“HDP’li vekiller açlık grevinde”

Mardin’in Nusaybin ilçesinde devam eden çatışmalar ve HDP’li 4 milletvekilinin açlık grevine başlaması az sayıda gazetede yer aldı

23.11.2015

Mardin’in Nusaybin ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasağını protesto eden HDP’li vekiller Gülser Yıldırım, Ali Atalan, Mithat Sancar ve Erol Dora açlık grevine başladı.

Taraf gazetesi habere sürmanşetinde, “HDP’li vekiller açlık grevinde” başlığıyla yer verdi ve “HDP’li vekiller Ali Atalan ve Gülser Yıldırım, Mardin’in Nusaybin ilçesindeki sokağa çıkma yasağını protesto ederek açlık grevine başladı. İki vekilin eylemine HDP’li Mithat Sancar ve Erol Dora da katıldı. Nusaybin’in üçte ikisinde elektrik ve su olmadığını, gıda sıkıntısı çekildiğini ifade eden Atalan, ‘Biri hastaneye gidemeyen diyaliz hastası olmak üzere toplam üç sivil yaşamını yitirdi. Her gün ilçe merkezi silahla taranıyor’ dedi. HDP’li İdris Baluken, 12 Eylül’de bile böyle uzun sokağa çıkma yasakları olmadığını belirterek, ‘AKP, Ergenekon ve IŞİD çeteleriyle tam bir gladyo oluşturdu’ dedi. Hakkari’de 3 ilçede daha özel güvenlik bölgesi ilan edildi” ifadelerine yer verdi.   

Cumhuriyet ön sayfasının altındaki habere, “HDP’li vekiller açlık grevinde” başlığını attı ve “HDP’li Mardin milletvekilleri Mithat Sancar, Erol Dora, Gülser Yıldırım ve Ali Atalan açlık grevine başladı” dedi.
Evrensel haberi ön sayfasının altından, “HDP’li vekiller Nusaybin’de açlık grevine başladı” başlığıyla anonsladı.  

Zaman birinci sayfasının altında, “‘Hapis hayatı yaşıyoruz, yeter artık!’” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Mardin Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 6’ncı gününde çatışmalar şiddetlendi. Terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H mensuplarının hendek kazdığı, barikat kurduğu 4 mahalleden patlamalar duyuluyor. Elektrik ve internetin olmadığı ilçeden belediye ekipleri halka su dağıtıyor. Sıracettin Kaya, ‘Allah aşkına yeter! Neden dünyayı bize dar ediyorsunuz?’ diye tepki gösteriyor. Neriman K. hapis hayatı yaşadıklarını söylüyor” ifadeleri yer aldı.

Yeni Şafak gazetesinin birinci sayfasında, “Cephanelik acil servis” başlıklı haber yer aldı: “Mardin Nusaybin’de PKK’ya yönelik bir haftadır devam eden operasyonda teröristlerin karargah ve cephanelik olarak kullandığı eski devlet hastanesi temizlendi. Güvenlik güçleri, hastaneye acil servisten girerken, teröristler hasta almaya giden ambulanslara uzun namlulu silahlarla ateş açtı. İlçede şimdiye kadar 100’ü aşkın tuzaklı hendek kapatıldı.”  

Aziz Güler’in cenazesi 59 sonra getirilebildi

Rojava’da hayatını kaybettikten sonra 59 gündür cenazesinin Türkiye’ye getirilmesi engellenen Aziz Güler önceki gece Türkiye’ye getirildi.
Cumhuriyet ön sayfasının altındaki habere, “Aziz Güler 59 gün sonra vatanında” başlığını attı ve “Rojava’da IŞİD’e karşı savaşırken 21 Eylül’de hayatını kaybeden Aziz Güler’in cenazesi, önceki gece sabaha karşı Türkiye’ye getirildi. Güler, Pazar günü Gazi Mahallesi Cemevi’nden uğurlanacak” dedi.  

Evrensel habere birinci sayfasında, “Güler’in cenazesi Türkiye’de” başlığıyla yer verdi ve “Rojava’da, 21 Eylül’de IŞİD’in döşediği mayına basarak yaşamını yitiren Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) Komutanı Aziz Güler’in cenazesinin Türkiye’ye getirilmesine 59 gün sonra nihayet izin verildi” ifadelerini kullandı.  

“İşte ıslık, işte teşkilat”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “İşte ıslık, işte teşkilat” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Erdoğan ve Davutoğlu’nun da kınadığı, katliamda ölenlerin ıslıklanmasının ardından AKP çıktı. Davutoğlu ve Çipras’ın da izlediği maç için AKP gençlik kolu üyelerine cep telefonundan çağrı yapıldı ve bedava biletle stada girdiler. Statta Paris katliamında ölenler için yapılan saygı duruşunda protestoyu başlatanların AKP gençlik teşkilatı üyeleri olduğu, birçok seyircinin de buna uyduğu kaydedildi. AKP’lilerin bedava biletlerle girdikleri tribün bölümlerinde yoğun biçimde ıslık geldiği görüldü. Kameralar, Arda Turan’ın ıslıkların yoğun olarak geldiği bölüme dönerek sus işareti yaptığı tribünün de burası olduğunu tespit etti” ifadeleri yer aldı.

“28 Şubatçılar bile bunu yapmadı”

Zaman gazetesinin manşetinde, “28 Şubatçılar bile bunu yapmadı” başlığıyla yer alan haberde, “28 Şubat sürecinde ekonomiden sorumlu bakan olan Güneş Taner, holdinglere kayyım atanmasına tepki gösterdi. Makul şüpheye dayanarak şirketlere el konuşmasının Cumhuriyet tarihinde örneği olmadığını anlattı. 28 Şubat 1997’deki tarihi Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları arasında ‘İslami sermaye ile mücadele’ yaptırımı da vardı. Refahyol hükümetinden sonra kurulan koalisyonda ekonominin sorumluluğunu üstlenen Taner, bir MGK’da yeşil sermaye diye nitelenen banka ve holding isimlerinin verildiğini, kapatma ya da el koyma istendiğini ancak buna şiddetle karşı çıktığını anlattı. Sermayenin yeşili, kırmızısı, sarısı olmayacağını, istenen şeyin hukuk devletinde yeri olmadığını muhataplarına söylediklerini belirtti” ifadeleri kullanıldı.    

“Dink gerçekleri” 

Milliyet gazetesinin sürmanşetinde, “Dink gerçekleri” başlıklı haber yer aldı: “Savcılık, Hrant Dink cinayetinde çok önemli ipuçlarına ulaştı. 1- Cinayet öncesinde ve sonrasında, Dink’i vuran Samast’ın peşinde 6 sivil kamu görevlisinin bulunduğu belirlendi. Samast’ı çapraz biçimde takibe alan bu görevlilerden birisinin İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda astsubay olarak görev yaptığı saptandı. 2- Cinayetten hemen sonra olay bölgesindeki baz istasyonlarının yerlerinin değiştirildiği belgelendi. Bu nedenle ulaşılamayan telefon kayıtları, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kayıtlarının geriye doğru kareleme sistemiyle taranması sayesinde bulundu. 3- Olaya karışan kişilerin iletişim sağlaması için askerliğini Trabzon’da yapan Z.İ.’nin kimliği kullanılarak 180’e yakın ‘patates’ GSM hattı alındığı, bu hatların bir bölümünün Trabzon’daki kamu görevlileri ve yardımcı istihbarat elemanlarına dağıtıldığı görüldü. 4- Trabzon İstihbarat Şubesi’nin, görevine son verilen Erhan Tuncel ile teması sürdürdüğü de ortaya çıktı. Tuncel’in, çıkarıldığı tarihle Dink’in öldürüldüğü gün arasında İstihbarat’la 34 telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi.”