“Görüntüler polisi doğrulamıyor”

Özel harekat polisinin öldürdüğü Dilek Doğan’ın son anlarına ait görüntülerle ilgili haber sadece Cumhuriyet, Zaman ve Hürriyet’te yer aldı

22.12.2015

Dilek Doğan’ın polis tarafından öldürüldüğü operasyonun görüntüleri dava dosyasına girerken, polis kamerasındaki kayıtlar Doğan’ı öldüren polisin, “Tüfeğimi almaya çalıştılar” iddiasını boşa çıkardı. 

Cumhuriyet habere ön sayfasının altında, “O görüntüler polisi doğrulamıyor” başlığıyla yer verdi ve “Küçükarmutlu’da Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin görüntüler vurulma anını göstermiyor. Kayıtlar polisin ‘Tüfeğimi almaya çalıştılar’ savını çürütüyor” ifadelerini kullandı.

Zaman manşetin altında yer ayırdığı habere, “Dilek Doğan’ın son anları kamerada: Kızımı vurdular” başlığını attı ve “İstanbul Sarıyer’de 18 Ekim’de gerçekleştirilen operasyonda polisin silahından çıkan kurşunla yaralanan ve hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan’ın (26) son anlarını gösteren görüntüler ortaya çıktı. Dava dosyasına giren polis kamerasına ait görüntülerde silah sesinden sonra anne Aysel Doğan’ın ‘Kızımı vurdular!’ diye feryat ettiği duyuluyor” ifadelerine yer verdi.

Hürriyet birinci sayfasının altındaki haber için, “Son anlar” başlığını kullandı ve “Sarıyer’de 18 Ekim’de arama yapılan evde Dilek Doğan’ı (26) öldürmekle suçlanan özel harekat polisi Y.M’nin dava dosyasına, polis kamerasının görüntüleri girdi. Videoda cinayet anı yok. Polis ‘Ben sana ne dedim’ diye üç kez bağırıyor. Dilek ‘Ya n’apıyorsun’ diyor ve silah patlıyor” ifadelerine yer verdi.

“Basın öne eğilmesin”

Türkiye Gazeteciler Sendikası, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Galatasaray Lisesi önünde, “Basın Öne Eğilmesin” sloganıyla eylem düzenledi.  

Cumhuriyet ön sayfasının altındaki habere, “‘Basın öne eğilmesin’” başlığını attı ve “TGS, tutuklu gazetecilerin bırakılması amacıyla ‘Basın öne eğilmesin’ sloganıyla eylem yaptı. Eyleme gazetemiz Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın eşi Şule Karaca, Mehmet Baransu’nun eşi Nesibe Baransu da katıldı” dedi.

Zaman habere birinci sayfasının altında, “Tutuklu gazeteci eşlerinden ‘Basın öne eğilmesin’ eylemi” başlığıyla yer verdi ve “Türkiye Gazeteciler Sendikası, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için ‘Basın Öne Eğilmesin’ sloganıyla eylem yaptı. İstanbul Galatasaray Lisesi önündeki eylemde, Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Gültekin Avcı, Cevheri Güven, Can Dündar ve Erdem Gül gibi hapisteki 32 gazeteci için özgürlük çağrısı yapıldı. Hidayet Karaca’nın eşi Şule Karaca, Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül ve Mehmet Baransu’nun eşi Nesibe Baransu da eşleri için eyleme destek verdi” ifadelerini kullandı.

Taraf sürmanşetindeki habere, “Basın öne eğilmesin” başlığını attı. Haberde, “Türkiye Gazeteciler Sendikası, tutuklu gazeteciler için dün İstanbul’da bu sloganla eylem yaptı. Galatasaray Lisesi önünde yapılan basın açıklamasına tutuklu gazetecilerin aileleri ile CHP milletvekilleri de destek verdi. CHP’li Barış Yarkadaş, Türkiye’nin gazeteciler için cehenneme çevrildiğini belirterek, ‘İçerideki gazetecilere tecrit ve işkence uygulanıyor’ diye konuştu” ifadeleri yer aldı.   

“Silivri evim oldu”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, Sezen Aksu’nun yazdığı, “Silivri evim oldu” başlıklı yazı yer aldı: “Aralarında sevgili arkadaşım Can Dündar da olmak üzere, 30’un üzerinde gazeteci hapishanede şu anda. Gazeteciliğin evrensel görev ve sorumlulukları içinde hareket etmenin sınırlarını, yüne evrensel hukuk çizmelidir. Adalet kişiye özel kurgulanamaz. ‘Özgürlük nerede başlar, nerede biter’in sınırlarını yeniden çizmeye gerek yok. Geçenlerde TV’de Nedim Şener’in Erdem Gül ve Can Dündar konusundaki soğukkanlılığını kaybettiğini ilk defa gördüm. Konuşmanın sonunda, Can ve Erdem’e Silivri’de üşümemeleri için su bidonlarına sıcak su doldurup yataklarına koymalarını önerdiğinde, Silivri bir kelime olmaktan çıktı. Benim evim oldu. O kadar ki fiziken ürperdim. Bu basbayağı bir delilik hali. Ülkenin bir bölümü acılar içinde, diğer bölümü bambaşka hayatlar yaşıyor. Tarafını belli ediyor olmanın bedelleri ağırlaştıkça, kozalarımıza itiliyoruz. His kaybı yaşanıyor. Bizden istenen ya da yapabileceğimizin en iyi bu mu? Düşmanlık, öldürmenin rasyonelleştiği o pusuda palazlanıyor.”  

“Demokrasi adına mutsuzuz”

Cumhuriyet gazetesinin ön sayfasında, “Demokrasi adına mutsuzuz” başlıklı haber yer aldı. “Sosyalist Enternasyonel Başkanı Papandreu’dan Dündar ve Gül’e destek” üst başlıklı haberde, “Eski Yunanistan Başbakanı Papandreu, dün gazetemize özel bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. Dündar ve Gül’e moral için gelen Papandreu, ‘Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumundan endişe etmekteyiz’ dedi. Papandreu, bina önündeki polis barikatı ile TOMA aracını da fark ederek, anlamını ‘IŞİD sizi muhalefet ve demokrasinin sesi olduğunuz için hedef mi alıyor’ sözleri ile sordu” ifadelerine yer verildi.  

“Dünyada en yüksek faizi Hazine ödüyor”

Taraf gazetesi manşetinde, “Dünyada en yüksek faizi Hazine ödüyor” başlıklı habere yer verdi: “İktidar sürekli ‘faiz yüksek’ diye propaganda yapıyor ama Türkiye hazinesi yüzde 10.5’le dünyanın en yüksek faizini ödüyor. Hükümet faiz lobisine çalışıyor. Başbakan Davutoğlu, mali disiplinden sapmadıklarını söyledi. Doğru, bütçe açığı çok küçük, hatta yok diyebiliriz. Fakat durum böyleyken, Türkiye Hazinesi dünyanın en yüksek faizini ödüyor. Çünkü 10 yıllık Hazine tahvillerinin faizi yüzde 10.5 oldu. Dünyada böyle yüksek faiz yok. Faiz neden yüksek? Çünkü yatırımcı iktidara, hatta kurumlarının açıkladığı verilere güvenmiyor. Dolayısıyla risk primi yükseliyor. Hazine bu faizi vatandaşa değil, bankalara ödüyor. Yani hükümet faiz lobisine çalışıyor. Türkiye dolar bazında yüzde 14 küçülürken, batık İspanya bile yüzde 3.4 büyüyor.”