“Gezi’nin düşleri dimdik ayakta”
Gezi Davası’nda verilen hapis cezalarına yönelik tepkiler gazetelerde geniş yer buldu.
27.04.2022
Birgün gazetesi manşetinde, “Gezi’nin düşleri dimdik ayakta” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Gezi davasında 8 kişiye verilen yüksek cezalara tepki yağdı. Ülkenin dört bir yanında ‘Gezi Yargılanamaz’ diyen binlerce yurttaş sokaklara döküldü. Demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları da kararın siyasi olduğunu hatırlatarak ‘mücadeleye devam’ mesajı verdi. Haziran isyanı, Erdoğan’ın karşısına dikilen en büyük toplumsal güç oldu. AKP’nin korkusu hâlâ taze. Bu yargılama ile iktidar, Gezi’nin rövanşını almak isterken ülkeyi baskı ortamında seçime hazırlamaya çalışıyor.
Türkiye’nin dört bir yanında, milyonlarca yurttaş ‘Gezi’yi Savunuyoruz’ diyerek tepki gösterdi. Ceza alanlara destek veren yurttaşlar, İstanbul’da Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla Taksim İpek Sokak’ta bulunan TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin önünde bir araya geldi. AKP iktidarı ve Gezi sanıklarına ceza yağdıran direnişçiler, mücadeleye devam edileceğini vurguladı. Karara birçok siyasi partiden ve demokratik kitle örgütünden de tepki yağdı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında her zamankinden daha farklı bir konuşma yaparak Gezi davası kararlarına tepki gösterdi. Yargının bağımsız olmadığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ‘Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada görev alan hakimlerin bir kısmı zaten önceden kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlara imza atıyorlar. Gezi nedir… Bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir aslında. Baskıya isyandır Gezi aslında. Baskı istemiyoruz, kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz diyor gençler. Doğayı koruyalım diyor gençler. Bu kurgulanmış mahkemede, Osman Kavala beraat ettiği bir davadan müebbet hapse mahkum oldu. Çünkü yargı bağımsız değil’ dedi.”
“Aydınlığa birlikte çıkılacak”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Aydınlığa birlikte çıkılacak” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Gezi kararı İstanbul’dan Dersim’e, İzmir’den Trabzon’a onlarca kentte sokakta protesto edildi. ‘Artacak baskıların göstergesi’ olarak nitelenen karara karşı şu çağrı yapıldı: Talepler etrafında birlikte mücadele!
Gezi davasında verilen hukuksuz karara karşı 40’a yakın kentte yapılan kitlesel basın açıklamalarında eşitlik, özgürlük, laiklik, barış isteyen milyonlarca insana gözdağı verilmek istendiği belirtildi; ‘Eşit, özgür bir ülke için mücadeleye devam edeceğiz’ denildi.
‘Davadaki intikam duygusu kişisel değil’ diyen Siyaset Bilimci Dinçer Demirkent Gezi davası kararı sonrası yapılması gerekenleri şöyle özetledi: Demokrasi içerik kazanmalı, talepler örgütlenmeli ve seçime o taleplerle gitmeli.”
“Dinleme hukuksuz, dosyada delil yok”
Sözcü gazetesi manşetindeki, “Dinleme hukuksuz, dosyada delil yok” başlıklı haberinde, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gezi davasında üç hakimden ikisi kararı onadı, bir hakim ise karşı oy kullandı.
Hakimlerden Murat Bircan'ın 2018'de AKP'den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıkmşıtı. Karara karşı çıkan hakim ise gerekçesinde dinleme kayıtlarından başka delil olmadığı, kayıtların kanuna aykırı elde edildiğini vurguladı. Verilen karşı oyun gerekçesinde şöyle denildi:
‘Dosya içeriğinde dinleme kayıtlarından başka delil yok. İlk dinleme kararı 2013'te ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçu için alınmış. ‘Hükümete Karşı Suç’ suçundan alınan dinleme kararı yok. 2014'te söz konusu madde dinleme kapsamındaki suçlara eklenmiş. Bu tarihten sonra alınan bir dinleme kararı yok. Dosyadaki tüm dinleme kayıtları 2 Aralık 2014 tarihinden önce. Bu haliyle dinleme kayıtları kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğindedir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre dosyadaki dinleme kayıtları yasak delil mahiyetinde. Sanıkların kanuna aykırı dinleme kayıtlarına karşı beyanları da yasak delile dayandığından hükme esas alınamaz. Aksi kabul edilse dahi dinleme kayıtlarını destekleyen somut kanıtlar yok. Tek başına dinleme kayıtları sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeter değil. Sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeterli her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı başkaca delil yok. Bu nedenle beraatlarını, Osman Kavala'nın da tahliyesi görüşündeyim’” ifadelerine yer verdi.
“Ya bir oluruz ya yok oluruz”
Yeni Yaşam gazetesi manşetindeki, “Ya bir oluruz ya yok oluruz” başlıklı haberinde, “AKP-MHP-KDP ortaklığında Federe Kürdistan’ın Zap, Avaşin, Metina ile Şengal ve Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik başlatılan kapsamlı operasyona, ülke içinde de eşzamanlı baskılar eşlik ediyor. Gezi Davası’nda 7 isme ağır cezalar verildi. Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Can Atalay ve Yiğit Ali Emekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verildi, ardından tutuklama çıkarıldı.
Milyonların katıldığı Gezi Direnişi’ni hedef alan karar, tüm demokratik güçlere gözdağı olarak yorumlandı. Kararın Federe Kürdistan’a yönelik operasyon sonrası verilmesi dikkat çekerken, Kürt siyaseti içeride ve dışarıda tüm Kürtler ile demokratik güçlerin ortak hedef olduğunu kaydediyor. HDP, ‘Şimdi adalet, hukuk ve eşitlik mücadelesini, Gezi’nin umuduyla birlikte daha da büyütmek için daha fazla ortak mücadele zamanıdır’ diyerek çağrı yaptı” ifadelerini kullandı.
“Yine öldürdüler”
Cumhuriyet gazetesi manşetin altında, “Yine öldürdüler” başlıklı habere yer verdi:
“Gezi davasında çıkan kararlar, çocuklarını yitiren aileleri bir kez daha yaraladı. Aileler, “Kararı duyunca evlatlarımızı bir kez daha kaybetmiş gibi hissettik. Onların tek suçu yaralarımızı sarmak” dedi.
Sayfi Sarısülük (Ethem Sarısülük’ün annesi): Kararı duyunca tüylerim diken diken oldu, bir kez daha oğlumu kaybetmiş gibi hissettim.
Ali Ayvalıtaş (Mehmet Ayvalıtaş’ın babası): Kargaşa yaratıp yaptıkları zulümleri, ekonomik krizi unutturmak istiyorlar. Kararı veren de kendilerinden.
Emsal Atakan (Ahmet Atakan’ın annesi): Bu karar acımıza acı kattı. Demokrasiyi hapsettiler.
Emel Korkmaz (Ali İsmail Korkmaz’ın annesi): Umarım bir gün bu ülkeye adalet gelir.
“Utanç verici yargılama, Türkiye’ye büyük kötülük”
Karar gazetesi ön sayfasının altında, “Utanç verici yargılama, Türkiye’ye büyük kötülük” başlıklı haberi paylaştı:
“Siyasilerden Gezi Davası'nda çıkan karara tepkiler sürüyor. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Gezi Davası’ndan çıkan Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet ve yedi sanığa 18 yıl hapis cezası kararına tepki gösterdi. Gül, kararın Türkiye için de inanılmaz yük olduğunu belirterek, ‘Parçası olduğumuz modern dünyadan ne kadar kopuk olduğumuzu göstermesi açısından da ayrıca utanç verici.’ dedi.
Gül, ‘Ben o gün Gezi olayını AK Parti açısından olumlu bir ilerleme olarak görmüştüm.’ dedi. Gezi eylemleri için ‘Faili meçhuller için değil çevre için itiraz eden Chicago’daki Londra’daki gibi eylemler. Ortadoğu ülkelerinin problemlerini değil gelişmiş ülkelerin problemlerini yaşıyor olmanın bir göstergesi’ açıklamasını yaptı.”