“Saray’ın baskısı çocuklara ulaştı”

​Birgün, iki liselinin “Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla sınıflarından gözaltına alınmasını manşete taşıdı.

18.05.2022

Birgün gazetesi manşetinde, “Saray’ın baskısı çocuklara ulaştı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlaması bu kez çocukları buldu. İstanbul’da 2 liseli, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ ettikleri iddiasıyla okullarına yapılan baskınla gözaltına alındı. Sebep Feminist Gece Yürüyüşü’ndeki sloganlar.

İstanbul’da iki lise öğrencisi sabah saatlerinde evlerinde bulunamayınca okullarına yapılan baskınla gözaltına alındı. Biri Avcılar’da diğeri Ümraniye’de öğrenim gören öğrencilerin gözaltına alınma gerekçesi ise bu yıl İstanbul'da düzenlenen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde attıkları sloganlar ile ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Kanunu’na Muhalefet ettikleri oldu. Çocuklar ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Çocukların avukatı Ayşe Özdemir 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde atılan ‘Zıpla zıpla zıplamayan Tayyip’tir’ ve ‘Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor’ sloganları nedeniyle gözaltı işleminin gerçekleştiğini aktardı.

Özdemir, ‘Polis görüntülerden tespit etmiş. Dosyada yetişkinler de var. Ancak onlar davetiyeyle çağırılmış. Çocukların önce evine gidiyorlar. Evde bulamayınca okula gidip oradan gözaltına alıyorlar. Okul müdürü de çocukları dersteyken sınıftan alıp polislere adeta teslim ediyor. Üstelik dosyada yakalama ya da gözaltı kararı da yok. Tamamen savcının sözlü talimatıyla hareket ediyor polisler.’

Çocukların şaşkın olduğunu ve bu yüzden gözaltına alınmayı gülünç bulduklarını aktaran Özdemir şöyle devam etti: ‘Hem öğretmenlerinin hem de arkadaşlarının gözleri önünde ifşa edilip hedef gösterildiler. Oysa aileler aranarak çocukların ifadesi davetiye yoluyla alınabilirdi. Eğitim hakları ihlal edilmiş durumda, ifade özgürlüğü ihlalinin yanı sıra.’”

“Kura koruma millete zarar”

Karar gazetesinin manşetinde, “Kura koruma millete zarar” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“128 milyardan ders alınmayınca kuru tutmak için 30 milyar dolar daha harcandı ancak dövizin ateşi yine düşmedi. Bir yandan eldeki rezerv eritilirken dolar tırmanış trendine girince Hazine’nin sırtına bir de Dövize Endeksli Mevduat yükü bindi. Bir avuç mevduat sahibine mayısta yapılacak fark ödemesi 50 milyara ulaştı. Zarar üstüne zararın faturası ise 84 milyonun cebine yüklendi.

Kurda tırmanış sürerken yeniden artışı frenlemek için yaklaşık 30 milyar dolar daha eritildi. İhracattan, SWAP anlaşmalarından ve mevduattan gelen döviz bu uğurda kullanıldı. Ancak eşikleri aşan endeks 15.80’in üstünü gördü. Bir yılda Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 87’yi aştı. Milletin parasıyla oluşturulan MB rezervi harcanırken kronik zamlarla boğuşan milyonların cebindeki para biraz daha buharlaştı.

Yükselen dolar yeni zamları peşinden sürüklerken Dövize Endeksli Mevduat nedeniyle ödenecek fark da katlandı. Vergilerle dolan MB ve Hazine’nin bu ay yapması gereken ödeme miktarı 50 milyar TL’ye ulaştı. Israrlı politikayla oluşan vahim tablo ekonomistlerin gündemindeydi: -14.55 üstündeki artışların bütün yükü vatandaşta. -Büyük bir hızla yoksullaştırılıyoruz. -Cari açık, bütçe açığı ve itibar açığı. Üçüz açık dönemi.”

“Reklam: Millete bahçe, Program: Cebe bol akçe”

Evrensel gazetesi manşetindeki, “Reklam: Millete bahçe, Program: Cebe bol akçe” başlıklı haberinde, “Yapılacağı iddia edilen millet bahçesinin başlangıç tarihi belli olmamasına rağmen alelacele yapılan Atatürk Havalimanı’ndaki kırma işleminin arkasında talan ve kıyak yatıyor.

Alanın, millet bahçesine dönüştürülme girişiminin arkasında İstanbul Havalimanı’nın satışı olduğu, satın almak isteyen şirketin rakip başka bir havalimanı istemediği ve rant iddiası var.

İBB Meclis üyesi İYİ Partili Ali Kıdık, İstanbul Havalimanı’nın Abu Dabi Havalimanı işletmecisi AUH firması tarafından alınmak istendiğini ve görüşmelerin başladığını duyurdu.

Atatürk Havalimanı’na yapılan ek ve kapasite artırımı yatırımları, işletme erken fesih bedeli gibi milyarca liralık ödeme çöpe gidecek. Seçilmiş müteahhitlere milyarlar aktarılacak.

Millet bahçesi ihalesine İstanbul Havalimanı yapımcısı şirketler çağırılırken, iktisatçı Mustafa Sönmez uyardı: Bu iş TOKİ tarafından ihalesi yapılmış işler arasında gözükmüyor” ifadelerine yer verdi.

“Geldikleri gibi giderler”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Geldikleri gibi giderler” başlıklı haber yer aldı:

“Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesi yapılacağı gerekçesiyle yıkımına başlanması üzerine çok sayıda yurttaş bölgeye gitti. Havalimanı önünde toplanan grup sık sık ‘Burası halkındır, halkın kalacak’ diye slogan attı. Polis iş makineleri önünde açıklama yapılmasına izin vermedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında ‘Bu işte yer almış herkese sesleniyorum. Bu iş ‘Talimat aldım, mecburdum’ diyeceğiniz bir iş değildir. Bunun adı vatana ihanettir. Pistleri kıran makinelerin müteahhidi duysun. Sana özel ilgi göstereceğiz. Makinelerini çekeceksin oradan’ dedi.”

“Mesele yine ağaç değil”

Yeni Şafak gazetesi ise manşetindeki, “Mesele yine ağaç değil” başlıklı haberinde, “2013’te Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın taşınmasını bahane ederek sokakları kışkırtan CHP’liler, bu kez de ‘ağaç dikilmemesi’ için gerilimi tırmandırıyor. CHP’liler, 132 bin 500 ağacın bulunduğu dev bir şehir parkı olacak Atatürk Havalimanı’ndaki çalışmaları durdurmak için inşaat alanını bastı” ifadelerini kullandı.