“Hükümetİstifa”
Birgün gazetesi, her türlü baskıya rağmen iktidara karşı dinmeyen tepkileri manşete çekti.
03.03.2023
Birgün gazetesinin manşetinde, “Hükümetİstifa” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Protestoların önüne geçmek isteyen iktidar statları, meydanları halka kapatsa da tepkilerin önüne geçemedi. Taraftar gruplarından sosyalist partilere, dayanışma derneklerinden emek örgütlerine ‘Hükümet istifa’ sesleri yayılıyor. SOL Parti İstanbul İl Başkanı Demirdöğen, Kadıköy’de düzenledikleri ‘Hükümet İstifa’ eylemine yönelik polis müdahalesinin iktidarın korkusunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Demirdöğen ‘Bu halk sizden korkmaz’ dedi.
‘Yaşananlar Türkiye’nin içinde bulunduğu tek adam rejimin bir tezahürü’ diye konuşan Demirdöğen sözlerini şöyle sürdürdü: ‘O açıdan polisin yapmış olduğu fiili saldırının hiçbir hukuki altyapısı yok. Tamamen anayasal hakkımıza saldırı gerçekleştirildi. Darp edilerek, cebirle gözaltına alındık. Bunun siyasi yansıması da üç haftayı aşkın süredir bölgede var olamayan ve deprem bölgesine bir çadır bile götürememiş olan iktidarın, tribünlerden sokağa kadar taşan ‘hükümet istifa’ sloganları ve sorumluların yargılanması noktasındaki talebi bastırmaya çalışmasıdır. Ama bunu engelleyemeyecekler. Tribünlerde ve sokakta yükselen ses önceki akşam Kadıköy sokaklarında bizim dilimizdeydi ilerleyen süreçte de tüm toplumun dilinde olacak. Bu baskı ve zorbalık yenilecek. Halk kazanacak. Biz bölgedeki dayanışma çalışmalarımız devam ettiriyoruz. Aynı zamanda iktidarın ortalığa saçılan skandal uygulamalara ve işlediği suçlara karşı siyasal çalışmalarımıza devam edeceğiz. ‘Hükümet istifa’ demeyi sürdüreceğiz. Bize yapılan Kadıköy’de yapılan bu uygulamaya yönelik olarak da tüm kamu görevlilerinden suç duyurusunda bulunarak şikâyetçi olacağız. Bu sürecin de takipçisi olacağız.’”
“Plan hazırdı uygulanamadı”
Karar gazetesinin manşetinde, “Plan hazırdı uygulanamadı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“AFAD’ın hazırladığı Türkiye Afet Müdahale Planı ‘Bu çapta bir felaket beklenmiyordu’ söylemini boşa çıkardı. Cumhurbaşkanı onaylı çalışmada çok sayıda insanın enkaz altında kalacağından iletişimin kesileceğine ve yolların kapanabileceğine kadar her şey öngörülüp alınması gereken önlemler sıralandı. Rapordaki ‘Bu planın başarısı sahiplenilmesine bağlı’ ifadesi ise dikkat çekti.
AFAD’ın 2019’da Pazarcık merkezli 7.5 büyüklüğünde depremi öngören tatbikat yapması, birçok kuruluşun yayımladığı raporlarla bölgeye dair uyarılarda bulunması felaketin göz göre göre yaşandığını ortaya koydu. AFAD’ın ‘yaşanan afetlerden elde edilen tecrübeler doğrultusunda afetlere etkin müdahaleyi sağlamak amacıyla’ 2014 yılında hazırladığı Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) da depremden önce ve sonra yaşananların öngörüldüğünü ancak hazırlığın kâğıt üzerinde kaldığını gösterdi.
Buna göre Türkiye Afet Müdahale Planı’nda ‘çalışma grupları’ altında ana çözüm ortağı ve destek çözüm ortağı gibi başlıklarla her bakanlık, kurum ve kuruluşun afette nasıl rol alacağı tablolar halinde belirlenerek görev ve sorumlulukların tek tek sıralandığı görülüyor. Çalışmada ‘TAMP, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır. Ulusal düzey çalışma grubu planları birbirleri arasındaki uyum ve standartların sağlanabilmesi için AFAD tarafından belirlenen formata uygun hazırlanır. Ana Çözüm Ortağının bağlı olduğu Bakanın onayı ile Bakanlığa bağlı olmayan yapılarda ise üst yönetici tarafından onaylanarak yürürlüğe girer ve çalışma grupları tarafından Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi’ne (AYDES) yüklenir’ deniliyor.
2018’deki sistem değişikliği ile TAMP’ın yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine uyum sağlayacak şekilde revize edildiği belirtiliyor. TAMP’ın hedefleri arasında ‘Hayat kurtarmak, kesintiye uğrayan hayatı ve faaliyetleri en kısa sürede normale döndürmek, müdahale çalışmalarını hızlı ve planlı bir şekilde gerçekleştirmek, afet bölgesinin ve çevresinin güvenliğini sağlamak, halk sağlığını korumak ve sürdürmek, mülkiyet, çevre ve kültürel mirası korumak, ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak, ikincil afetleri önlemek ya da etkilerini azaltmak, halkı bilgilendirmek ve süreçle ilgili iletişimi canlı tutmak ve kaynakların etkin kullanımını sağlamak’ yer alıyor. Plan Entegrasyonu kısmında ‘Tüm afet ve acil durumlara karşı her seviyede hazırlıkları yapmak, ilgili kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak’ hedefleri sıralanıyor.”
“Taşıma bahane rant şahane!”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Taşıma bahane rant şahane!” başlıklı haberinde, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da riskli olduğu tespit edilen 1.5 milyon konutun Anadolu ve Avrupa yakasında belirlenen iki rezerv alanına taşınacağını söyledi. Uzmanlar acele alınan kararı eleştirdi. Gezi direnişinde İstanbul’u savunduğu için cezaevinde tutulan şehir plancısı Dr. Tayfun Kahraman, sosyal medyadan isyan etti.
Geçmiş dönemdeki kentsel dönüşüm çalışmalarını anımsatan Kahraman, ‘Ya her iki yakada şehir dışında alanlarda konut yaparak vatandaşın kent merkezdeki arsasında el koyacaksınız. Ya da Kanal İstanbul’u yapamadığınız için para etmeyen rezerv alana vatandaşları taşıyarak merkezdeki arsalarını ele geçireceksiniz. Önlem adı altında konutlarını elinden almak için halkı yine kandıramazsınız. Kendini çaresiz hisseden vatandaşın cebinden elinizi çekin’ dedi. Kahraman, ‘İmar aflarıyla kanına girdiğiniz 50 bin canımızın hesabını verin. 20 yılda yapmadıklarımızı 1 yılda yapacağız diyemezsiniz. Niyetinizi ve zihniyetinizi biliyoruz’ diye konuştu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, Kurum’un açıklamasının pratikte mümkün olmadığını vurguladı. Giritlioğlu, ‘Kanal İstanbul’un bulunduğu 36 hektarlık bir yer. Orası da özel mülkiyet. Acele kamulaştırma yapılması lazım ama bütçe de bunu kaldırmaz. Ortada bir balon dolaşıyor ve nereye konacak belli değil’ dedi.”