“Helalleşme yok, derhal istifa edin”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Helalleşme yok, derhal istifa edin” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Resmi rakamlara göre yaklaşık 45 bin yurttaşın yaşamını yitirdiği depremler siyasetin fay hatlarını da kırdı. Halkın yükselen öfkesinden çekinen iktidar stadyumları, meydanları, üniversite kampüslerini kapatmaya, yandaş olmayan medyayı karartmaya çalışıyor. İktidar, parti liderlerinden mafyaya, bürokratlardan paralı trollere dek, tüm bileşenleriyle demokratik protesto hakkını kullanan yurttaşı tehdit ediyor. Ancak felaketin ilk saatlerinden bugüne dek hata üstüne hata yapan, krizi yönetemeyen iktidara karşı biriken toplumsal öfke, korku duvarlarını yıktı. Her türlü krizde kendi kaderine terk edilen halk tehditlere, engellemelere, baskılara rağmen geri adım atmadı. Sanatçısından işçisine, akademisyeninden çiftçisine ‘Bıçak kemiğe dayandı’ diyen yurttaşlar, hükümeti istifaya çağırdı.

İktidar, depremin ardından bilindik reflekslere sarıldı. ‘Siyaset yapmayın’ çıkışı her kriz döneminde olduğu gibi yine devreye sokuldu. Taraftarların tribündeki ‘hükümet istifa’ sloganlarının ardından bir kez daha ‘siyaset yapmayın’ denilirken hükümet ve yandaşlar afet bölgelerinde, camide, fırsat buldukları her yerde muhalefeti kötüledikleri görüldü. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan sözlerini TSK komutanlarının alkışladığı görüldü. Cami imamları, Cuma hutbelerinin ardından muhalefet partilerini hedef aldığı görüntüler gündem oldu. Erdoğan ve Bahçeli depremin yaşandığı bölgelerde ‘simdi siyaset konuşmanın zamanı değil’ diyerek deprem için dayanışma sergileyen, hükümete eleştirilerde bulunan yurttaşlara ağır hakaretler yağdırdı.

Türkiye Komünist Partisi tarafından yapılan açıklamada, hükümeti eleştirmenin ve istifaya davet etmenin suç olmadığı hatırlatıldı. Açıklamasında futbol maçlarında tribünlerden yükselen ‘Hükümet istifa’ sloganına değinen TKP, ‘Halkımız tepkisini istediği şekillerde dile getirebilir. Bir futbol maçında 'hükümet istifa' diye bağırmak da buna dahildir’ dedi. Açıklamada, ‘TKP, AKP hükümetinin meşruluğunu başından beri sorgulayan bir parti olarak 'hükümet istifa' sloganı ile her zaman bir duygudaşlığa sahiptir’ ifadeleri de yer aldı.”

“Geliyorum diye geldi”

Karar gazetesi manşetinde, “Geliyorum diye geldi” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Kahramanmaraş’ın ardından bilim insanları defalarca ‘Yıkıcı artçılar olacak’ uyarısı yaptı. Hasarlı yapılardan uzak durulması gerektiği belirtildi. Ancak Malatya’daki 5.6’lık sarsıntının ortaya çıkardığı yıkım üç haftadır çadır alamayan insanların soğukta çaresizce hasarlı evlere girdiğini ortaya koydu. Kamuoyu artık tepkileri savuşturma çabası yerine hayati sorunu çözecek acil adımların atılmasını bekliyor.

Şubat deprem felaketinin artçıları devam ederken AFAD verilerine göre dün 12.04’te Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde büyüklüğü 5.6, derinliği 6.96 kilometre olan bir deprem meydana geldi. Şiddetli sarsıntı, Malatya’nın haricinde Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman’da da net şekilde hissedildi. Kandilli Rasathanesi verilerine göre ise depremin büyüklüğü 5.5 derinliği ise 5 km olarak ölçüldü. 110 kişinin yaralandığı, 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 29 apartmanın yıkıldığı depremle ilgili AFAD Başkanı Yunus Sezer, 32 kişinin enkazdan kurtarıldığını, 2 binada ise arama kurtarma çalışmasının devam ettiğini söyledi.

Sezer ayrıca, ‘Şu ana kadar 25 binanın yıkıldığına dair ihbar var. 5 binada arama kurtarma çalışmaları yoğunlaşmış durumda. Bölgede 400 arama kurtarma görevlisi mevcuttu. Onlar enkaz alanlarına yönlendirildi ve çalışmalara başlandı. Çevre illerden de 250 arama kurtarma personelini de helikopterlerle olay bölgesine sevk etmiş durumdayız. Maalesef bir vatandaşımız hayatını kaybetmiş durumda. 69’a yakın da yaralımız hastanelere sevk edilmiş durumda’ diye konuştu. Devam eden artçılarla ilgili de bilgi veren Sezer, ‘Şubat ayından itibaren Maraş depreminden itibaren neredeyse 3 dakikada bir artçı sarsıntı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunların birçoğu 5 ve üzeri şeklinde. Vatandaşlarımıza daha önce de duyurmuştuk. Özellikle hasar gören binalardan uzak durmaları yönünde. Bu duyurumuzu tekrar yapmak istiyoruz. Artçı sarsıntılar devam ediyor ve hasar gören binalarımız var. Bu artçı sarsıntılara bağlı olarak bunların yıkılması söz konusu. Vatandaşlarımız bu binalardan uzak dursunlar. Özellikle eşya tahliyesi yasaklanmıştı. Bu tür tahliye işlemleri ile bu binalara girmesinler’ diye konuştu.”

“Yardımı da sattılar”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Yardımı da sattılar” başlıklı haberinde, “Kahramanmaraş depremleri sonrası yurttaşlar sokakta aç ve açıkta kaldı. Depremzede 22. günde hâlâ kuyrukta çadır bekliyor. Kızılay’ın, AHBAP’a deprem çadırlarının yanı sıra konserve gıdaları da parayla sattığı ortaya çıktı. Kurum, yurttaşın bağışladığı ikinci el eşyaları da ticaret malzemesi yaptı.

Kızılay, ikinci el eşya satışından 2019 ve 2020’de 1.7 milyon TL gelir elde etti. Kızılay’ın depremzedeye destek olmak isteyen şirketlerle de ‘çadır pazarlığı’ için masaya oturduğu ortaya çıktı. Kurum, çadır başına 19 bin TL ücret istedi. Üç ayrı şirkete yaklaşık 3 milyon TL’lik satış yapıldı” ifadelerine yer verdi.

“‘AK’BABALAR!”

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “‘AK’BABALAR!” başlıklı haber yer aldı:

“Mereş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerde resmi verilere göre 44 bin 374 kişi, bölgeden gelen bilgilere göre ise bu sayının çok üstünde insan can verdi. Milyonlarca insan dondurucu soğukta çadır bulamıyor, gıdaya ulaşamıyor. En kritik anlarda arama kurtarma ve yardımların yapılmaması nedeniyle halk ‘devlet nerede’ diye isyan ederken, on binlerce insan, enkaz altında yardım çığlıkları ata ata can verdi. Halkın üzerine çöken AKP-MHP iktidarı ise tehdit ediyor, dayanışmayı engelliyor.

Depremle beraber Kızılay ve AFAD da enkaz altında kaldı. Her gün yeni bir rezalet yaşanıyor. Deprem gecesi Kızılay’ın soğuktan donan halka çadır göndereceğine Ahbap’a çadır sattığı ortaya çıktı. Şimdi de halk aç beklerken Ahbap’a gıda sattığı belirlendi. Kızılay Başkanı Kerem Kınık, milyonlarca insan donarken, açlıkla boğuşurken, enkazdaki yakınları için yardım çığlıkları atarken, bu satışları ‘ahlaki, akılcı ve yasal’ diyerek savundu. Yardım etmesi gereken AFAD ise yardıma muhtaç!”