“Niye konuştu, neden sustu?”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Niye konuştu, neden sustu?” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Taksim’de 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 81 kişinin yaralandığı bombalı saldırının üzerinden 4 gün geçti. Saldırıya ilişkin yanıtlanmayı bekleyen onlarca soru ortada duruyor. Resmi makamlardan verilen her yeni bilgi ise olayı daha karmaşık hale getiriyor. Patlamanın hemen ardından başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere emniyet ve valilikten yapılan açıklamalarda PKK/PYD işaret edildi. Ancak PKK kanadından yapılan birden fazla açıklamada saldırıyı üstlenmedikleri duyuruldu. Olayı Suriye’deki cihatçı örgütlerden birinin gerçekleştirmiş olabileceği ihtimali de geçerliliğini korurken kimsenin üstlenmediği, iktidarın çelişkili açıklamalarıyla kör düğüme dönen terör eylemi adeta sahipsiz kaldı. İktidar, dünyanın en büyük istihbarat servislerinden birine sahip olmakla övünürken dört gündür aydınlatılmayan saldırıya ilişkin öne çıkan soruları bir kez daha derleyelim.

1-Gözaltı var, örgüt yok: 13 Kasım’dan bu yana 51 kişi gözaltına alındı. Bunların çoğunluğun yabancı uyruklu ve uzun süredir Türkiye’de yaşıyor. Bu isimlerin PKK/PYD ilişkisine dair somut bir bilgi kamuoyuna yansımadı. Yakalananların sosyal medya paylaşımları kafaları daha da karıştırdı.

2-İlk dakika netliği yok: Soylu, eylemin ilk dakikalarında çok net açıklamalarda bulundu. Buna rağmen uluslararası yayın organları ve Suriye kaynakları Soylu’yu doğrulamadı. İslamcı örgütlere işaret edildi. Eğer bu doğru ise akla gelen ilk soru Soylu acele mi etti yoksa yanıltıldı mı?

3-Erdoğan bekleniyor: Kabine üyeleri saldırıya dair net açıklamalarda bulunmak için sessiz bir şekilde Erdoğan’ı bekledi. Cumhurbaşkanı yurt dışında olduğu için kimse konuşmadı. Bu, özellikle ABD’nin eylemdeki rolü konusunda iktidar cenahındaki sessizliğin ana nedenlerinden.

4-Çok soru, çok endişe: Saldırıya dair soruların artması güvenlik endişesi doğuruyor. MHP’lisinden iş kuran göçmenine kadar saldırıda birçok ismin adı geçti. İktidarın, bu kadar geniş istihbarat yapılanmasına rağmen soru işaretlerini gidermemesi akıllara çeşitli senaryoları getiriyor.”

“Uçurumun kıyısından acil dönüş”

Karar gazetesi manşetinde, “Uçurumun kıyısından acil dönüş” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“NATO üyesi Polonya’ya füze düşünce gözler Moskova’ya çevrildi. Bıçak sırtı saatler boyunca üçüncü dünya savaşı endişesi yürekleri ağza getirdi. En ciddi kriz, Biden ve Polonya Cumhurbaşkanı’nın ‘Rus füzesi olduğuna dair kanıt yok’ çıkışıyla yatıştı. Ancak bu defalık sönen kıvılcım, savaşı bitirecek adımların başkentlerin en acil gündemi olması gerektiğini gösterdi.

Ukrayna sınırında bulunan bir Polonya köyüne düşen füzeler dünyayı ayağa kaldırdı. İki kişinin hayatını kaybettiği olay sonrası 'Rusya vurdu' şüphesi ortaya çıktı. Zelenskiy de benzer iddiaları dile getirdi. NATO müttefiklerini devreye sokan 4'üncü maddeyi harekete geçirme seçeneğinin masada olduğu duyuruldu. NATO ülkelerinin büyükelçileri de acil koduyla bir araya geldi. Dünyayı korkutan yüksek tansiyon 15 saat sonra yatıştı.

NATO Genel Sekreteri ‘Patlamaya büyük ihtimalle Ukrayna savunma sistemi yol açtı’ açıklaması yaptı. Polonya Cumhurbaşkanı Duda ‘Bilinçli bir saldırı olduğuna ilişkin işaret yok. Bu sadece talihsiz bir kaza" dedi. ABD Başkanı Biden da "Rusya'dan fırlatılmış olma ihtimali düşük’ diye konuştu. Moskova ise suçlamalara sert tepki gösterdi. Kremlin Sözcüsü Peskov ‘Hiçbir gerekçeye dayanmayan Rusofobik tepki’ dedi.”

“Saray kabinesi sınıfta kaldı”

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Saray kabinesi sınıfta kaldı” başlıklı haberinde, “İstiklal saldırısı sonrasında ‘Milletimize mahcubuz’ açıklaması yapan Soylu, muhalefetin eleştirilerinin odağında. CHP’li Özkoç, ‘İçişleri bakanları mahcup olmazlar, gereğini yaparlar’ dedi.

Muhalefetin ‘FETÖ’cüleri siz atadınız. Yeriniz sanık sandalyesi’ dediği Bozdağ, milletvekillerinin 40 soru önergesine tek bir yanıt vermedi.

Öğretmenin sunduğu çiçeği kulağını kaşıyıp almayan Bakan Özer, sendikalara randevu vermedi. 15 eğitim sendikası çareyi Anayasa Mahkemesi’ne dilekçe vermekte buldu.

Seyahat acenteleri, Bakan Ersoy’u, ‘tarihin en başarısız bakanı’ olarak niteledi. TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, Bakan Ersoy’un kendilerini küçümsemesinden yakındı.

Atatürk Havalimanı’nın yıkımı, ertelenen metro ile otoyol açılışları nedeniyle eleştirilen Karaismailoğlu’na Meclis’te ERG İnşaat ve toplamı 94 milyar TL’yi bulan dokuz ballı ihale soruldu” ifadelerine yer verdi.