“Hazırlık İstanbul içinmiş!”

Gündemde öne çıkan haberler Karar, Birgün, Evrensel ve Cumhuriyet’in manşetinde yer buldu.

20.02.2023

Karar gazetesinin manşetinde, “Hazırlık İstanbul içinmiş!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Deprem felaketinde yaşanan gecikme ve koordinasyon eksikliği için hükümet ‘Hazırlığımız İstanbul’aydı’ bahanesini ileri sürmüştü. Felaketin ardından İstanbul’da 93 okulun ‘riskli’ diye kapatılması ise ‘Çocuklarımızın canını emanet ettiğimiz yapıların durumu şimdi mi aklınıza geldi, hazırlık dediğiniz bu mu?’ tepkisine yol açtı.

Kahramanmaraş merkezli 11 ili yıkan depremde can kaybı 40 bini aştı. Özellikle ilk 48 saate ilişkin koordinasyon eksikliği ve yetersiz müdahalede bulunulduğuna dönük eleştiriler sürdü. Depremzedeler de hayati saatlerde kamu kurumlarının bölgede gerekli arama-kurtarma çalışması yapamadığını belirtti. Ekim 2019’da ‘Türkiye Afet Müdahale Planı’ dahilinde Pazarcık merkezli 7.5’lik bir deprem tatbikatı yapılırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi’ ifadesini kullandı.

Soylu; hava şartları, yolların durumu ve telefon hatlarının çalışmamasının alana ulaşımı zorlaştırdığını kaydetti. ‘Sosyal medyadaki değerlendirmelerin gerçeklerinden alacaklarımız var’ diyen Soylu’nun ‘Hazırlığımız İstanbul depremiydi’ sözlerine muhalefetten eleştiriler geldi. ‘Peki İstanbul depremi için hangi hazırlıkları yaptınız? Yoksa talimat mı bekliyorsunuz?’ soruları yöneltildi.

Soylu ise gündem olan ‘Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi’ sözlerine ilişkin açıklama yaptı. Soylu ‘Topyekûn beraber depremin yaralarını sarmak için mücadele ederken deprem yalanlarını çoğaltmak için mücadele edenler var. Allah’a havale ediyoruz. ‘Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi’den sonraki bölümü bilerek kestiler’ dedi.”

“Vinç şimdi geldi”

Birgün gazetesi manşetinde, “Vinç şimdi geldi” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Maraş depremi sonrası tıpkı öncesinde olduğu gibi sayısız yanlış yapan, her konuda geç kalan iktidar halkı yalnız bıraktı. İki haftadan geriye kentlerde ve kalplerde büyük yıkım kaldı. Deprem öncesi ve sonrası yaptığı hatalarla yüzleşeceğine, dayanışma faaliyetinde bulunanlar başta olmak üzere önüne gelene parmak sallayan iktidar iki haftada 20 yıllık hata yaptı. Ancak inşaat söz konusu olunca çabuk harekete geçildi.

İlk dakikalardan itibaren dört bir yandan yardım çağrıları yükseldi. Kendi imkanlarıyla enkazdan çıkanlar yakınlarını kurtarmak için çalışmaya başladı. Yaralı kurtulanları hastaneye taşımak istediler ne var ki kimi hastaneler çoktan çökmüş, onlarca kişiye mezar olmuştu.

Yardım için AFAD görevlileri, itfaiye ya da belediye binalarına koşanlar karşılarında enkaz yığınları buldu. Aylardır deprem uzmanlarının yer dahi bildirerek yaptığı uyarılara rağmen bugüne kadar harcanan trilyonlara rağmen devlet depreme yine hazırlıksız yakalanmıştı. – Enkaz altında kalanlar telefonlarıyla ya da çığlıklarıyla yardım istediler. Varsa hayatta kalan yakınları zamana karşı büyük yarışa girdi. Ne var ki AFAD’ın arama kurtarma ekipleri aradan geçen 30 saatte rağmen ortada yoktu.

AFAD hantal yapısı ve sadece Erdoğan’ın talimatıyla iş yapmaya çalışmış bakanlıklar, bürokratlar nedeniyle binlerce kişi o enkazlarda yardım beklerken öldü.

Marmara depreminde hem kurtarma hem de düzeni kurmada etkili olan TSK, üçüncü günde deprem bölgelerine sevk edildi. Hayat kurtarmak için en kritik saatler böyle böyle kaybedildi.

İlk depremin ardından yeterli uyarı yapılmayınca evlerine dönenler ikinci depremde hayatını kaybetti.

Sağ çıkanlar su, yemek ve battaniye dahi bulamadı. İçi boşaltılan ‘Kara gün dostu’ Kızılay pek ortada görünmedi.

İktidarın da itiraf etmek zorunda kaldığı organizasyonsuzluk, dağınıklık, plansızlık nedeniyle can kurtaracak madenciler saatlerce bekletildikten sonra alanlara gönderildi.

Ulaşım kesildi. Havalimanlarında dahi hasar meydana geldi. Otobanlar, köprüler işlemedi. Acil yardımlar için ortada bir plan da olmadığı anlaşıldı. Saatler boyunca AKP’li Cumhrurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortada görünmedi. İktidarın tek yetkilisi adeta AFAD Deprem Risk Azaltma Müdürü Orhan Tatar oldu. İlk 2 gün en çok açıklama yapan ekranda görünen kişi Tatar’dı.”

“Göçün faturası da depremzedeye”

Evrensel gazetesi manşetindeki, “Göçün faturası da depremzedeye” başlıklı haberinde, “Yıkılan ve afet bölgesi ilan edilen illerde, yakınlarını kaybetmenin acısını yaşayan depremzedeler, göç etmenin faturasını bile ödemek zorunda bırakılıyor.

Deprem bölgelerinden göç etmek isteyen depremzedeler fahiş nakliye ücretleri altında eziliyor. İskenderun’da eşyalarını evden asansörlü nakliye ile çıkarmak isteyenler 3-4 bin lira arasında ücret ödemek zorunda kalıyor. 3-5 kilometre gibi yakın mesafelere eşya taşıma ücreti ise 7-8 bin lirayı buluyor.

Malatya Ören’de halk, depremde hasar gören evlerinden eşyalarını çıkarabilmenin çabasında. Tehlikeyi göze alarak evlerine giren depremzedeler enkazdan çıkardıkları birkaç parça eşyayı gidecekleri yere sağlam götürebilmek istiyor” ifadelerine yer verdi.

“Çürük binaya mahkûm ettiler”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Çürük binaya mahkûm ettiler” başlıklı haber yer aldı:

Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 11 ili sarsan depremin ardından gözler, İstanbul’a çevrildi. Kimi deprem uzmanına göre eli kulağında olan 7 şiddetindeki depremin korkusu artarken yaşadığı binalarda kendini güvende hissetmeyen yurttaşın ise eli kolu bağlı. Kiracı yüzde 160 artan kiralar nedeniyle güvenli bir eve geçmeyi hayal bile edemezken, ev sahiplerinin ise yenileme için en az 1 milyon TL’yi gözden çıkarması ya da daha küçük eve razı olması gerekiyor. 

Depreme hazır olmadığı tüm kurumlar tarafından kabul edilen İstanbul’da, Büyükşehir Belediyesi (İBB) hasarın boyutunu saptayacak yeni bir seferberlik başlattı. Bu kapsamda geçen hafta İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce bilançoyu açıkladı. Buna göre İstanbul’da 318 bina deprem olmadan çökme tehlikesi içinde. İstanbul’da 1.1 milyon konutun bulunduğunu söyleyen Gökçe, bu binaların yüzde 70’inin ise 1999’dan önce yapıldığını belirtiyor. 

Kandilli Rasathanesi’nin derlediği verilere göre ise İstanbul’da 2000 ve öncesinde yapılan bina sayısı 818 bin adet. Muhtemel 7.5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen bina sayısı 491 bin. Bu binada oturanların sayısı da 6.2 milyon kişi.

İstanbullular mevcut binalarını kontrol ettirseler bile yenileme süreci hayli zor. İBB’nin son günlerde desteklemeye başladığı deprem dayanıklılık testinde riskli çıkması halinde bina yıkılmak zorunda. İstanbul Anadolu Yakası’nda yerinde dönüşüm projeleri yapan Avşin Aras Yapı sahibi Mevlüt Aras, 2000 hatta 2007 öncesi binaların büyük çoğunlukla çürük çıkacağını söylüyor. Bu durumda binaların en geç 6 ay içinde yıkıldığını belirten Aras, ‘Yeniden inşa edilecek bina için daire başı en az 1 milyon lira gibi bir masraf çıkıyor. Bu da mevcut yönetmeliğe göre yapımda çıkan ücret. Şimdi Kahramanmaraş depreminden sonra yeni yönetmelik bekliyoruz, orada maliyetler daha da artmış olabilir’ diyor.”