Mehmet Altan AYM Başkanı’na soruyor: “Orada kimse var mı?”
Altanların bireysel başvurularıyla ilgili hukukî işlemler 17 Mayıs’ta tamamlandı. Ancak AYM başvuruları karar gündemine hâlâ almadı
28.09.2017
İktisat profesörü ve yazar Mehmet Altan, 22 Eylül 2016’dan beri tutuklu bulunduğu Silivri 9 No’lu Cezaevi’nden P24 aracılığıyla Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a bir soru yöneltti: ‘’Orada kimse var mı?”
Bir televizyon programındaki sözlerinin ‘’darbe yanlısı subliminal mesaj’’ içerdiği iddiasıyla 10 Eylül 2016’da gözaltına alınan ve hâlen söz ve yazılarından ötürü ‘’darbeye teşebbüs’’ suçundan yargılanmasına devam edilen Mehmet Altan’ın mesajı şöyle:
“Bu sene, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü olan Mayıs 2017’de, çok yakın bir zaman içinde ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ için pilot bir karar vereceğini söyleyen, bireysel başvuru için de avukatlardan Mayıs 2017’de savunma isteyen Anayasa Mahkemesi Başkanı’na bir yıldır boşu boşuna hapiste tutulan Mehmet Altan’dan bir soru: Orada kimse var mı?”
Mehmet Altan, abisi Ahmet Altan’la birlikte yargılandığı davanın 19 Eylül’deki son duruşmasında, ‘’Bu hukuk dışı sürecin mağduru olarak bu hukuksuzluktan ben de demokrasiyi savunduğum için nasibimi alıyorum” demişti.
Mehmet Altan adına avukatları 8 Kasım 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne tutukluluğun hukuka aykırı olduğu ve ifade özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle ‘’bireysel başvuru’’ yapmışlardı. Aynı tarihte Ahmet Altan adına da Anayasa Mahkemesi’ne bir başvuru yapılmıştı.
Anayasa Mahkemesi, Ahmet ve Mehmet Altan’ın başvurularını birleştirerek incelemeye aldı ve Adalet Bakanlığı’ndan resmî görüş istedi. Bakanlığın Mahkeme’ye ilettiği görüş, 2 Mayıs 2017’de Altanların avukatlarına tebliğ edildi. Avukatlar, bakanlık görüşüne cevaplarını 17 Mayıs 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne teslim ettiler.
Altanların bireysel başvurularıyla ilgili hukukî işlemler böylece tamamlanmış oldu. Ancak Anayasa Mahkemesi, başvuruları karar gündemine hâlâ almadı.
Son olarak 5 Temmuz 2017’de Altanların avukatları, Anayasa Mahkemesi’ne yazdıkları dilekçede, “hukukî ve usulî işlemleri bitmiş olan bireysel başvuruların ele alınıp karara bağlanmasını” tekrar talep ettiler. Ancak Anayasa Mahkemesi bu talebi cevapsız bıraktı.