Valilik suikast girişimini örtmeye mi çalışıyor?

Gazetelerin bir kısmında Selahattin Demirtaş’a yönelik suikast iddialarıyla ilgili gelişmeler yer aldı…

25.11.2015

Diyarbakır Valiliği, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik suikast girişimi iddialarıyla ilgili, “Ateşli silah izi bulunmadı” açıklaması yaptı. Demirtaş, ellerinde somut bilgiler olduğunu belirtirken, Figen Yüksekdağ valiliğe güvenmediklerini söyledi.   

Cumhuriyet manşetin yanında yer ayırdığı habere, “Vali: Ateşli silah izi yok HDP: İnanmayız” başlığını attı ve “Makam aracına silahlı saldırı düzenlendiği iddia edilen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ellerinde kendilerine dönük suikast hazırlığı bulunduğu yönünde somut bilgilerin olduğunu belirtti. Diyarbakır Valiliği, araçta herhangi bir ateşli silah izine rastlanmadığını açıkladı. HDP, bağımsız bir kriminal inceleme yapılması için aracı özel bir laboratuvarda inceletecek” ifadelerine yer verdi.  

Taraf habere sürmanşetinde, “Valilik, suikastı örtmeye çalışıyor” başlığıyla yer verdi. Haberde, “Makam aracının arka camında kurşun izi bulunmasının ardından savcılığa başvuran Demirtaş, ‘Kasten adam öldürmeye teşebbüs’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Valiliği, ‘silahla atışa rastlanmadığını’ açıklarken, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, ‘Valiliğe güvenmiyoruz’ dedi. Suç duyurusunda makam aracında tespit edilen kurşun izine ilişkin gerekli incelemenin yapılması istendi. HDP Milletvekili İdris Baluken de Demirtaş’a yönelik saldırıyla ilgili ‘Sesin olmaması, profesyonel ve susturucu takılarak ateş açıldığını gösteriyor’ dedi” ifadeleri yer aldı.   

Özgür Gündem sürmanşetindeki haber için, “Kurşunun sahibi belli” başlığını kullandı ve “Kürt halkına ve demokrasi güçlerine savaş açan Saray ve AKP’nin hedef gösterdiği HDP’ye saldırılar, suikast girişimleriyle sürüyor. HDP mitinglerinin bombalanması, 400 binasının Saray gladyosu tarafından kundaklanması, Ankara ve Suruç katliamları tazeliğini korurken bu kez HDP Eşbaşkanları hedef alındı. Geçtiğimiz gün Farqin’de HDP Eşbaşkanı Yüksekdağ, polisin suikast saldırısında başından gaz bombasıyla yaralanmıştı. Önceki gün ise HDP Eşbaşkanı Demirtaş’a Amed’de suikast girişiminde bulunuldu. Aracın kurşun geçirmez arka camında mermi izi tespit edildi. Valilik suikastı örtmeye çalışırken, HDP acil toplandı. Demirtaş saldırıya ilişkin DİHA’ya konuştu. ‘Elimizde, bize dönük suikast hazırlığı olduğu yönünde somut bilgiler var’ diyen Demirtaş, ‘Cumhurbaşkanından Başbakana kullandıkları dil bizi hedef gösteriyor. Bu hedef gösterme sonucunda şahsımıza fiziki saldırılar gerçekleşiyor. Korkutma amaçlıdır. Her gün katledilen bir halkın temsilcileriyiz. Bizi ölümle tehdit etmeye çalışanlar yanılırlar’ dedi” ifadelerine yer verdi.    
     
Zaman haberi ön sayfasının altında, “Demirtaş’tan suikast girişimine suç duyurusu” başlığıyla gördü ve “HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, makam aracına kurşun sıkılarak suikast girişimine maruz kaldığı iddialarını yargıya taşıdı. Avukatı aracılığı ile Diyarbakır Başsavcılığı’na başvuran Demirtaş, ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, iktidarın kullandığı üslubun önü alınamaz bir durum oluşturduğu belirtildi” dedi.  

Hürriyet manşetin yanındaki habere, “‘Camdaki iz’ tartışması” başlığını attı ve “HDP EŞ Genel Başkanı Demirtaş’ın aracının kurşungeçirmez camındaki izle ilgili açıklama yapan Diyarbakır Valiliği, ‘İncelemede bir ateşli silah atış artığına rastlanmadı’ dedi. HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ise olayın suikast girişimi olduğunu iddia ederek ‘Bağımsız laboratuvarda inceleteceğiz’ dedi” ifadelerine yer verdi.  

Star gazetesi habere birinci sayfasının altında, “Vay camına” başlığıyla yer verdi ve “Hürriyet dün Demirtaş’ın arabasının camındaki çiziğe ‘kurşun’ deyip manşete çekerek bir taşla iki kuş vurmaya kalkıştı. Gazete, hem Demirtaş’a suikast algısı oluşturmaya çalıştı, hem de seçim öncesi binasındaki protestoda çatlayan kapı camına yaptığı ziyarete manşetten teşekkür etti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Diyarbakır Valiliği, Demirtaş’ın aracına yönelik herhangi bir saldırının gerçekleşmediğini açıkladı. Yapılan kriminal incelemede, camdaki 3 santimlik çatlağın kurşundan kaynaklanmadığı kesinleşti” dedi.

Akşam ön sayfasının altında, “Hürriyet’ten algı kurşunu” başlığını kullandı ve “Hürriyet, Demirtaş’ın aracına isabet eden cisim için gece yarısı manşet değiştirip, tehlikeli bir kışkırtmaya girişti. O cismin taş olduğu ortaya çıktı. HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın zırhlı aracına kurşun isabet ettiği haberi, sosyal medyada teröre ve hendeklere destek vermeyen Kürt halkını sokağa dökmek için kullanıldı. Doğan Grubu da bu operasyona gece yarısı manşet değiştirerek destek verdi. Ancak valilik, kışkırtma girişimini, ‘Araçta barut izi bulunmadı’ diyerek boşa çıkarttı” ifadelerine yer verdi.  

“1.5 ton altın itirafı”

Göz göre göre örtülen 17-25 Aralık soruşturmasının kilit ismi Reza Zarrab’ın ortağı Babek Zencani, İran’daki davada kritik itiraflarda bulundu.

Hürriyet manşetin altında yer ayırdığı habere, “1.5 ton altın itirafı” başlığını attı ve “İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırdığı gerekçesiyle idam istemiyle yargılanan Babek Zencani dünkü duruşmada Afrika’dan yolcu uçağıyla Türkiye’ye getirdikleri 1.5 ton altını, sonra Dubai’ye götürdüklerini itiraf etti. Altının sahte çıktığını da ileri sürdü. 1.5 ton Gana altını 17 Aralık dosyasında yer almıştı” ifadelerini kullandı.  

“Avrupa’yla istihbarat krizi”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Avrupa’yla istihbarat krizi” başlıklı haber yer verdi. Haberde, “IŞİD’le mücadelede Avrupa istihbaratıyla Türk istihbaratı arasında güven krizi yaşandığı, soğukluğun 2013’te Paris’te üç Kürt aktivistin öldürülmesinden bu yana sürdüğü belirtildi. Paris katliamı öncesi, Ankara’nın Fransa’yı iki kez uyardığı ama dikkate alınmadığı öne sürüldü. MİT ile Alman istihbaratı BND arasında da sorun var. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Gergerlioğlu’nun tutuklanması bu zorunun önemli bir göstergesi” ifadeleri yer aldı.    

“Ülke fiilen bölünmüş durumda”

Evrensel gazetesinin manşetinde, Nusaybin’deki sokağa çıkma yasağını açlık grevine başlayarak protesto eden ve önceki gün polis şiddeti sonucu hastaneye kaldırılan Mithat Sancar’ın açıklamaları, “Ülke fiilen bölünmüş durumda” başlığıyla yer aldı: “HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Nusaybin’de 11. Günü geride bırakan sokağa çıkma kararına tepki gösterdi. Savaş politikasının ülkeyi bölmeye doğru götürdüğüne dikkat çeken Sancar, ‘Ülke fiilen ikiye ayrılmış durumda. İki farklı hukuk ve iki farklı sistem uygulanıyor. Fiili bölünme hükümetin savaş politikalarının sonucudur. Hukuken de bölmüştür. Bu toplumsal bir kopuşa götürecek’ dedi. ‘Batıda barışa ve birlikte yaşama inananların tepki göstermemesi halinde uygulananlar burayla sınırlı kalmayacak. Özgürlüklere karşı zihniyet burayı laboratuvar olarak kullanıyor. Buradan çıkan canavarlar ülkenin doğusundan kuzeyine, batısından güneyine her yeri etkiler. Bu tek Kürtlerin sorunu değil, hepimizin sorunu. Demokrasi ve barış içinde yaşamak istiyorsak buna karşı sesimizi çıkartmalıyız.’ Sancar, kendilerine saldırı anını şöyle anlattı: ‘Şehre girmemize izin vermediler. Biz de ilçeye girmemiz gerektiğini ısrarla söyledik. TOMA’ya yakın bir bölgedeydim. Ahmet Türk, ben, Emine Ayna’nın olduğu yere polis beni hedef alarak su sıktı. Su başımıza geldi, sersemledim, uzaklaşamadım. Çok yoğun gaza maruz kaldım. Beni görenler hastaneye kaldırdı.”