“İhmaller sel oldu”

​Evrensel ve Birgün gazeteleri, Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketini ve ihmalleri manşete çekti.

28.06.2022

Evrensel gazetesi manşetinde, “İhmaller sel oldu” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Kastamonu ve Bartın’da geçtiğimiz yıl 100’e yakın kişinin hayatını kaybettiği sel felaketlerinden ders çıkarılmaması, uzmanların hazırladığı rapor ve önerilerin dikkate alınmaması felaketin tekrarlanmasına sebep oldu.

Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde etkili olan şiddetli yağış nedeniyle ilçe merkezinden geçen Söke Çayı taştı, köprüler yıkıldı. Çay kenarındaki binaların giriş katlarını su bastı. Bölge halkı üst katlara çıkmaları ve işyerlerini açmamaları konusunda uyarıldı. Sağanak nedeniyle taşan çay, Kastamonu-Ankara kara yolunda çökmeye yol açtı. Bozkurt İlişi köyünden geçen çayın taşması sonucu köydeki bazı evler su altında kaldı.

Bartın'da sağanak nedeniyle Bartın Irmağı'nın Kozcağız ve Ulus kolu, taşma noktasına geldi. Irmaktaki su seviyesinin yaklaşık 10 metre yükseldiği görüldü. Yollar göle döndü, evleri su bastı. Zonguldak'ta devam eden yağışlarda Çaydamar Deresi'nin debisi arttı, taşma riskine karşı önlem alındı. AFAD, sağanağın etkili olduğu Bartın, Zonguldak ve Kastamonu'da 235 kişinin tahliye edildiğini bildirdi. Sel ve taşkın riski sürüyor.

Uzmanlar imar planı değişikliklerinden, dere ıslahına kadar mevzuata aykırılıklar olduğunu ifade ederken bu ihmallerin ancak rantla açıklanabileceğini vurguladı.”

“Hem boğulduk hem de yandık”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Hem boğulduk hem de yandık” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Ne ödenek ne liyakat ne de bir öngörü. Can kayıplarına yol açan felaketlerden ders alınmadı. İlk ateş ormanı, ilk damla kenti tahrip etti.

Defalarca büyük yıkıma yol açan sel felaketlerinden biri daha Batı Karadeniz'de yaşandı. Beş kentte etkili olan yağmur ve sonrasında derelerin taşması sonucu köprüler yıkıldı, evler işyerleri sular altında kaldı, otomobiller sürüklendi, duvarlar çöktü. Kimi zaman can kayıplarıyla da sonlanan sellere karşı yeni bir önlem alınmadığı ortaya çıktı. Yetkililer, yurttaşlara yükseklere çıkma önerisinde bulundu.

Doç. Dr. Kubilay Keleşoğlu’na felaketin nedenlerini sorduk. Keleşoğlu geçen yılki nedenlerin değişmediğini belirterek, ‘100 metrelik dere yatağı olan dereyi 30 metreden akıtıyoruz. Nasıl taşmasın ki’ dedi. Binaların taşkın riskine karşı yapılamayacağını aktaran Keleşoğlu, şunları söyledi: ‘Ancak dere kenarlarına yapılan duvarlar kurala uygun biçimde inşa edilirse taşkın riski düşer. Biz binaları depremde olduğu gibi taşkına karşı inşa edemeyiz, yani bunun hesaplanmasına girilmez. Ama alt yapı çalışmıyorsa, istinat duvarları olması gerektiği gibi inşa edilmemişse, dere yatağına yapılmışsa sorundur. Ama burada örneğin dere kenarındaki duvarlar, bir taşkın olur sular bu duvarları aşar diye düşünülerek yapılmamış. Su, orada sabit kalacak gibi düşünülüyor.’”

“6 ay sonra uyandık ülkeyi bu halde bulduk”

Sözcü gazetesi manşetindeki, “6 ay sonra uyandık ülkeyi bu halde bulduk” başlıklı haberinde, “Maliye Bakanı Nebati 6 ay önce, ‘Bir uyuyun, 6 ay sonra uyanın, Türkiye’de çok farklı noktalara gideceğiz’ demişti.

Dolar 11.5 liraydı, 16.7 lira olmuş.
Euro 13.2 liraydı, 17.7 lira olmuş.
Enflasyon yüzde 36’ydı, yüzde 73 olmuş.
Mazot 11.5 liraydı, 30 lira olmuş.
Benzin 11.6 liraydı, 27.3 lira olmuş.
Ekmek 2.5 liraydı, 5 lira olmuş.
1lt süt 8 liraydı, 18.5 lira olmuş.
Kıyma 55 liraydı, 140 lira olmuş.
12 kg’lik tüp 218 liraydı, 335 lira olmuş.
Kur korumalıya 30 milyar ödenmiş.
Faiz yükü 240 milyardan, 330’a çıkmış” ifadelerine yer verdi.

“Çin kuşağına Batı seddi”

Karar gazetesi manşetinde, “Çin kuşağına Batı seddi” başlıklı habere yer verdi:

“Nüfuzunu Afrika’dan Avrupa’ya kadar yayma planlarını ‘Kuşak ve Yol’ adı altında ambalajlayan Çin’e karşı Batı’dan hamle geldi. G7 liderleri, gelişen ülkelere 600 milyar dolarlık fon sağlanması için uzlaştı. Rusya’nın küresel sistemden tasfiyesiyle eş zamanlı atılan adım, Pekin’in dünyada bir hegemon güce dönüşmesini engelleme çabası olarak değerlendirildi.

Çin, 2013’te duyurduğu ‘Kuşak ve Yol’ girişimiyle gelişmekte olan ülkelere altyapı ve yol için kredi kullandırdı. Ancak köprüler, limanlar bütçeleri yutmaya başlayınca Pekin bu başkentler üzerindeki nüfuzunu artırdı. Karadağ ile yapılan ‘Borç ödenmezse toprak talep etme hakkı doğar’ anlaşması yeni İpek Yolu’nun ardındaki asıl amacı ortaya koydu. Borcunu ödeyemeyen Sri Lanka’da ülkenin ticaret limanı rejimin eline geçti.

Kuşak ve Yol’u milli güvenlik tehdidi olarak gören Avustralya ise anlaşmadan çekildi. Bu süreçte G7 devletleri, gelişmekte olan ülkelere altyapı finansmanı için 600 milyar dolarlık fon sağlanması konusunda anlaştı. İşgal planına dönen ‘kuşağa’ alternatif olan proje ‘Batı, Çin’in küresel hegemon güce dönüşmesini önlüyor’ değerlendirmelerini getirdi. ‘Rusya'dan sonra sıra Çin’e gelecek' öngörüleri de yeniden gündeme geldi.”