“Önce yoksullaştır sonra sadaka dağıt”
Birgün gazetesi, bu ay belirlenecek olan asgari ücret rakamlarıyla ilgili tartışmaları manşete taşıdı.
30.11.2022
Birgün gazetesinin manşetinde, “Önce yoksullaştır sonra sadaka dağıt” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Aralık’ta belirlenecek asgari ücrete yönelik tartışmalar başladı. Yoksulluk sınırının 26 bine dayandığı koşullarda 5 bin 600 TL olan asgari ücretin iki katına çıkması bile durumu kurtarmıyor. Avrupa’da çalışanların küçük bir kesimini ilgilendiren bu ücret Türkiye’de kritik önemde. Neredeyse her iki çalışandan biri bu ücretle ya da ona yakın çalışıyor. Üstelik bu durumda mesleğin de bir önemi yok. Mühendis, eczacı olman da ‘ücretli kölelik’ koşullarında çalışmaya engel teşkil etmiyor.
Bu durum resmi verilere de yansıyor. Merkez Bankası’nın TÜİK’in 2017-2019 verilerine dayalı araştırmasına göre ortalama olarak asgari ücretin yüzde 10 fazlası veya altında çalışanların oranı tarım dışı sektörlerde yüzde 43, sanayide bu oran yüzde 50. Tekstil, giyim ve deri sektöründe asgari ücretli oranı yüzde 59-72 aralığında. Gıda sektöründe ise bu oran yüzde 65, inşaatta yüzde 54, toptan ve perakende sektöründe yüzde 64. Turizm ise yüzde 72 ile zirvede. DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR)’ın raporlarında da durum farklı değil. Çalışanların yüzde 49’u asgari ücretin yüzde 10 fazlası veya yüzde 10 altında ücretler alıyor.
Asgari ücretli oranının artışındaki etkenlerden biri diğer emek ücretlerine gelen zamların çok düşük kalması. Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Çalışma Yaşamı Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, asgari ücret dışındaki ücretlere gelen zamların giderek düşmesine dikkat çekti. Çelik, ‘Bu nedenle ortalama ücret ve asgari ücret arasındaki makas kapanmaya başladı’ dedi. AKP döneminde net asgari ücretin 29 kat artmasına rağmen enflasyonun gerisinde kaldığına dikkat çeken Aziz Çelik şunları söyledi: ‘Ortalama memur maaşı 16 kat kamu işçisinin aldığı ücret ise 13 kat arttı. Özel sektörde işçi ücretlerinde artış daha da az. Bunun sonucunda asgari ücret ile ortalama ücret arasındaki makas kapandı. Türkiye asgari ücretliler ülkesi haline geldi.’”
“İyi ki ‘model’imiz ihracata dayalı!”
Karar gazetesi manşetinde, “İyi ki ‘model’imiz ihracata dayalı!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Hükümetin ‘ihracat, üretim, istihdam’ hedefinde patlayan ithalat oldu. Dış ticaret açığı rekor kırdı. İhracat üzerine bina edilen modelde ihracatın çökmesi ‘temeldeki çürük yaklaşımı’ ortaya koydu. Ekonomistler de yalnızca kuru tutmaya odaklanan anlayışın KKM yükü ve yakılan rezervler üzerinden millete faturasının her ay arttığına dikkat çekti.
Rekabetçi kur formülüyle aralıkta uygulamaya konulan model dikiş tutmuyor. ‘Kur çıkacak, ihracat artacak, üretim ve istihdam sağlanacak’ söylemi karşılık bulmadı. İthalat ihracattan üç kat daha fazla yükselince dış ticaret açığı rekor seviyelere ulaştı. TÜİK verilerine göre, ekimde ihracat yüzde 3 artarken ithalatta artış yüzde 31’i aştı. Yıllık açık yüzde 421 oranında artarak 7 milyar dolara kadar çıktı.
Açık ekonomiyi ısıtırken modelin merkezinde olan yüksek kurun maliyeti katlandı. Kur korumasıyla Hazine ve MB’ye yük bindirilirken dövize fren için yakılan rezervlere ‘borç para’ da dahil edildi. Tüm hedefi dış ticarette fazla vermek olan formülde açığın rekorlar kırması çarpıklığı ortaya koydu. Ekonomistler ve muhalefet ‘Kuru tutmak dışında hiçbir çaba yok. Seçim öncesi algı siyaseti ekonomide işlemedi’ dedi.”
“Boğaziçi’nin sadece adı var”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Boğaziçi’nin sadece adı var” başlıklı haberinde, “YÖK’ün hazırladığı rapora göre Boğaziçi Üniversitesi’nde en yüksek yüzde 10’luk dilimde atıf alan yayın sayısı 580’e kadar düştü. Boğaziçi, Asya bölgesinde THE Dünya Üniversite Sıralaması’nda 167’ye, QS Dünya Üniversiteleri Sıralaması’nda 189’a kadar geriledi. Ar-Ge’ye harcanan bütçe yüzde 43’ten yüzde 11’e çekildi.
Eski AKP milletvekili adayı Melih Bulu’nun atanmasıyla başlayan sürecin yıkımı büyük oldu. Ardından koltuğa oturan rektör Naci İnci yönetiminin üniversitedeki uygulamaları akademide gerilemeye yol açtı. Bu süreçte bazı öğretim üyeleri uzaklaştırılmış, kamuoyunun tepkisini çekecek adımlar atılmıştı” ifadelerine yer verdi.