“Operasyon sürüyor, haklar askıda”

Evrensel, Birgün ve Yeni Yaşam gazeteleri sürünün dışına çıktı…

11.10.2019

“Barış Pınarı” ismi verilen harekât ikinci gününe girerken birkaç gazete dışında basın her zamanki gibiydi.

Evrensel gazetesi manşetinde, “Operasyon sürüyor, haklar askıda” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“‘Barış Pınarı’ adıyla yapılan operasyon nedeniyle haklar askıya alındı! Yurdun doğusundan batısına birçok yerde eylem yapmak yasaklandı. Diken ve Birgün internet sitesinde çalışan gazeteciler gözaltına alındı. Sosyal medyada paylaşım yapan 78 kişi hakkında işlem başlatıldı. HDP eş genel başkanları ve milletvekillerine soruşturma açıldı. Bölgede 53 gündür devam eden kayyum eylemleri yasaklandı. Diyarbakır’da açıklama yapmak isteyen HDP Milletvekilleri Remziye Tosun, Dersim Dağ ve Musa Farisoğlulları ile yurttaşlar darp edildi. İl Eş Başkanı ve partililer gözaltına alındı” ifadelerini kullandı.

Birgün gazetesinin manşetinde, “Operasyon AKP’yi canlandırdı” başlıklı haber yer aldı:

“Siyasi iktidar askeri harekâtı iki günde fırsata dönüştürdü. Eylemler yasaklanmaya başlandı, muhalefete soruşturmalar açıldı, basına yönelik baskılar arttı. Yandaş yazar Selvi, operasyonun AKP’li milletvekillerini motive ettiğini, yürüyüşünü bile değiştirdiğini yazdı. Washington Post’a yazan Saray sözcüsü Altun, ‘ABD’nin kazanımlarını korumak bizim çıkarımızadır’ ifadesini kullandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise herkesi partisine üye olmaya çağırarak Millet İttifakı’nı hedef aldı, ‘İttifakın zayıflaması, parçalanması çok önemli’ dedi. Erdoğan’ın, Millet İttifakı’na yönelik açıklamalarını CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Salim Ensarioğlu değerlendirdi. Özel, ‘Biz kimsenin burnunun kanamamasını düşünürken Erdoğan’ın ittifakları konuşması kabul edilemez. Siyasi nezaketsizliği aşan bir durumla karşı karşıyayız. Bizim ittifakımızda bir sorun bulunmuyor’ dedi. Ensarioğlu da, ‘Bu açıklamalar tabiri caizse, ‘ayıptır, yazıktır, günahtır’. Milli bir mesele ortada dururken bu konuların gündeme gelmesini doğru bulmuyoruz’ diye konuştu.”

Yeni Yaşam gazetesi ise manşetindeki, “Türkiye yalnız kaldı” başlıklı haberde, “Kuzey ve Doğu Suriye’ye önceki gün ÖSO ile birlikte operasyon başlatan Türkiye’ye yönelik başta Arap ve Avrupa ülkeleri olmak üzere her yerden tepki geldi. Avrupa Birliği’ne üye 28 devlet, operasyonun başlamasından birkaç saat sonra ortak tutum alarak Türkiye’nin operasyonunu ‘işgal hareketi’ olarak nitelendirdi ve operasyonu bir an önce durdurması çağrısı yaptı. Operasyona en sert tepki ise Arap ülkelerinden geldi. Başta Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan, BAE ve Filistin olmak üzere birçok ülke ‘Suriye’nin topraklarının işgaline sessiz kalamayız’ diyerek operasyona tepki gösterdi. Arap Birliği ise yarın olağanüstü toplanacak. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise dünyadan gelen tepkilerle ilgili olarak ‘Bu kadar PKK’yı sevdiklerini bilmiyorduk’ dedi” ifadelerini kullandı. 

Mehmet Y. Yılmaz T24’teki, “Bu bir Pirus Zaferi olacak” başlıklı yazısında, “Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bir ölüm – kalım meselesi ile karşı karşıya olduğunu söylüyor. Sınırımızda bir “terör devleti” kurulma tehlikesi var ve bugün bir askeri operasyon ile bu cerahatli yarayı kesip atmaz isek milli güvenliğimiz muazzam bir tehlike ile karşı karşıya kalacak. Sosyal medyada yükselen milliyetçi dalgaya bakılırsa ilk hedefine de ulaşmış durumda. Vatandaşlar, normal her insanın isteyeceği gibi operasyonun can kayıpsız hedefe ulaşmasını, sınırımızdaki “hayati tehlikenin” bertaraf edilmesini istiyor, bekliyor. Kuzey Suriye’deki PYD askeri varlığı, insanlı – insansız uçakları, tankları olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dayanabilecek, direnebilecek çapta değil. Normal olarak, kayıp vermemek için kurşun atmadan sınırın 30 kilometre kadar gerisine çekilmeleri gerekirdi. Ancak, hendek siyasetinden de biliyoruz ki PKK’nın ağaları için, ölen genç insanların bir kıymeti yok, ister Kürt olsun, ister Türk. Onun için bu kayıpları göze alacaklar ve dünyanın bu işe bir dur demesini bekleyecekler. Ve operasyon Trump iyice delirip, ABD ordusunu işin içine sokmaz ise “Türkiye’ye ilk başta izin verilen sınırlara ulaşınca” tamamlanmış olacak. Peki bu Erdoğan açısından nasıl bir zafer olacak? Bunun bir tür “Pirus Zaferi” olacağını şimdiden söyleyebilirim. * Türkiye, artık dünyada yapayalnız! “Saldırgan” ülke konumunda. * ABD’de Türkiye’ye karşı yaptırımlar gündemde, * PKK / PYD rüyasında görse inanamayacağı kadar büyük bir dış destek ve Suriye’deki varlığı için meşruiyet kazanmış durumda. Şunu kendimize soralım: Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik her tür askeri operasyona sesini çıkarmayan ABD, AB, Arap Birliği, İran, niye Kuzey Suriye’de de bu işi yapmamıza karşı? Dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz: Sorunumuz, Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı kadronun, bir yandan “Arap sokağının” liderliğine heves ederken, diğer yandan da muhalifleri destekliyoruz derken Suriye’deki cihatçıların semirmesine yol açması! Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, ondan sonraki tüm düğmeler yanlış iliğe giriyor, sorun bu! Falcı değilim ama şunu söyleyebilirim: Aslında “kaybetmek” anlamına gelen bu Pirus Zaferi’nin sonucu Türkiye’nin eksikli demokrasisinden bile uzaklaşması sonucunu doğuracak. Neden böyle olacağını da önümüzdeki günlerde konuşacağız. Pirus Zaferi: MÖ 280 – 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, Roma'ya saldırır. Savaşı kazanır ama bütün ordusunu da kaybeder. O günden beri büyük bedeller ödenerek kazanılan zaferler için bu tanımlama kullanılıyor” ifadelerine yer verdi.