“Koronavirüs testi Menzil’e emanet!”

Birgün, Cumhuriyet, Karar ve Evrensel gazetelerinin manşeti gündemde öne çıktı.

30.11.2020

Birgün gazetesi manşetinde, “Koronavirüs testi Menzil’e emanet!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Covid-19 testleriyle ilgili yaptığı ‘Önümüzdeki günlerde günlük test kapasitemizi 200 binli rakamların üzerine çıkaracağız’ açıklamasının ardından, AKP iktidarının bilindik uygulamalarından biri ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki yedi büyük kamu hastanesinde altı ay boyunca Covid-19 PCR testi yapılması için milyonlarca lira karşılığı iki şirketle anlaştı. Bakanlığın anlaştığı şirketlerden birinin sahibi ise Menzil Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Ferhat Danışman. Danışman aynı zamanda Menzil Cemaati’ne ait olduğu bilinen Emsey Hastanesi’nin üst düzey yöneticiliğini yapıyor. Danışman, Menzil’e ait olduğu bilinen Emsey Hastanesi’nde de Mali Hizmetler Koordinatörü olarak görev yapıyor. Ayrıca Danışman, yolsuzluk ve israf iddiaları ile tartışmaların odağında yer alan Kızılay’dan da 2019 yılında 713 milyon 520 bin TL’lik ihale almasıyla gündeme geldi. Kızılay’dan aldığı milyonlarca liralık ihaleyi BirGün’ün gündeme getirmesinin ardından kapattığı sosyal medya hesabında, Menzil Cemaati’ne olan yakınlığını gizlemeyen Danışman, ‘Menzil’de içilen çorba kişinin midesinden 100 yıl çıkmaz’ ifadelerinin yer aldığı bir fotoğraf paylaşmıştı. Adıyaman'daki Menzil köyünde bulunan Seyyid Abdullhakim Elhûseyni Külliyesi’nden ‘Güller diyarı ve ilim irfan merkezi’ olarak da söz eden Danışman, Menzil’in yayın organı Semerkand Dergisi’nden de alıntılar paylaşmayı da ihmal etmiyor. Danışman, Menzil’in önde gelen isimlerinden olan Seyda Muhammed Raşid’in resimlerini de sosyal medya hesabından paylaşıyordu.”

“Ekmeğimizi çalıyorlar”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Ekmeğimizi çalıyorlar” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“İstanbul’da 2 bin 892 fırında ‘gramaj-fiyat’ denetimi yapan İstanbul Valiliği, 1571 fırının ekmeği olması gerekenden pahalıya sattığını duyurdu. Gazetemizde 13 Ekim’de yayımlanan ‘Ekmeğe sessiz zam’ başlıklı haberimizde, 240 gram ekmeğin 1.75 TL’den satılması gerekirken, yasal olmayan bir şekilde 2 liradan satıldığını yazmıştık. Fırıncıların gerekçesi sürekli artan maliyetlere rağmen kabul edilmeyen zam talepleri olurken, kaç fırının bu duruma başvurduğu valilik tarafından yapılan denetimlerle sayıca tespit edilmiş oldu. Konuyla ilgili İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ‘Fırınlarda ekmek fiyatlarının İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İSTESOB) tarafından açıklanan azami ekmek fiyat tarifesinde yer aldığı gibi 1 kg ekmek fiyatının azami 7.50 TL’ye (200 gram ekmek 1.5 TL) denk gelecek şekilde satılıp satılmadığı, haksız fiyat artışı olup olmadığı kontrol edildi. Denetimlerde, 1321 fırının standartlara uyduğu, 1571 fırında azami ekmek fiyat tarifesine göre 1.5 lira olması gereken 200 gram ekmeğin daha yüksek fiyatla satıldığı tespit edildi.’”

Gazete manşetin altındaki, “Keyfiliğe ret” başlıklı haberinde ise, “Yüksek lisans öğrencisi olan avukat Bilge Doğru, Wikipedia’ya 3 yıl boyunca uygulanan idari tedbir nedeniyle ‘bilgi ve fikirlere ulaşma hakkının sınırlandırıldığını’ gerekçe göstererek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) hakkında açtığı tazminat davasını bölge idare mahkemesi kabul edilebilir buldu. Doğru’nun avukatı Acun Papakçı, ‘Bundan sonra BTK bir site engellediği zaman milyonlarca kişinin davasına muhatap olacağını bilerek karar vermek zorunda. Bence çok iyi bir karar’ dedi. Bilge Doğru, Wikipedia’ya 3 yıl boyunca uygulanan erişim yasağı nedeniyle ‘bilgi ve fikirlere ulaşma hakkının sınırlandırıldığını’ gerekçe göstererek BTK hakkında dava açtı, ancak Ankara 12. İdare Mahkemesi ‘menfaat bağının bulunmadığı’ gerekçesiyle davayı reddetti. Bölge idare mahkemesi bu kararı kaldırarak ‘Bilgiye ulaşma hakkı’ ihlal edilirse zarar doğabilir ve Bilgi Teknolojileri Kurumu da bunun muhatabıdır’ dedi” ifadelerine yer verdi. 

“İşsizlik vurdu, doğum azaldı”

Karar gazetesinin manşetinde, “İşsizlik vurdu, doğum azaldı” başlıklı haber yer aldı:

Türkiye’de nüfus sorununun ekonomik gelişmelerden ne kadar etkilendiği verilere de yansıdı. Doğum sayılarının en yüksek görüldüğü kesim olan lise altı eğitimli kadınlarda iş kaybı, geçen yıl ve önceki yıldaki artışla birlikte yüzde 22.4’e ulaştı. Mavi yakalıların gelir kaybına uğraması, toplam doğum sayılarında da sert düşüşe yol açtı. Mevcut işini kaybeden kadınların çocuk yapmaktan da vazgeçtiği ortaya çıktı. İşsizliğin tetiklediği çocuk sahibi olma sayılarındaki gerileme, zincirleme etkiyle Türkiye’nin toplam nüfus artış hızını da frenledi. Doğum sayısı geçen yıl ilk kez bir milyon 200 bin sınırını aşamadı. Bu noktada Türkiye, bir ülke nüfusunun yenilenmesinde eşik olarak tanımlanan değerin altına düşmüş oldu. Genç nüfus yükünü ise göçmenler üstlendi. Söz konusu dönemde doğumdaki artış göçmenler sayesinde sağlandı. Ekonomik canlılığın yüksek olduğu 2000 yılı ertesinde ülkemizde doğum sayısı 1 milyon 323 bine ulaşmış ve toplam doğurganlık hızı da 2,38 olarak gerçekleşmişti. 2001 krizinin özellikle işsizlik üzerindeki etkileri ile doğum sayısı 2003 yılında 1 milyon 199 bine düşmüş ve doğurganlık hızı da 2,09 olarak gerçekleşmişti. 2007-2008 yıllarında artan doğum sayısı ile doğurganlık hızı yeniden yükselmiş ve 2,16-2,15 seviyeleri görülmüştü.”

“Kovid-19 servisinde refakatçi uygulaması”

Evrensel gazetesi manşetinde, “Kovid-19 servisinde refakatçi uygulaması” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Kovid-19 vakalarındaki artış sağlık sistemini işlemez hale getirdi. Sağlık örgütleri, pek çok hastanede yatak bulunamadığı; yoğun bakım servisleri dolup taştığı uyarısında bulunuyor. Benzer bir tablo Hatay’da da yaşanıyor. Hatay Erzin’de yaşayan 81 yaşındaki Songül Özaslan’ın kovid-19 testi pozitif çıktı. Eve gelen filyasyon ekipleri, evde yaşayanların temaslı olduğunu söyleyerek kendilerini karantinaya almalarını istedi. Songül Özaslan ise Dörtyol Devlet Hastanesine yönlendirildi. Ancak hastaneye sevk yapacak ambulans bulunmadığı için Özaslan’ı ailesinin hastaneye götürmesi istendi. Songül Özaslan’ın oğlu Bülent Özaslan, ‘Evde temas halinde olanların isimlerini girdiler. Bizim karantinaya dışarı çıkmamamız gerekiyor. Ancak ‘Ambulans yetersiz, kendiniz götüreceksiniz’ dediler. Yoklamaya gelseler beni evde bulamayacaklar, cezası var bunun. Annem 81 yaşında, ağır hasta. Mecbur Dörtyol’a götürdük’ dedi. Annesini Dörtyol Devlet Hastanesine götüren Özaslan, burada da bir başka skandalla karşılaştı. Özaslan, hastanede personelin kendilerine ‘Refakatçi kalacaksınız’ dediğini ifade etti. Kovid-19 servisi için refakatçi istenmesinin kendilerini kaygılandırdığını söyleyen Özaslan, ‘Gerekirse 3-4 gün çıkmayın. Gerekli olursa dönüşümlü kalırsınız, dediler. O daha tehlikeli. Tüm oda kovid-19 hastası. Ben kalacağım, sonra başkası gelecek o da hasta olacak. ‘Salgın hastalıkta böyle uygulama mı olur?’ dedik ama mecbur kaldım. 81 yaşında, ayağa kalkmakta zorlanan annemi bırakamazdım’ dedi. Bu uygulamaların personel yetersizliğinin sonucu olabileceğini ifade eden Özaslan, ‘Personel yetersiz, pandemi önlemleri yok. Yarın başka hastaneye sevk ettirmeye çalışacağız. Ama başka hastaneler ne durumda bilmiyoruz’ dedi.”