“PYD bilmecesi”
Basının bir kısmı, Şah Fırat operasyonunda PYD işbirliğine yönelik iddiaları manşete taşırken yandaş medya “zafer” hikayelerine devam etti.
25.02.2015
Şah Fırat Operasyonu’yla ilgili gelişmeler gazetelerde yer almaya devam ederken, Türkiye’nin operasyonda PYD ile işbirliği yaptığı iddiaları tartışma yarattı. PYD’liler “yardım ettik” derken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “PYD terör örgütüdür” açıklamasını yaptı.
Cumhuriyet, “Kaygı karakolu” manşetiyle çıktı. “Süleyman Şah için yeni ‘Saygı Karakolu’ yapılırken, Türkiye ile PYD arasında ipler gerildi” üst başlığını kullanan gazete haberinde, “Kobani yönetimi üyesi ve Kobani YPG komutanı Dijvar Xebat, ‘Çok basit bir anlatımla Türkiye bizden yardım istedi, biz de yardım ettik’ diyor. 4 gün önce haberdar oldukları Süleyman Şah Saygı Karakolu operasyonuna kendisinin de içinde yer aldığı üç komutanın koordinasyonunda 200 YPG’linin destek verdiğini anlatıyor. Stratejik yerlerde YPG ve Türk askerinin beraber mezvilendiği iddiasında bulunan Xebat, ‘Biz insanlık görevimizi yaptık. Bize teşekkür edilmedi. Bu bir tarafa, şimdi inkar yoluna gidiyorlar’ diye konuştu” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü İbrahim Kalın’ın konuyla ilgili açıklamaları ise bu haberin yanında yer aldı.
Zaman gazetesi manşetinde kullandığı, “PYD bilmecesi” başlıklı haberde, “Süleyman Şah Türbesi’ni taşıma operasyonunun PKK’nın Suriye kolu PYD ile birlikte yapıldığı iddiası tartışmaya yol açtı. PYD’nin ‘operasyonda biz de vardık’ açıklamasına HDP Eş Başkanı Demirtaş ve PKK yöneticisi Karayılan’dan destek gelirken, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ‘PYD terör örgütüdür’ diyerek iddiayı yalanladı” dedi.
Taraf gazetesinin manşetinde, “Süleyman Şah’a AVM tipi türbe” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Süleyman Şah’ın bulunduğu toprakları IŞİD’e terk eden hükümet, sınıra 200 metre mesafede ultra lüks bir türbe inşa edecek. Yanında otel, restoran ve dükkanlar da yer alacak” denildi.
Sözcü gazetesi manşetinde, “Karaoğlan vermedi, Serok Ahmet verdi” başlıklı habere yer ayırdı ve “Davutoğlu’nun yönettiği operasyonla terk ettiğimiz türbeye, Suriye 14 yıl önce el koymak istemişti. Ecevit rest çekince Şam korkmuştu” dedi.
Hürriyet manşetten verdiği, “Eşme süreci” başlıklı haberinde, “TSK’nın Süleyman Şah Türbesi’ne Kobani üzerinden gitmesi ve yeni türbenin PYD kontrolündeki Eşme köyüne taşınacak olması bölgede yeni bir fotoğraf ortaya çıkardı. Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü İbrahim Kalın Türkiye’nin ‘PYD bizim için terör örgütü’ tezini dün tekrarladı. Ancak Şah Fırat operasyonu Türkiye ve PKK’nın Suriye kolu PYD’nin işbirliğiyle gerçekleşti. Süreç, atılacak adımın geçen hafta Ankara’ya gelen PYD lideri Salih Müslim’e iletilmesiyle başladı. Operasyonda iki kritik nokta vardı. Birincisi TSK’nın PYD kontrolündeki Kobani üzerinden güvenli gidiş gelişiydi. İkincisi ise türbedeki emanetlerin Suriye tarafında, yine PYD güçlerinin elinde olan Eşme Köyü yakınlarında, dikenli tellerle çevrilen 8 dönümlük alanda tutulacak olmasıydı. Sonunda operasyon Türkiye’nin istediği şekilde sonuçlandı” ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak gazetesinin manşetinde, “Suruç’ta kritik 10 gün” başlıklı haber yer aldı: “Şah Fırat Operasyonu’nun üssü olan Suruç ilçesi 10-20 Şubat arasında provokasyon girişimlerine sahne oldu. 13 Şubat’ta polis noktasında bombalı araç patladı. Patlamanın izini süren istihbarat birimleri, 14 Şubat’ta ilçeyi savaş alanına çevirecek TNT yüklü araç yakaladı.”
Akşam manşetinde, “PYD terör örgütü, işbirliği yok” başlıklı habere yer verdi ve “Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Süleyman Şah Türbesi’nin tahliyesi sonrası yürütülen ‘PYD ile işbirliği yapıldı’ şeklindeki algı operasyonuna son noktayı koydu” dedi.
Milliyet manşetinde kullandığı, “Kanton kararı beklenmedi” başlıklı haberinde, “HDP ve Kürt kaynaklarının PYD’nin operasyonda aktif rol oynadığı iddiaları sürerken, operasyon akşamı Kobani Kantonu Başbakanı, PYD’li Enver Müslim’in, askeri birliklerin Kobani’den geçmesi konusunun kanton yönetiminde görüşülerek karar çıkarılması gerektiğini bildirdiği ancak Davutoğlu’nun ‘Basın geçin’ dediği ifade edildi” dedi.
Vatan manşetinde, “O arazi benim” başlıklı habere yer verdi: “Süleyman Şah Türbesi’nin taşınacağı sınıra 180 metre uzakta bulunan Eşme’deki arazinin sahibi Vatan’a konuştu: Sabah uyanınca askeri arazimde gördüm. Hiçbir şeyden haberim yok. Türbenin yapılacağı yer benim. Araziyi satmadım, anlaşma da yapmadım. Gece Türk askerlerinin bizim köye doğru gittiğini gördüm. Sabah askerleri gördüm. Muhtara sordum. ‘Bir şey olmaz’ dedi. Gidip konuştuk askerle, ‘Sizin kıymetinizi biliyoruz’ dediler. O arazide eskiden arpa, buğday ekerdim. Zaten zor durumdayız. Türk devletinden yardım talep ediyoruz. Suriye’de toprak da çok pahalıdır. Ne olacak bilmiyoruz.”
“Rüşvet suçu tarihte hiç böyle tanımlanmamıştı”
Bugün gazetesi Zekeriya Öz röportajının devamına sürmanşetinde, “Rüşvet suçu tarihte hiç böyle tanımlanmamıştı” başlığıyla yer verdi: “Fatih Belediyesi soruşturması, önce sıradan bir silah kaçakçılığı dosyasıyken bazı itfaiyecilerin rüşvet olayına karışmaları sonucu ayrı bir dosya olarak ayrılmış. Emekliliği yaklaşmış tecrübeli savcı, ‘Hayatımda bu dosyadaki kadar rüşvetin alınıp verildiği başka bir dosya görmedim’ diyerek soruşturmaya bakmak istemedi. Ciddi delillere rağmen daha sonra takipsizlik kararının verildiği metin, baştan sona hukuki hatalarla dolu ve bilimsel ciddiyetten uzak. Rüşvet suçu tarihte hiç böyle tanımlanmamış ve açıklanmamıştır. İleride hukuk normale döndüğünde bu metin herhalde hukuk fakültelerinde ibretlik bir karar olarak okutulacaktır.”