“Şirkete var, millete yok”
Gündemin öne çıkan haberleri Karar, Birgün, Evrensel, Yeni Yaşam ve Cumhuriyet’in manşetindeydi.
27.10.2022
Karar gazetesi manşetinde, “Şirkete var, millete yok” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Faizle mücadelenin tabelada kaldığını gösteren bir çarpıcı tablo daha… Yüzde 10.5 kağıt üstünden öteye gitmiyor ancak şirketler nispeten avantajlı krediye ulaşabilirken yaşamsal ihtiyaçları için banka şubesine giden vatandaşın önüne üç kat fazla faiz oranı konuyor. Mağduriyet yaratan çarpıklık ‘Faiz yerine milletin cebine savaş açılıyor’ tepkilerine yol açıyor.
Merkez Bankası faizi 10.5’e çekti, bir sonraki toplantıda tek hane mesajı verildi. Ancak faizle mücadele söylemlerine rağmen bütçede faize ayrılan pay rekor seviyeye geldi. 2012’de 48 milyar lira seviyesinde olan bütçedeki faiz payı bu yılın ilk 9 ayında 207 milyar TL’ye ulaştı. En büyük yükü getiren Kur Koruması’nın faturası yedi ayda 85 milyara çıktı. KKM ile birlikte toplam faiz yükü yaklaşık 600 milyar lirayı buldu.
Kağıt üstündeki faizin piyasada bir karşılığının olmaması ise mağduriyetlere yol açıyor. Şirketlere yüzde 18’le sunulan kredi faizleri sıra vatandaşa gelince katlanarak artıyor. Bankalar ihtiyaç kredisi kullanmak isteyenlerden yüzde 31 seviyesinde faiz talep ediyor. ‘Şirkete başka millete başka’ uygulaması tepki çekerken ‘Faiz düştüyse neden ay sonunu getirmeye çalışan bundan faydalanamıyor’ soruları gündeme geldi.”
“Kimine kâr kimine açlık”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Kimine kâr kimine açlık” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Hükümetin ‘yeni ekonomik modeli’ enflasyonu tarihi seviyelere çıkarırken, sermaye kesiminin kârlarını katladı ancak kamunun sosyal yardımlarıyla ayakta kalanların sayısını artırdı. Bu yeni modelle döviz kurunun yüksek olması avantaja çevrilecekti. Türk Lirası’nın değer kaybetmesine bağlı olarak oluşan rekabetçi döviz kurları sayesinde cari işlemler fazlası oluşacağı, döviz bolluğu ve düşük faizlerle birlikte üretim, yatırım ve istihdamın artacağı ve nihayetinde enflasyonun düşeceği öngörülüyordu. Ancak öngörülenin tam tersi oldu. Artan kriz koşullarında halk yalnız bırakıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, iktidarın ekonomi politikalarına ilişkin ‘Acı verici bir şekilde geçeceğini hesaplamıştık’ açıklaması gündemdeki yerini korusa da acı reçete halka verilirken sermaye kesimleri kârlarını katladı. 2023 programı da kamu kesimi sosyal harcamalarının milli gelire oranın yıllar içerisinde nasıl azaldığını gözler önüne serdi.
Ülke ekonomisine ilişkin hedef ve politikaların yer aldığı 2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nın onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'nin önceki günkü mükerrer sayısında yayımlandı. Resmi enflasyon yüzde 83,4 olarak hesaplanmışken kamu kesimi sosyal harcamalarının 2023’te yalnızca yüzde 51,7 artması hedefleniyor.
Eğitim, sağlık ve sosyal koruma harcamalarından oluşan sosyal harcamaların GSYH içindeki payı 2017 yılına kıyasla azaldı. Programda GSYH içinde eğitim harcamalarının payı 2017 yılında yüzde 3,8 olurken bunun 2022’de sonunda yüzde 2,9'a gerilemesi bekleniyor. Sosyal koruma harcamalarının yüzde 8,4'ten yüzde 6,9'a, emekli ödemelerinin ise yüzde 7,4'ten yüzde 5,8'e gerilemesi öngörülüyor. Toplam sosyal harcamaların 2017 yılında GSYH’ye oranı yüzde 15,9 olurken 2022 bitiminde bu oranın yüzde 13,3'e düşeceği tahmin ediliyor.”
“TTB’ye kirli oyun”
Evrensel gazetesi manşetindeki, “TTB’ye kirli oyun” başlıklı haberinde, “İktidarın hedef haline getirip yargıya hakkında talimat verdiği TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, evinden gözaltına alındı. Fincancı, servis edilen görüntülerle iktidar medyası tarafından kriminalize edilmeye çalışıldı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı, avukatlarının ‘savcılığa gelebilir’ demesine rağmen İstanbul’da evi basılarak gözaltına alındı. Fincancı için AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle hem de kurumuyla ilgili gereken adımlar atılacaktır’ demişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fincancı’nın görevden alınması ve TTB merkez organlarının yeniden seçilmesi için Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. AKP’li Şamil Tayyar ise ‘TTB’ye kayyum atanabilir’ dedi. TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, kayyuma yönelik kendilerine bir mahkeme kararı gelmediğini belirterek ‘Bu skandal olur’ dedi” ifadelerine yer verdi.
Yeni Yaşam gazetesi habere manşetinde, “Onurumuzdur” başlığıyla yer ayırdı:
“Ankara’da önceki gün Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Gülenyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, bir dönem MA’da stajyerlik yapan Mehmet Günhan, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ters kelepçe ve işkenceyle gözaltına alındı. Gazetecilerin yaptıkları haberler gözaltı gerekçesi yapılırken, dün de TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ‘Kimyasal silah araştırılmalı’ dediği için gözaltına alındı. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, Fincancı’yı hedef göstermiş, Erdoğan yargıyı harekete geçirdiklerini söylemişti.”
“AKP usulü milli eğitim”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “AKP usulü milli eğitim” başlıklı haber yer aldı:
“Okullarda personel yetersizliği ciddi sorunlara neden oluyor. Bursa’da bulunan Profesör Fuat Sezgin Anadolu Lisesi’nde, okulda temizlik personeli olmadığı için her hafta beş öğrenci seçilerek temizlik yaptırılmaya başlandı. Geçen 21 Ekim’de 9. sınıf öğrencisi temizlik sırasında kapıya parmağını sıkıştırdı. İddiaya göre öğrenciler, koridorda nöbetçi öğretmen aradı ancak ne öğretmen ne de müdür yardımcısı yerindeydi. Öğrenciler kendi imkânlarıyla ambulans çağırıp arkadaşlarını hastaneye götürdü. Parmağına dokuz dikiş atılan öğrencinin, doku kaybı fazla olduğu için parmağını kaybetme riski taşıdığı belirtildi.
İstanbul Çatalca’da Hazine üzerine yapılan kaçak yapıların yıkımına başlandı. Yurttaşların yıkılacak evlerindeki ‘eşyaların tespiti ve sayımı’ için 55 öğretmen görevlendirildi. Öğretmenlerin bir gün çalıştıktan sonra yapılan itiraz üzerine alandan çekildiği öğrenildi.”