“Kur korumayla servet transferi”
Birgün gazetesi, Kur Korumalı Mevduat “operasyonun” bir yıllık bilançosunu okuyucularıyla paylaştı.
21.12.2022
Birgün gazetesi manşetinde, “Kur korumayla servet transferi” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Ülkedeki en büyük servet transferinin yaşandığı ‘yeni ekonomik model’ adı altında halka sunulan uygulamaların başlamasının üzerinden bir yıl geçti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl 20 Aralık’taki kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunarak yeni bir ekonomik model duyurmuştu. Açıklamaların ardından dolar kuru bir gecede 18 liradan sert düşüşle 12 liranın altına indi.
20 Aralık’tan bu yana çeşitli makroihtiyatı tedbirlerle döviz talebi kısıtlanmaya çalışıyor. Cazibesini yitiren KKM’ye bütçeden 91,6 milyar lira ödendi. Kurun bir süredir sabit bir noktada seyretmesi yüzünden kasımda bu hesaplar için ödeme yapılmadı. Fakat Merkez Bankası’nın dövizden dönenler için ne kadar ödeme yaptığı ise açıklanmıyor. Merkez Bankası’nın da eylül sonuna kadar 95 milyar lira civarında KKM için ödeme yaptığı tahmin ediliyor. Bu hesapla KKM’nin kamuya toplam maliyeti yaklaşık 190 milyar lira civarında. KKM hesapları ise 31 Aralık 2023’e kadar açılabilecek.
İktidara yakın medya organları KKM operasyonunu ‘2022 TL’nin yılı oldu’ şeklinde haberleştirdi. 2021’de bankalardaki mevduatın yüzde 62’si dövizdeyken bugün yüzde 50’nin altında olduğu iddia edildi. Ancak dövize endeksli olması nedeniyle, kur korumalı mevduatlar da döviz mevduatlarına dahil edilerek hesaplanan gerçek dolarizasyon oranı yüzde 66,2 seviyesinde. Başka bir ifadeyle 2021’e göre dolarizasyon 4,2 puan artmış durumda.”
“Erke dönergeci devreye mi girdi”
Karar gazetesinin manşetinde, “Erke dönergeci devreye mi girdi” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye’nin gaz tüketimi azalırken, Rusya’ya dört aydır ödeme yapılmadığı kamuoyuna yansıdı. Gazın payının yüksek olduğu sanayideki enerji tüketimi de yüzde 17 azaldı. Buna karşın bir yandan enerji faturası bir yandan üretim arttı. Muamma tablosu iki soruya yol açtı: Enerji kısılırken üretimin artması nasıl sağlandı? Gaz alımı azaldıysa enerji faturası neden arttı?
Rusya’dan boru hattıyla alınan doğalgazın miktarının azaldığı verilere yansıdı. BOTAŞ’ın da yaklaşık dört aydır ödeme yapmadığına ilişkin iddialar dile getirildi. Son üç ayda doğalgaz tüketimi yüzde 22 geriledi. Bu gelişmeyle paralel olarak sanayi üretiminde de enerjinin payı düştü. Sanayide üretim için kullanılan gaz tüketimi de yüzde 17 azaldı. Bu tablo ortadayken enerji ithalat faturası 11 ayda yüzde 103 artışla 88 milyar dolara çıktı.
Tüketim düşerken faturanın yükselmesi kafa karıştırdı. Aynı şekilde sanayide gaz kullanımı azalırken verilere göre hem üretimin hem istihdamın artması çelişki yarattı. ‘Sonsuz enerji üreteceği ileri sürülen erke dönergeci mi devreye girdi?’ soruları gündeme geldi. Çelişki üstüne çelişki ‘Bu nasıl mümkün olabiliyor’ değerlendirmelerini getirdi. Kafa karıştıran tablo TÜİK verilerinin bir kez daha sorgulanmasına da yol açtı.”
“Baba-oğuluz sizi boğarız”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Baba-oğuluz sizi boğarız” başlıklı haberinde, “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilen İBB Başkanı İmamoğlu’nu partisinin grup toplantısında ağırladı. Salona ‘El ele, kol kola, omuz omuza’ sloganları eşliğinde gelen Kılıçdaroğlu, ‘Kendisi CHP’nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır’ dedi.
Bakan Soylu’ya seslenen Kılıçdaroğlu, ‘Onun tırnağı bile olamazsın. Neymiş, 16 milyon insanın sevgilisini görevden alacakmış. İmamoğlu size büyük lokmadır, boğazınıza takılır. Boğarız sizi’ dedi. İktidara geldiklerinde yapacaklarını sıralayan CHP lideri, ‘Herkes Bay Kemal’i beklesin’ dedi” ifadelerine yer verdi.
“Tabelasız yurtlarda köreltilen hayatlar”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Tabelasız yurtlarda köreltilen hayatlar” başlıklı haber yer aldı:
“Pendik ve Tuzla’da apartman dairelerinin bir iki katına sıkışmış, ‘yurt’ diye isimlendirilmiş, tabelası dahi olmayan cemaat-tarikat yerlerinde tercih etmedikleri hayata zorlanan kız çocuklarıyla konuştuk.
Henüz 14 yaşında. Yurt hayatını anlatıyor: Haftanın 5 günü dışarı çıkmak ve telefon yasak. Camdan bakmak bile, ‘Adımız çıkar’ diye yasak. Yemek ve temizliği kendimiz yapıyoruz.
Yurtlarda eğitimi ilişkin propagandayı şöyle özetliyorlar: ‘Türkçeyi bilmeniz yeterli, matematiğe gerek yok. Atatürk ve peygamber arasında siz doğru olanı tercih ettiniz.”