“Kirli düzenin ağır kokusu”
Sedat Peker’in rüşvet ve yolsuzluk ağıyla ilgili belgeli iddiaları gazetelerin manşetindeydi.
29.08.2022
Birgün gazetesi manşetinde, “Kirli düzenin ağır kokusu” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Peker’in ifşa ettiği isimler, birbirleri ile olan yazışmaları, yakınlıkları, video görüntüleri bitmez tükenmez bir zenginleşme hikâyesini anlatıyor. Erdoğan ve Saray etrafında kurulan rejim başka türlü bir yönetim mekanizması yaratmazdı. Çarkın dönmesi için bu sisteme ihtiyaç var.
Mine Tozlu Sineren, Serkan Taranoğlu, Salih Orakçı, Zehra Taşkesenlioğlu, Ünsal Ban, Ali Rıza Taşkesenlioğlu, Burak Taşçı ve diğerleri. Son iki gündür Türkiye bu isimleri konuşuyor. Suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in sosyal medya hesabından yukarıdaki isimlerin telefon mesajları, video görüntülere ve belgelerden oluşan rüşvet çarkını ifşası her şeyin başlatan süreç oldu.
O saatten itibaren içinde Erzurum, ihanet, Borsa İstanbul, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Saray’ın adının sıkça geçtiği baş döndürücü bir trafiğe tanıklık ettik. Olaylar o kadar boyutlu ve dehşet verici ve konuşulan rakamlar o kadar büyük ki kendimize gelmek epey zaman aldı.
Tüm bu konuşulanlarla ilgili devlet ve savcılar yine suskun. İş insanı Mine Tozlu Sineren bir televizyon programına çıkarak Borsa’da gerçekleşmesini istediği bir işle ilgili girişiminden sonra kendisinden rüşvet istendiğini vermediğinde de işlerinin ters gitmeye başladığını ifade ederek suskunluğu bozan ilk kişi oldu. Sedat Peker’in iddialarının büyük oranda doğru olduğunu belirten Sineren, kendisinde daha detaylı belgeler olduğunu ve suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti. İkinci bir suç duyurusu haberi de dün geldi.
Bu isimler, bu isimlerin birbirleri ile yazışmaları, yakınlıları, video görüntüleri bitmez tükenmez bir zenginleşme ve aç gözlülük hikâyesini anlatıyor. Milyonlarca insan ay sonunu geçirme derdindeyken hiçbir özel vasfı ve yeteneği olmayan, tek başarıları bu ucube düzende kendilerine pay alabilecek bir noktada konumlandırmak olan insanlar 80 milyonun parasına çökmüş. Bin bir zorlukla üretilen kayaklar ülke halkına değil bir avuç yandaşa, rantçıya, rüşvetçiye gidiyor. Olayların üzerine giden tek bir savcı olmadığı için ancak iç çatışma durumunda ortaya çıkıyor.”
“Şimdi sıra savcılarda”
Karar gazetesinin manşetinde, “Şimdi sıra savcılarda” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Suç örgütü lideri Peker’in ileri sürdüğü kamuoyunu sarsan vahim iddialara ilişkin bugüne kadar hiçbir adım atılmadı. Devlet kurumlarında ve siyasette görev yapan bazı üst düzey isimlerin büyük bir rüşvet ağıyla ilişkilendirildiği son iddialar ise artık bardağı taşırdı. Belgeli ifşaatlarla ilgili muhalefet suç duyurusunda bulundu. ‘Bu korkunç suçlamalara karşı savcılar derhal harekete geçmeli’ çağrıları yapıldı.
Bir yıl önce Sedat Peker’in ortaya attığı iddialar gündem oldu. Ancak yolsuzluk, rüşvet ve uyuşturucuyu barındıran suçlamalara yönelik soruşturma başlatılmadı. Bu tablo ortadayken şarkıcı Gülşen’in konserde yapıp özür dilediği haddini aşan bir espri nedeniyle tutuklanması kamuoyu vicdanını rahatsız etti. ‘Gülşen’e işleyen adalet, bu kadar ağır iddiaları araştırmaya bile gerek görmüyor mu’ değerlendirmeleri yapıldı.
Peker’in eski SPK başkanını, Cumhurbaşkanı danışmanını kapsayan son iddiaları ise artık tuzun koktuğunu gösterdi. DEVA Partili Yeneroğlu “Bu rezilliklerin peşine düşecek savcılar çıkacak” dedi. Gelecek Partili Özdağ “Seçim sonrasında bir ‘Temiz Eller Operasyonu’ olacak. Devlet imkanlarıyla çetecilik yapanları göreceğiz” diye konuştu. İddiaları reddeden Taşkesenlioğlu ise suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.”
“Yok mu bir cesur savcı!”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Yok mu bir cesur savcı!” başlıklı haberinde, “CHP lideri Kılıçdaroğlu, rüşvet iddialarıyla ilgili olarak ‘Suç örgütü lideri, yer, zaman, isim veriyor. Hangi savcı harekete geçti? Talimat yukarıdan geliyor. Hangi demokratik ülkede böylesine garip bir olay olabilir? Devletin nefes borularına yapışmış mikropların hepsini temizleyeceğim’ dedi.
Savcılar harekete geçemediği için CHP ve HKP bugün suç duyurusunda bulunacak. Gelecek Partisi iktidarın değişmesi durumunda ‘temiz eller operasyonu’ yapılacağını duyurdu. Eski SPK Başkanı Taşkesenlioğlu iddiaları yalanlarken Cumhurbaşkanı Danışmanı Taranoğlu’nun istifa ettiği ileri sürüldü” ifadelerine yer verdi.
“Derin sessizlik!”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Derin sessizlik!” başlıklı habere yer verdi:
“Organize suç örgütü liderliğinden aranan Sedat Peker belgelerle AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun Marka Yatırım’ın sahibi Mine Tozlu Sineren’den 12 milyon TL rüşvet istediğini açıkladı. Sineren de iddiaları doğruladı. ‘Elimdeki belgeler daha fazla. Bunu sadece ben değil, Türkiye’de kaç tane borsa patronu varsa yaşıyor’ dedi.
İddialar gündemdeki yerini korurken yargı ise günlerdir sessiz. Yargıçlar Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadağ, ‘Normalde savcılar herhangi bir suçun işlendiğinden haberdar oldukları anda soruşturma açar. Ancak savcı ve yargıçlar ne yapacakları konusunda bir yerlerden işaret bekliyor’ dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da ‘Vatan kurtaran savcı ve hakim, haydi göreyim sizi; hem konser falan değil, konu SPK’ dedi.”
“Kravatlı soygun var!”
Sözcü gazetesi manşetindeki, “Kravatlı soygun var!” başlıklı haberinde, “DP lideri Gültekin Uysal, yapılan yolsuzluklara böyle tepki gösterdi. Uysal, Peker’in, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına kadar uzanan yolsuzluk iddialarına ateş püskürdü. ‘İktidardan hesap sorulacak’ dedi…
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Sedat Peker'in Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına kadar uzanan yolsuzluk iddiaları hakkında konuştu. İlk suç duyurusunu DP'nin yaptığını belirten Uysal, ‘Kravatlı soygun var ve Devr-i sabık şart oldu. Devr-i sabıkı ilk gündeme getiren biziz ilk suç duyurusunu da milletvekilimiz Cemal Enginyurt yaptı. Biz intikam peşinde değiliz, hukuk içinde hesap sorma peşindeyiz’ dedi ve şunları söyledi:
‘Biz bu kravatlı soygun hareketiyle ilgili devr-i sabık yaratacağız. Bu konuda son 20 yılda sorumluluğu olanlar millet, tarih ve hukuk önünde hesap vermeli. Ortada cürüm işlemek için organize olmuş bir suç örgütü varsa tabi hukuk içinde hesap sorulmalı. Bu rezilliklerin hesabı sorulmasın mı? Tarihe cumhuriyetin fetret dönemi olarak geçecek 20 yıllık bir iktidar var. Cumhuriyetin bütün birikimi başta olmak üzere maddi kaynakları, yeraltı yer üstü kaynakları, doğası, hukuku, demokrasisi yerle bir edildi.’”