“İftiracının tahliye edildiği cezaevine biz konulduk”

Tutuklu Eş Başkan Selçuk Mızraklı Evrensel’e konuştu…

12.11.2019

Evrensel gazetesi manşetinde tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’nın açıklamalarına yer verdi. “İftiracının tahliye edildiği cezaevine biz konulduk” başlıklı haberde şu ifadeler yer aldı:

“Yerine kayyum atandıktan sonra tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı sorularımızı yanıtladı. Gizli tanık ifadeleri ile tutuklandığını hatırlatan Mızraklı, ‘Mardin’deki mahkemeler tarafından güvensiz bulunan bu iftiracının tahliye olduğu Kayseri Cezaevi’ne bizler konularak Türkiye demokratik çevrelerine de bir mesaj verilmek istenmiştir’ dedi. Tutuklanma kararının siyasi olduğunu söyleyen Mızraklı, ‘Adalet sadece mahkeme duvarlarını süslemektedir. Tüm adalet sistemi tek bir partinin hizmetindedir’ dedi. Önce hücrede tutulduğunu sonra da ailesinden uzak bir cezaevine gönderildiğini belirten Mızraklı, ‘Kışın ardı bahardır. Umudu dört duvar arasında da olsak yeşertmek görevimizdir’ ifadelerini kullandı.”

“1 milyon ev depreme hazır değil”

Karar gazetesinin manşetinde, “1 milyon ev depreme hazır değil” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Kentsel dönüşümün kağıt üzerinde kalması, toplanma alanlarına inşaat, kaçış yollarına otopark yapılmasına ilişkin tartışmalar bir süre sonra unutuluyor. Ancak son olarak TMMOB’un çalıştayı, depremin erteleme kabul etmeyeceğini gözler önüne seriyor. TMMOB İstanbul Şubesi’nden Nur Kardelen Öztürk ‘Depremde 10 bin binada çok ağır, 34 bin binada ağır, 150 bin binada orta hasar oluşabilir’ dedi. 30 bin insanın hayatını kaybedeceği belirtildi. İBB Deprem Daire Başkanı Tayfun Kahraman ’48 bin binada çökme riski var’ diye konuştu. TMMOB İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna ise 2000’de kurulan ‘Ulusal Deprem Konseyi’nin 7 yıl sonra kapatıldığını söyledi. Suna ‘Yöneticiler master planın kapağını dahi açmadı. 1 milyon konut güvensiz’ uyarısında bulundu. Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ’30 yıl içinde Marmara Denizi’nde 7 ve daha büyük depremin olasılığı yüzde 65’e ulaşmış durumda’ dedi.” 

“Kürt birliği ilerliyor”

Yeni Yaşam gazetesi manşetindeki, “Kürt birliği ilerliyor” başlıklı haberinde, “Türkiye’nin ÖSO ile birlikte Kuzey doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyon, Kürtler arasındaki birliğin gelişmesine yol açtı. İran’daki Kürtler, Irak Federe Kürdistan Bölgesi, Türkiye’deki Kürtler, Kuzey-Doğu Suriye’de bulunan Kürtler ile dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan Kürtlerin tamamı, saldırıya ortak tepki gösterdi. Kürtler arasında bu düzeyde bir birlik havasının ilk kez sağlandığı değerlendirmeleri yapılırken, Kürt toplumundan siyasi yapıların birlik çağrıları artıyor. Kürt toplumundan yükselen birlik sesleri, siyasi yapıların da ortaklaşma için görüşme ve adım atmalarına vesile oluyor. Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi, ENKS heyetiyle bir araya geldi. Rudaw’a konuşan ENKS Yürütme Konseyi Üyesi Tahir Hesaf, Ebdi ile olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydetti. Hesaf, ‘ENKS Başkanlık Konseyi, Özerk Yönetim ve PYD ile anlaşmaya varılması için değerlendirme ve önerilerini Mazlum Ebdi'ye iletti’ dedi” ifadelerini kullandı.  

“Toprağımız ipotekli”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Toprağımız ipotekli” başlıklı habere yer verdi:

“Dünya tarımı desteklerken Türkiye’de milyonlarca çiftçi, maliyetler nedeniyle borç batağında. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun çalışmasına göre, tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 15’i ipotekli durumda. Tarım arazisine ait tapusu üzerinde ipotek konulan borçlu çiftçi sayısı 2 milyona dayandı. Türkiye genelinde tarımsal gayri safi katma değeri en yüksek olan iller Konya, İzmir, Aydın, Manisa ve Adana ipotek oranlarında başı çekiyor. Bakırlıoğlu, ‘Bu durumun tarımın içinde bulunduğu çıkmazı gösterdiğini’ belirterek çiftçinin borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.”  

“Müfettiş baktı, emekçi öldü”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Müfettiş baktı, emekçi öldü” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“İş cinayetlerinde rekor üstüne rekor kırılırken, yeni cinayetlere adeta davetiye çıkarıldığı anlaşıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde görev yapan iş müfettişlerine bu yılın ilk 10 ayında hiçbir programlı teftiş görevi verilmedi. Program dışı teftişler ise 3. Havalimanı’nda yaşananlar gibi medyaya yansıyan ve kamuoyunun gündemine gelen vakalarla sınırlı kaldı. Öte yandan bu yılın ilk 10 ayında en az bin 477 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Geçen aralık ayından bu yana boşta bekletilen müfettişler teftiş incelemelerine ancak geçen ay başlayabildi. 970 iş müfettişi ve 120 denetmen görev yapıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Murat Çakır’a göre bu yaşanan skandal, siyasi iktidarın çalışma yaşamında emeği tamamen korumasız bırakmak istediğinin bir göstergesi. Çakır, ‘Yerli ve milli iş cinayetleri rejimi kurumsallaştı’ dedi.”