“Yanıt bekleyen TURKEN soruları”

​Evrensel gazetesi, Kılıçdarıoğlu’nun gündeme getirdiği TURKEN’le ilgili kritik soruları manşete taşıdı.

26.05.2022

Evrensel gazetesi manşetinde, “Yanıt bekleyen TURKEN soruları” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun TÜRGEV ve Ensar Vakıfları aracılığıyla 1 milyar liranın ABD’deki paralel bir vakfa transfer edildiği iddiaları yanıt bekleyen yeni soruları gündeme getirdi.

TÜRGEV ve Ensar Vakfı tarafından kurulan ABD merkezli TURKEN Vakfı’nın yönetiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesinden isimler yer alıyor. Vakfın 2020 yılı itibarıyla toplam varlığı 67 milyon dolar. Misyonu burs vermek olan vakıf 2020 yılında kimseye burs vermemiş. Vakıf son dönemde ünlü boksör Muhammed Ali’nin çiftliğini satın alması ve Manhattan’da gökdelen yapması ile gündeme gelmişti.

‘TURKEN USA’ kitabının yazarı Yılmaz Polat vakfın gelirinde astronomik rakamlar göründüğünü ama bağışçıların açıklanmadığını, 2014-2015 yılında 20 milyon dolar bağışlandığını söyledi. TURKEN’in daha sonra New York ve Pensilvanya’da ofis açtığını ifade eden Polat, 8 yıl sonra ABD Adalet Bakanlığı’na Ensar ve TÜRGEV’in bildirimde bulunmasına da dikkat çekti.

Sorular: -TURKEN’e bağış yapan kişi ve kurumlar kimlerdir?

-Yıllardır bağış aktarımı konusunda ABD’nin ilgili kurumlarına bildirimde bulunmayan TURKEN bağış bildirimi için neden yakın zamanı bekledi?

-Türkiye’den TURKEN’e gönderilen bağışları Erdoğan ailesinin hangi üyesi karşıladı?

-Halihazırda yalnızca 50 öğrenciye hizmet veren vakıf 21 katlı gökdelen için ne kadar harcadı; gökdelen hangi amaçla kullanılacak?

-2020’de hiçbir öğrenciye burs vermeyen vakıf o yıl topladığı 9.3 milyon dolar bağışı nereye harcadı?

-Muhammed Ali’nin çiftliğini 2.5 milyon dolara satın alan vakıf bu çiftliği hangi amaçla kullanıyor ya da kullanacak?”

“Türkiye’yi dış borç batırır”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Türkiye’yi dış borç batırır” başlıklı haber yer aldı:

“AKP iktidarının uyguladığı ‘yeni ekonomi modeli’ nedeniyle fiyatlar artıyor, geçim sıkıntısı büyüyor. Türk Lirası’ndaki erime dün de sürerken cari açık nedeniyle yeni kaynak yaratamayan iktidar borçlanma yöntemini terk etmiyor. Hazine’nin iç ve dış anapara borçları 3.1 trilyon lira sınırını aştı.

Prof. Dr. Korkut Boratav: ‘TL üzerinden borçların çevrilmesi bir sorun değil. En kötü para basarak ödenir. Dış borçlar asıl batma kaynağı. En kritik olan da kısa vadeli dış borçlar.’

Prof. Dr. Aziz Konukman: ‘Dış borçlanmanın maliyeti dehşet biçimde artıyor. Riskin bu kadar yükselmesi kırmızı çizgidir.’”

“Yine başa mı dönüyoruz”

Karar gazetesi manşetindeki, “Yine başa mı dönüyoruz” başlıklı haberinde, “Ekonomide ‘A planımız günlük çözüm’ ısrarı sürerken dolar yine uyandı. Arka kapıdan satışla birlikte devreye sokulan kur koruması uygulamasının sonucunda dolar yeniden 17 eşiğine dayandığı gibi enflasyon tetiklendi, zam yağmuru durmadı, fatura 85 milyona çıktı. Gözler ‘cepten yiyen döngüye’ kapı aralayan Merkez Bankası’nın bugünkü toplantısına çevrildi.

Doların ateşini düşürmek için ‘güven, rasyonalite, bilim’ yaklaşımı devre dışı bırakıldı. Bunun yerine arka kapıdan yaklaşık 30 milyar dolar rezerv eritildi. Kur Korumalı Mevduat adı altında riskli yola girildi. Faturası kabarık sürecin ardından gelinen noktada dövizdeki tırmanış aybaşından bu yana yine hızlandı. Önce 13 sonra 14, 15 barajını yıkan dolar 16.35’i de aştı. Kur beş ayın en yüksek seviyesine çıktı.

Dövizin kur koruması öncesi seviyeye yeniden gelmesi ‘Bu kadar maliyete neden katlandık?’ tartışması başlattı. Zamlarla hayat pahalılığı artarken dikkatler Merkez Bankası’na çevrildi. Muhalefet ve ekonomistler de ‘yönetimde liyakat’ vurgusu yaptı: Kur korumasına geçişten altı ay sonra dolar yine aynı noktada. Maliyet yine dön dolaş bizden çıkacak. Lira hızla eriyor, haziranda zam furyası başlayabilir” ifadelerine yer verdi.

“İpe tutunarak ayakta duruyor”

Birgün gazetesinin manşetinde, “İpe tutunarak ayakta duruyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Döviz, enflasyon, faiz derken şimdi de muhalefetin darbelerine maruz kalan iktidar panik halinde. Tüm hamleleri ters tepiyor.

Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye yakın vakıflar üzerinden ABD’deki başka bir vakfa para aktarılmasıyla ilgili çıkışının yankıları sürüyor. Erdoğan ailesi ve yakın isimlerin vakıflarda yönetici olması gözleri Saray’a çevirdi. Son yıllarda mantar gibi türeyen ve dünyanın dört bir tarafına yayılan vakıfların iktidar için hem ekonomik hem de siyaseten temel taşıyıcı öznelerden olduğu anlaşılıyor.

Vakıflar üzerinden yurtdışına para çıkarılması büyük tepkiye yol açarken iktidar panikte. Uzmanlar yurttaşların kriz döneminde kamu kaynaklarının kullanılmasına ilişkin çok daha hassas olduğunu söylerken iktidar temsilcilerinin kanalları dolaşarak kendilerini anlatma gayretlerinin altında yatan nedeni de buna dayandırıyor.”