“İlaç ve aşıda kriz”

Birgün gazetesinin manşeti gündemde öne çıktı.

25.09.2020

Birgün gazetesi manşetinde, “İlaç ve aşıda kriz” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“ABD Türkiye Büyükelçisi David Satterfield, gündeme bomba gibi düşen bir açıklama yaptı. Satterfield ABD’li ilaç şirketlerinin Türkiye’den 2,3 milyar dolar alacağı olduğunu, bunun uzun süredir tahsil edilemediğini, eğer tahsilat yapılamazsa şirketlerin Türkiye’ye ilaç göndermeyi kesebileceğini duyurdu. Satterfield’in açıklamasına göre Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geçen yıl 230 milyon dolar olan borcun ödeneceği taahhüt etmişti. Ancak aradan geçen bir yılda herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi borcun da 10 katına çıkarak 2,3 milyar dolara ulaştığı Satterfield tarafından kaydedildi. Reuters Ajansı’nın aktardığı habere göre Satterfield, Türkiye’nin bazı ABD’li ilaç şirketleriyle pazarlık yaparak şirketlerin bazı alacaklarından vazgeçmeye çalıştığını söyledi. Öte yandan sorun yalnızca ABD’li ilaç şirketlerine özel bir durum değil. Yerli ilaç ve tıbbi ekipman satan şirketler de uzunca bir süredir kamudan alacaklı konumdalar. O kadar ki, bazı şirketlerin alacaklarının vadesinin üzerinden 36 ay geçmiş olmasına rağmen henüz borçlarını tahsil edebilmiş değiller. Sektör temsilcilerinin beyanlarına göre özellikle üniversite hastanelerinden alacakların tahsil edilmesi giderek zorlaşıyor. Şirketlerin çoğunun sahipleri alacaklı konumda oldukları için hükümetle aralarının açılmasını istemiyor ve bu nedenle basına demeç vermiyorlar. İsmini açıklamak istemeyen bir tıbbi cihaz satıcısı sektörde Sağlık Bakanlığı’nda tanıdığı olanların tahsilatını yapabildiğini ancak tanıdığı olmayanların alacaklarından feragat etmesinin istendiğini aktarıyor. Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (ORDER) Yönetim Kurulu Başkanı Erkin Delikanlı sorularımızı yanıtlayan iş insanlarından biri. Delikanlı ‘Kamu hastanelerinde vadenin üzerine 16 ay, üniversite hastanelerinde ise 36 ay geçmesine rağmen alacağını tahsil edemeyen şirketler var’ diyor.”

“Tek parti saltanatı”

Cumhuriyet gazetesi manşetin altında, “Tek parti saltanatı” başlıklı habere yer verdi:

“TBMM Başkanlığı, 27. Dönem, 3 Yasama Yılı içinde, TBMM’ye sunulan yasa tekliflerinin partilere göre dağılımları ve komisyonun sonuçlandırma oranlarını açıkladı. TBMM Başkanlığı’na verilen 3 bin 66 teklifin içinden yalnızca altında AKP’li milletvekillerinin imzası olanlar komisyonu aşabildi. Yani, muhalefet partileri ve MHP’nin verdiği 2 bin 817 yasa teklifinden hiçbiri yasalaşmadığı gibi henüz TBMM gündemine bile alınmadı.”

Gazete, manşetindeki “İşçiye ‘zekât’la rüşvet” başlıklı haberinde ise, “Sendika karşıtlığı sınır tanımadı. İstifa etmeyen işçiyi tehdit eden işveren, dini alet etmekten de kaçınmadı. Bursa’da 400 işçinin çalıştığı Tekmis Tekstil işvereni, Türk-İş’e bağlı TESKİF’te örgütlenen işçilere önce ‘fabrikayı kapatırım’ tehdidi savurdu. Ardından sendikalı olmayan ya da istifa eden az sayıda işçiye ‘zekât veriyorum’ diye ikişer bin lira dağıttı. Sendikalı işçiler ücretsiz izne gönderildi. Bazı işçilere de işyerine getirilip 1 saat çalıştırılıp eve gönderilerek mobbing yapılmaya başlandı. Türk-İş’e bağlı TEKSİF Sendikası, Bursa İnegöl’de faaliyet gösteren 400 kişinin çalıştığı Tekmis Tekstil’de yaşananlara dikkat çekti. TEKSİF, işçilerin sendikadan istifaya zorlandıklarını ve bunun için de çeşitli yasadışı yollara başvurulduğuna işaret etti. Yaklaşık 1.5 yıl önce işçilerin, ayda 15-20 gün çalıştırılıp eksik maaş aldıkları ve sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatırılıp maaşın bir kısmını da elden aldıkları için çareyi sendikalı olmakta bulduklarını anımsatan TEKSİF yetkilileri, sonrasında işverenin fabrikayı kapatacağına dair işyerine yazı astığını ancak sendikasızlaştırmayı başaramadığını belirtti” ifadelerini kullandı.

“Önce jandarma dayağı, sonra saray darbesi!”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Önce jandarma dayağı, sonra saray darbesi!” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Tarlaların ortasına kurulmak istenen biyogaz enerji santraline karşı direnen Çapaklı köylülerinin arazilerine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile el konuldu. Bugün Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile Salihli Çapaklı Köyü yakınlarında yapılmak istenen biyogaz tesisi kurulması için köylülerin arazileri kamulaştırıldı. 24 Eylül 2020 tarihli 31254 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2970 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde "Ege Biyogaz Enerji Santralinin yapımı amacıyla" bazı taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiği dile getiriliyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesini değerlendiren Çapaklı Köylülerinin avukatı ve Salihli Çevre Derneği Başkanı Seçil Ege Değerli acele kamulaştırma kararı ekinde verilen haritaya göre biyogaz tesisi kurulmak istenen alanın en az 3 kat arttığını dile getirerek, ‘Kamulaştırılan tarlaların toplam alanı 106.799 m2 ve proje sahası: 33.115 m2'ye denk geliyor. Yani toplam santral alanı: 139.914 m2 oldu. Bu alanın 3, 23 kat arttığı anlamına geliyor. Açıkçası bu derecesini beklemiyorduk. Alan tarım yapan köylüler için önemli bir büyüklüğü olsa da biyogaz santral projesi için küçük olduğunu ve bu kadarla sınırlı kalmayacağını düşünüyorduk zaten ki öyle de oldu’ dedi.”