“IŞİD’le sınırda kirli ilişkiler”

Gündemin öne çıkan haberleri Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazetelerinde yer aldı.

23.12.2015

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “IŞİD’le sınırda kirli ilişkiler” başlıklı haber yer aldı. “İşte rütbeli askerlerle teröristlerin telefon kayıtları” üst başlığıyla verilen haberde, “Suriye sınırında görevli bazı rütbeli askerlerin IŞİD militanlarıyla ilişkisini kanıtlayan telefon konuşmaları dava dosyasına girdi. Skandal, yakınları IŞİD’e katılan 6 vatandaşın savcılığa başvurmasının ardından başlatılan soruşturmada ortaya çıktı. 19 kişi hakkında iletişimin tespiti kararları alındı. Savcı Derda Gökmen, 27 şüpheli hakkında dava açtı. Gökmen, ‘dinleme sırasında başka bir suçun ortaya çıktığı gerekçesiyle’ ayrı bir soruşturma başlattı. Savcı Gökmen, ‘Şüphelilerin konuşmaları ve bazı askerlerle suç teşkil eden ilişkilerine yönelik’ yapılan soruşturma sonunda 5 Mart 2015 tarihinde ‘yetkisizlik’ kararı vererek dosyayı, dinleme kayıtlarıyla birlikte Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi. Askeri savcılık da CD örneklerini istedi” ifadelerine yer verilip, dinlemeye takılan konuşmalardan örnekler paylaşıldı: “Dinlemeye takılan bir görüşme tutanağının başında ‘Bu görüşme kaydında iletişimi tespit edilen kişi ile X2 kodlu kişinin görevli bir asker olduğu düşünülmüştür’ notu yer alıyor: -Efendim abi X2-Bu araç verdiğim yerde mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa adamlarınla. –Tamam abi geliyoruz. X2-Acil gel. –Abi Burak üsteğmene araba verdiğin/m yer mi? – X2- He verdiğinin az aşağısında. Bizim iki araç Türkiye tarafında. – Tamam abi.”

23 Kasım 2014 günü 15:51’de yapılan ve Aidiyet No: T06000002 olarak kaydedilen görüşmede ise bazı askerlerin IŞİD’liler üzerine ateş açmasının ardından yapıldığı düşünülen ifadeler yer aldı: “-Kaç defa sıktı? -4-5 defa… Gelin diyor bu tarafa –Ben şimdi geliyom, onun yanında giderim. –Tamam. –Ben şeyi aradım, bölük komutanını. –Tamam. –Karşılık vermeyin.”

25 Kasım 2014 günü saat 20:06’da yapıldığı belirtilen görüşmede ise ‘Ali isimli şahıs’la görevli üst rütbeli bir asker arasında geçen konuşma olduğu notuyla yer aldı: “-Abi termalden anlaşılıyorlarmış. Köylülerden biraz istihbarat aldım. Termalci abi para karşılığında bunları geçiriyormuş. Ali: Bakarız şimdi onun boynunu s….yim. Çünkü bir hafta önce ben buradan yük aldım. –Ali abi, buradaki komutanla şey yapabilir misin beni bağlayabilir misin buradaki iş için. Ali: Tamam bir şey olursa bana haber verin.”       

“Çocuk kıyımı”

Güneydoğu’da devam eden çatışmalarda, 11 yaşındaki Mehmet Mete isimli bir çocuk daha tanklarla vurulan bir binada hayatını kaybetti.

Özgür Gündem manşetin altındaki haber için, “Çocuk kıyımı” başlığını kullandı ve “Saray rejimi, kadın-çocuk demeden katletmeyi sürdürdü. Dün Mehmet Mete (11) adlı çocuk katledildi. Saldırılarda birçok sivil yaralanırken, Silopiya’da 50 yurttaşın bulunduğu bina tanklarla vuruldu. Siviller katliamla karşı karşıya” dedi. 

Evrensel habere manşetin altında, “Silopi’de bir çocuk daha öldürüldü” başlığıyla yer ayırdı ve “Silopi’de mahallelere dönük top atışı sırasında 11 yaşındaki Mehmet Mete yaşamını yitirdi. Gazetemize konuşan HDP milletvekili Aycan İrmez, ‘Tank atışları sürüyor. Cenazeyi alamadık. 2 gündür sokakta yatan cenaze var’ dedi” ifadelerine yer verdi. 

“İşte yalanın belgesi”

Özgür Gündem gazetesinin sürmanşetinde, “İşte yalanın belgesi” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Kürt halkına karşı başlatılan savaşın en ön cephesinde yer alan Türk medyasının psikolojik savaşla görevlendirildiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanı imzalı ‘gizli’ belgeye göre ‘bilgi dağıtım ağı’ kuran devlet, Türk medyasını bu ağ üzerinden yönetiyor. Gizli belgeye göre Anadolu Ajansı ve TRT, psikolojik savaşın ‘resmi’ sorumlusu. Haberlerin Türk medyasında ‘belirtildiği şekilde’ yer almasından ‘yetkili birimler’ ve valilikler sorumlu. Yabancı basın da ağa dahil edilecek, algı operasyonları yapılacak” ifadeleri kullanıldı.  

“Devletin uçağına atla, Pensilvanya’ya git, mesajımızı götür!”

Sözcü gazetesi manşetinde, “Devletin uçağına atla, Pensilvanya’ya git, mesajımızı götür!” başlıklı habere yer verdi ve “Gazeteci Fehmi Koru, 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından Erdoğan, Gül ve Fethullah Gülen arasında yaşanan trafiği şöyle yazdı: ‘18 Aralık 2013: Çankaya’da Gül’le görüşürken rahatsızlığını fark ettim. Cemaatin böyle bir fesadı (tape) yapmış olabileceğine akıl erdiremiyordu. Pensilvanya’ya (Fethullah’a) gitmem konuşuldu. 19 Aralık: Evinde Erdoğan’la buluştum. Rahatsızlığının karşı tarafa aktarılmasını istiyordu. Devletin uçağının tahsisi teklif edildi, reddettim. Aldığım biletle gittim. 22 Aralık: Pensilvanya’da (Gülen’le) görüşme gerçekleşti. 24 Aralık: Türkiye’ye döndüm. Pensilvanya’nın mektubunu Gül’e Çankaya’da teslim ettim” ifadelerine yer verdi.

“Bağımsız yargıda 2012’den sonra geriye gittik”

Zaman gazetesi manşetinde, “Bağımsız yargıda 2012’den sonra geriye gittik” başlıklı habere yer verdi: “Uluslararası dev şirketlerin Türkiye’deki avukatlığını yapan Gönenç Gürkaynak, iş dünyasının kendini güvende hissetmediği için hukuk kaygılarını daha çok dile getirdiğini söyledi. TÜSİAD üyesi Gürkaynak, bağımsız yargı ile özgür basında geriye gidişin Türkiye’yi telaşlandırması gerektiğini ifade etti. ‘2012’den sonra bağımsız yargı ile özgür basında geriye gidildiğini’ söyledi. Yatırımcının hukukun adil işleyip işlemediğine baktığını ifade etti. Gürkaynak, toplumun yolsuzluğu partiler üstü ve bu düzene ilişkin sürekliliği olan bir sorun olarak gördüğünü belirtti, bu yüzden çaresizliğe bağlı bir kabullenişle öncelikli bir mesele olarak bakmadığını kaydetti.”