“Meğer kardeş değillermiş”

Ahmet Sever’in yazdığı, “Abdullah Gül ile 12 yıl” adlı kitaptan paylaşılan bölümler basının ana gündem maddesi oldu

16.06.2015

Cumhuriyet manşetinde, “Meğer kardeş değillermiş” başlıklı habere yer verdi: “Gül’ün 12 yıllık danışmanı Ahmet Sever’in kitabına göre Erdoğan, ‘kardeşinin’ önünü üç kez kesmeye çalıştı. 1-2007 genel seçimlerinin ardından Erdoğan’ın yakın çevresindeki siyasetçiler ve işadamları Gül’ü Cumhurbaşkanlığına adaylıktan vazgeçirmek için inanılmaz bir kulis yaptı. 2-2012’de ‘kişiye özel’ bir düzenlemeyle Gül’ün ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilmesinin yolu kapatıldı. Erdoğan, Gül’ün ‘Yasak beni rencide eder’ mesajına olumsuz yanıt verdi. 3-2014’te Gül’ün ‘Görev sürem bittiğinde partime döneceğim’ sözlerine rağmen Erdoğan, olağanüstü kongreyi bir gün önce toplayarak genel başkanlığının önünü kapattı.”

Hürriyet sürmanşetinde, “Her şeyin kırıldığı an” başlığı altında, okuyucularıyla Sever’in kitabından bölümler paylaştı: “11’inci Cumhurbaşkanı Gül’ün başdanışmanı Ahmet Sever’in anı kitabı Gül ile Erdoğan arasındaki ‘dava arkadaşlığı’ ve ‘kardeşlik hukuku’nun kırılma yaşadığı bir dizi önemli olayı gün ışığına çıkarıyor. Erdoğan 2012’de Gül’ün ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesini önleyen bir yasa değişikliği hazırlayınca, Gül kendisine Adalet Bakanı Ergin aracılığıyla ‘Konuyu aramızda konuşarak hallederiz. Böyle bir yasa beni rencide eder’ diye haber gönderdi. Ergin, Erdoğan’la görüştükten sonra ‘olumsuz’ yanıtla döndü. Yasaklandığını düşünen Gül çok kırıldı ve incindi. Benzer bir kırılma Gül, 2014 Ağustos’unda Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrıldığı sırada yaşandı. Gül, Köşk’ten ayrıldıktan sonra siyasete dönmeyi düşünüyordu, onu caydıran Erdoğan faktörü oldu. Gül, ‘Tayyip bey buna karşı çıkar. Aramızda çatışma çıkar. Anlaşamayız. Bu, ülke için de hayırlı olmaz. Bir ipte iki cambaz oynamaz’ diyerek hamle yapmaktan vazgeçti. Abdullah Gül’ün 2007 yılında cumhurbaşkanı seçilmesine karşılık askerlerin türban konusundaki hassasiyeti nedeniyle eşi Hayrünnisa Gül’ün Köşk’teki başyaverlik binasını ziyaret etmesi istenmiyordu. Buna çok içerleyen Hayrünnisa Gül, kendi sürdüğü arabayla başyaverlik binasına gidip içeri girdi. Kendisini gören askerler adeta şok geçirdiler. Sever’e göre, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından sonra 4 bakanın, özellikle de Egemen Bağış’ın kabine dışı kalmasını sağlayan aktör Gül oldu. Kitabın bu bölümünde şunları yazıyor: ‘Başbakan Erdoğan yeni kurulacak Bakanlar Kurulu’nda Egemen Bağış’ı tutmak istiyordu. Cumhurbaşkanı una da karşı çıktı ve bunun yanlış anlaşılmalara yol açacağını söyledi.’”  

“Yolsuzluklar için 1 önerge yeter”

Hürriyet gazetesinin manşetinde Cansu Çamlıbel’in Deniz Baykal’la yaptığı söyleşi, “Yolsuzluklar için 1 önerge yeter” başlığıyla yer aldı: “Erdoğan’la 2.5 saatlik görüşmesinin perde arkasını anlatan Baykal, ‘koalisyon protokolüne yolsuzluk şartı koymanın’ gerekli olmadığı görüşünde. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın benimle görüşmesi hayırlı başlangıç. Ertesi gün en iyi niyetli, en toparlayıcı konuşmasını yaptı. Cumhurbaşkanı’nın davetine ‘Hayır, ben sana cankurtaran simidi olmam’ karşılığı verilir mi? Geçmişte de ‘ABD, Rus elçisiyle görüştü’ diye fatura çıkarırlardı. Bu tepkiler ona benziyor. AK Parti’de ‘koalisyonu deneyelim’ görüşü ağırlık kazanıyor. Koalisyon protokolüne somut yolsuzluk iddialarıyla ilgili şart koymaya gerek yok. Bu, Anayasa’ya da uygun değil. Protokolde olmasa bile bir önergeyle üzerine gidilebilir. Milletvekilleri kendi takdiriyle harekete geçebilir. Meclis’in yapısı da buna müsait.’”    

“En büyük tehlike, Erdoğan’ın derin devleti”

Zaman gazetesi sürmanşetinde, CHP milletvekili Fikri Sağlar ile yapılan röportaja, “En büyük tehlike, Erdoğan’ın derin devleti” başlığıyla yer verdi: “Erdoğan 2007’den itibaren kendi derin devletini kurmak için Türkiye’deki tüm değerleri yok etti. Cumhurbaşkanı’nın rol arayışını meşrulaştırmak yanlış. Meşrulaştıranı seçmen sandıkta yok eder. Türkiye uçuruma sürüklenirken U dönüşüyle durdu. CHP, MHP ve HDP, seçmenin ‘koalisyon’ mesajını iyi okumalı.”

“O konuştukça AKP kaybetti”

Taraf gazetesinin sürmanşetinde Gezici Araştırma Şirketi’nin sahibi Murat Gezici’nin seçim değerlendirmelerine yer verildi. “O konuştukça AKP kaybetti” başlığıyla verilen açıklamalarda Gezici, “Seçimden önce yaptığımız anketlerde halkın yüzde 67’sinin ekonomik sıkıntı çektiğini tespit ettik. Yüzde 47 ise, ‘Cebimde para yok’ diyordu. Kriz varken, Erdoğan’ın sarayı rahatsız etti. Erdoğan’ın seçimlerin son anına kadar miting yaparak AKP’ye oy istemesini de seçmen hoş karşılamadı. Erdoğan, bu mitinglere son verseydi, AKP yüzde 44 alabilirdi” dedi.