Hukuk rezaletinin gerekçesi “siyasal ve askeri casusluk”

22 Temmuz soruşturmasındaki hukuksuzluklar yine basının ana gündem maddesi oldu

28.10.2014

22 Temmuz soruşturmasında önceki gün yaşanan 11 tutuklama kararının gerekçesi açıklanırken gazetelerde soruşturmada yaşanan hukuksuzluklar yer bulmaya devam etti.

Zaman, “AİHM’ye göre sulh ceza hakimleri bu soruşturmaya bakamaz” üst başlığıyla manşetinde kullandığı habere, “Proje mahkeme’yi çökerten gerekçeler” başlığını attı ve “7 bin kişinin dinlendiği iftirasıyla operasyon başlatıldı. Hakimin gerekçeli kararında bu sayı 238’e düştü. ‘Telekulak, paralel’ gibi suçlamalar yapıldı. ‘Usulsüz dinleme ve paralel’ gerekçesiyle tek bir polis bile tutuklanmadı. Casusluk suçlaması yöneltildi. Hangi bilginin hangi ülkeye sızdırıldığına dair bir tek delil ortaya konulmadı. Hakim Çiçek, 49 şüpheli ve avukatlarını dinlemeye zaman yetmediğini yazarak, Başbakan’ın ‘proje’ olarak gösterdiği mahkemenin yetersizliğini tescilledi” dedi.  
Bugün gazetesi manşetten verdiği habere, “İhanet dosyası örtülemez” başlığını attı: “8 gün süren skandalların ardından serbest bırakılan 38 emniyet mensubu arasındaki Terörle Mücadele eski Müdürü Ömer Köse 'Selam Tevhid adlı ihanet dosyası er geç yargılanacak’ dedi.” 

Hürriyet manşetin üstünde yer verdiği habere, “Tesadüf olamaz” başlığını attı ve “Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün dahil 11 kişiyi casusluktan tutuklayan hakim, gerekçeli kararında böylesine kritik telefon görüşmelerinin kaydedilmesinin tesadüf olamayacağını vurguladı” dedi.

Taraf manşetin yanında, “Hakim sormadığı yerden tutukladı” başlığıyla verdiği haberde, “Hukuk rezaletine dönüşen operasyonda 11 polisin tutuklama gerekçesi ‘casusluk’ olarak açıklanırken, ortaya çıkan ayrıntılar yeni bir skandalı daha gündeme getirdi. Mahkemede ifadeleri alınan polislere, casuslukla ilgili hiç soru sorulmadığı anlaşıldı. Serbest bırakılan polislerden İstanbul eski TEM Müdürü Erol Köse, ‘Hakim casuslukla ilgili hiç soru sormadı, delilde göstermedi. Ama casusluktan tutuklama yapıldı. Arkadaşlarımızın neden tutuklandıklarını biz de bilmiyoruz’ diye konuştu” dedi.

Milliyet ön sayfasının altında yer verdiği haber için, “Yeterli delil vardı ama…” başlığını kullandı ve “22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınan polislerin 8’i için adli kontrol kararı veren Hakim İslam Çiçek, gerekçeli kararında zanlıların ‘casusluk’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçunu işledikleri yönünde bilgi bulunduğunu ancak sorgulanamadıkları için bırakıldıklarını söyledi” dedi.

Sözcü, “Paralel operasyonda dağ fare doğurdu” üst başlığıyla manşetin altında yer verdiği habere, “114 polisi aldılar, 31’ini tutukladılar” başlığını attı ve “Sahur vakti kelepçelediler… Yandaş medyada suç makinesi ilan ettiler. Çoğu serbest kaldı. Bu nasıl iş!” dedi.
Sabah, “Suçları: Siyasi ve askeri casusluk” manşetiyle çıktı ve “Paralelciler, devlet güvenliği açısından gizli kalması gereken verileri temin ve ifşa ederek siyasi-askeri casusluk suçu işledi” dedi. 

Yeni Şafak manşetinde yer verdiği habere, “Bunun adı siyasi casusluk” başlığını attı ve “Polis şefi Yurt Atayün ile birlikte 11 polis hakkında tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek tarihi bir gerekçe yazdı: Dinlemelerle devlet güvenliği açısından önem arz eden ve gizli kalması gereken bilgiler temin edildi. Bu siyasal ve askeri casusluktur” dedi.

Star manşetin altında yer verdiği habere, “Taammüden casusluk” başlığını attı ve “Paralel polis müdürlerinin Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı, MİT Müsteşarını uzun süre dinlediklerini tespit eden mahkeme, sanıkların yaptıkları eylemin casusluk olduğunu bilmemelerinin mümkün olmadığı kanaatine vardı” dedi.

Habertürk, “Mahkeme tutuklama gerekçesini açıkladı” üst başlığıyla ön sayfasının altında yer ayırdığı habere, “Casusluk” başlığını attı ve “Son ‘paralel yapı’ tutuklamalarında mahkeme ‘Dinlemeler tesadüf değil’ dedi. Gerekçe: Siyasal, askeri casusluk ve delil karartma şüphesi” dedi.

“Erdoğan, Hrant’ı kullandı”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Dink ailesinin avukatı Çetin’e göre Erdoğan cinayetten sorumlu AKP’lileri koruyor” üst başlığıyla yer alan, “Hrant’ı kullandı” başlıklı haberde, “Başbuğ’un cemaat tartışmalarıyla ilgili ‘Dink davası çözülürse bu yapı deşifre edilir’ sözlerini ‘Olayı Dink davasına indirgemek küçültmek olur’ şeklinde değerlendiren Erdoğan’a aile üyeleri çok tepkili. Ancak aile şimdilik bir açıklama yapmak istemiyor. Avukatları Fethiye Çetin ise Erdoğan’ı yargıya müdahale etmekle suçluyor. Çetin, ‘Başbakan aileye, ‘Sarı Gelin’in Ankara dehlizlerinde kaybolmasına izizn vermeyeceğiz. Beni de öldürmek istiyorlar’ demişti. Onu da öldürmek isteyenler ‘kişisel husumet besleyen üç genç miydi? Anlaşılıyor ki Erdoğan, şimdilik bu cinayeti siyasi olarak kullanmaktan vazgeçti’ diyor” denildi. 

“Ya felaket, ya selamet”

Taraf gazetesinde manşetin altında, “Erdoğan, askerle ittifak peşinde” başlıklı haber yer aldı: “Eski Kültür Bakanı Günay, Erdoğan’ın TSK ile ittifak arayacağını ancak hiç kimsenin onun samimiyetine inanmayacağını söyledi. Erdoğan Köşk’e çıkarsa ülkenşn rejim krizine sürükleneceğini belirten Günay, ‘Türkiye için bu seçim ya felaket, ya selamet olacak’ dedi.”

“Cemaatle hükümetin arası bozuldu, Reyhanlı ve Uludere oldu”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Emniyet İstihbarat’ı Cemaat’e, MİT’İ Başbakan’a vermişler” başlıklı haber yer aldı: “Birgün’e konuşan ‘Meclis Böcek Komisyonu’ üyesi CHP’li Aksünger şok bilgiler aktardı: ‘Kurumları paylaşmışlar. Araları bozulunca Emniyet ile MİT birbirinden bilgi saklamış. Reyhanlı, Uludere bu yüzden oldu.”