yapılan eylemler bile bahane edilerek birçok etkinlik yasaklandı.

Seçim öncesinde korkudan tek bir oyun hesabını bile yapan iktidarın izlediği yasak politikaları, gerici oluşumlara şirin gözükme çabasını görünür kıldı. Gericilerin ‘toplumun ahlakını bozduğu’ gerekçesiyle karşı çıktığı Eskişehir’de düzenlenecek Anadolu Fest, Eskişehir Valiliği’nin 15 günlük faaliyet yasağı sonrası iptal edildi. Daha sonra gerici zihniyetin Isparta’da Melek Mosso konserine yönelik başlattığı kampanya da sonuç verdi. Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği Isparta Şubesi ortak açıklamasında, AKP’li belediyeyi ‘halkın inanç ve gelenekleriyle uyuşmayan’ konserler düzenlemekle suçladı. ‘Ahlaksızlğı özendirmekle’ suçlanan sanatçı Melek Mosso’nun konseri bu açıklamaların ardından iptal edildi.

Siyaset Bilimci, Doç. Dr. Galip Yalman, birbiri ardına ilan edilen yasaklama kararlarının, AKP tarafından toplumun geneline hâkim kılınmaya çalışılan baskı ortamının bir devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Bu tür yasaklama ve toplumsal yaşamı sınırlandırma kararlarının devamının gelebileceğini söyleyen Yalman, BirGün’e yaptığı açıklamada, ‘Yukarıdan aşağıya doğru zincirleme bir şekilde alınan kararlar bütünüyle karşı karşıyayız. İktidar, genel olarak gündelik yaşamı kontrol etmek istiyor. Bu elbette ki ilk defa olmuyor ama son dönemde fazlasıyla yoğunlaştı. Belli bir zaman dilimi içerisinde giderek de yaygınlaşacak. İnsanlar kendilerini bir miktar ona göre ayarlamaya başladı. Yaşam koşullarının insanca yaşamdan uzaklaştığını her gün daha net görüyoruz’ dedi.”

“Ülkenin tapusu Katarlılara”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Ülkenin tapusu Katarlılara” başlıklı haberinde, “Şeyh Temim bin Hamed es Sani’nin ziyareti sonrasında Katarlıların Türkiye ilgisi arttı. Başta Kanal İstanbul güzergâhındaki araziler, Tank Palet Fabrikası, limanlar olmak üzere çok sayıda alım yapan Katarlıların yeni hedefi Galatasaray Adası, Galataport, İstanbul Havalimanı oldu.

Alternatif Bank’ı alarak adını duyuran Alfardan ailesinin Galataport için pazarlık yaptığı, gözünün de Galatasaray Adası’nda olduğu öğrenildi. Yabancıyla pazarlık masasında yer alan İstanbul Havalimanı’nın taliplerinden biri yine Katar, diğeri ise Dubai” ifadelerine yer verdi.

“İktidarın operasyondaki öncelikli amacı seçimler”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “İktidarın operasyondaki öncelikli amacı seçimler” başlıklı haber yer aldı:

“İktidar Suriye’nin kuzeydoğusuna operasyon yapmak için kolları sıvadı. Prof. Dr. Mesut Yeğen operasyon ile iktidarın esas amacının iç siyaseti şekillendirmek olduğunu söylüyor.

Suriye’nin kuzeyine şu ana kadar 4 operasyon yapan iktidar, yeni bir sınır ötesi operasyon hazırlığında. Rojava’ya dönük operasyon ile iktidarın ana nedeninin içeride sıkışmışlık ve yaklaşan seçimler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mesut Yeğen, ‘İktidar, Türkiye’yi bir savaş ya da operasyon ikliminde tutarak bildik milliyetçi galeyan halini tetikleyecek ve yaşanan iktisadi çöküşü de perdelemek isteyecek’ dedi.

Ukrayna savaşı ve NATO’nun genişleme tartışmalarının iktidarın eline bir koz verdiğini ve iktidarın da bu kozu kullanmak istediğini söyleyen Yeğen, ‘Suriye’nin kuzeyinde Arap-Türk-Kürt kemeri kurma hedefi şu koşullarda uzak bir ihtimal. Dolayısıyla ABD, Rusya ve İran’ında onay vermesiyle sınırlı bir operasyon olursa, işte o zaman esas amacın iç siyasete istikamet vermek olduğunu daha kolay söyleyebiliriz’ dedi.”

“Son koz savaş”

Yeni Yaşam gazetesi manşetindeki, “Son koz savaş” başlıklı haberinde, “AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kuzey-Doğu Suriye’ye ‘yen saldırı’ açıklamasının yankıları sürüyor. PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, ‘AKP iç siyasette sıkıştığı için Kürtlere saldırarak nefes almak istiyor. Bir kaos olursa seçimi erteleyebilme durumu doğar. AKP savaşı derinleştirerek varlığını sürdürmek istiyor. Bunun altyapısını da hazırlıyor olabilirler’ dedi.

Müslim, ‘Bu Türkiye’nin Kürtlere karşı savaşıdır. Türk devleti varlığını Kürtlerin yokluğunda görüyor. Her yerde savaşı büyüterek son kozlarını oynuyor. Saldırı olursa halk direnir’ dedi. DSG ise Ankara2nın Efrîn’in güneyinden Minbic ve Kobanê’ye kadar olan savaş cephelerine El Kaide ve IŞİD bağlantılı Huras El-Dîn ve Heyet Tehrîr El-Şam gruplarını yerleştirdiğini açıkladı” ifadelerini kullandı.