“Yolsuzluk görünür hale geldi”
Murat Yetkin’in İtalyan Senato Başkanı Grasso ile yaptığı söyleşi ve Birgün’deki Tarık Ali’nin dış politika tespitleri gündemde öne çıktı
14.04.2014
Radikal gazetesinin manşetinde Murat Yetkin’in Senato Başkanı Pietro Grasso ile yaptığı söyleşi, “Bu yol yanlış” başlığıyla yer aldı: “ ‘Türkiye’de yolsuzluk dosyalarının ortaya çıkması sürpriz olmadı.’ Bu söz, İtalya’da cumhurbaşkanından sonra devletin iki numarası olan senato başkanı Pietro Grasso’ya ait. Grasso şöyle devam ediyor: ‘Yolsuzluk görünür hale geldi. Yolsuzluğun değil, yolsuzluk olduğunu söyleyenlerin üzerine gidildiği de görünür hale geldi. Yolsuzlukla mücadelenin yolu yolsuzluklarla mücadele edenlerden kurtulmak olamaz.’”
“Türkiye tecrit edildi”
Birgün gazetesinin manşetinde, Ömür Şahin Keyif’in Tarık Ali ile yaptığı söyleşi, “Türkiye’nin dış politikası viraneye döndü” başlığıyla yer aldı: “Erdoğan bir inisiyatif alabileceğini düşündü, Suriye’de savaşı provoke ederek Suudi’leri ve ABD’yi memnun etti, ama başarısız oldu. Yurttaki ve dışarıdaki maceraperestliği işe yaramadı. Türkiye tecrit edilmiş oldu, dış politikası viraneye döndü.
Türkiye’ye ılımlı İslam modeli biçildi. Erdoğan ve partisi, NATO’nun en sevdiği İslamcılardı. Ama artık değiller. Ilımlı İslam modeli çöktü. ABD’nin başka bir yönelimi var. Suriye ve Mısır’da yaşananlar bununla ilgili.
ABD müttefiklerinin suçlarının üzerini örter… Hersh’ün haberlerinin çoğu resmi olarak yalanlanır, fakat daha sonra doğrulanır. Hersh’e güveniyorum. Haberi güvenilir. Ebu Garib işkenceleri de yalanlanmıştı…
Bu işe karışan Türkiye politikacıları mahkemede yargılanmalı; fakat bu ancak eğer Obama-Gülen isterse olur. Şu an yargılanmaları mümkün görünmüyor, çünkü Türkiye bir NATO ülkesi ve NATO’nun suçları asla suç olarak tanımlanamaz.”
“Daha da geriye gittiniz”
Cansu Çamlıbel’in, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’le yaptığı söyleşi Hürriyet gazetesinde manşetin yanında “Türkiye geri gitti” başlığıyla yer aldı: “Türk polisine sert eleştiriler getiren Gezi raporuyla dikkati çeken Muiznieks, 17 Aralık sürecinde Türkiye’nin daha da geriye gittiğini düşünüyor. ‘Dinlemenin şekli ve sızdırılması sorunlu olabilir ama o makamlarda oturan kişiler nasıl zenginleştiklerini açıklamak durumunda’ diyen Muiznieks, devlet kurumlarının dokunulmazlıklarının artırılmasını sorunlu bulduğunu da söyledi. Polisin güç kullanımı konusunda ise ‘Önerilerimizin kaale alınmamış olması nedeniyle hayal kırıklığı yaşıyorum’ dedi.”
“Özgürlükler gerilerse AB’de sonuçları olur”
Burcu Karakaş’ın, AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten ile yaptığı röportaj Milliyet gazetesinde manşetin altında, “Yeni reformlar yapmanız gerek” başlığıyla yer aldı: “Kopenhag Kriterleri’ni uygulama konusunda Türkiye geriye gitmemeli. Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü AB’nin en çok önemsediği konular. Bu konularda geri giderseniz, bu durumun da AB düzeyinde sonuçları olur.”
Tartışılan MİT yasası için Gül’ün de itirazı var
Taraf gazetesinin sürmanşetinde Dilek Gedik imzasıyla, “MİT’e Köşk freni” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “MİT’e Meclis denetimi getiren düzenlemeyi Abdullah Gül’ün istediği öğrenildi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın da Köşk’e çıkarak itirazları asgariye indirmeye çalıştığı belirtiliyor. Bu hafta Meclis’te görüşülmesi sürecek MİT yasasında, Gül’ün itirazları dikkate alınarak değişiklik yapılacak. Tartışmalı yasayla, 35 milyon turist de dinleme kapsamına girecek” denildi.