Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
Ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik sorununun ciddiyeti, Sheinbaum’un ilk kadın başkan olarak seçilmesini kutlamasından sadece birkaç saat sonra Meksika’daki bir kasabanın kadın belediye başkanının bir çete tarafından öldürülmesinden de belli
05.06.2024
Ve Meksika, 200 yıllık ülke tarihinde ilk kez bir kadını başkan seçti. Seçimin, Türkiye açısından da bakınca, bir çok ilginç yönü var. Yeni başkan Claudia Sheinbaum, eski Mexico City Belediye Başkanı; yani ülkenin en büyük şehri ve başkentinin yerel yöneticiliğini yapmış bir isim. Diğer bir deyişle, “belediyecilikten, ulusal politikada liderliğe” siyasi çizgisine bir yeni örnek.
Bunun dışında, Sheinbaum’un başka ilginç yönler de var: ezici çoğunlukla Katolik olan ülkenin başkanı seçilen ilk kadın olmanın ötesinde Yahudi kökenli ilk kişi de…Ayrıca, mesleki kökeni “iklim bilimcilik” olan Sheinbaum, “rasyonalite” ve “bilimsel yaklaşım” ile adı özdeşleşen bir kadın.
Sheinbaum, oyların yüzde 58,3’ünü alarak ezici bir çoğunluk sağlayarak seçildi; yine bir kadın aday olan rakibi eski Senatör Xóchitl Gálvez ise yüzde 26,6 oranında oy toplayabildi. Kamuoyu araştırmalarına göre ve ülke gündemine bakınca, toplum genelinde başlıca önceliğin “güvenlik” olduğu bir dönemde bu kadar güçlü bir destekle seçilen bir kadın lider olması da ilginç.
Meksika’da çeteler her yerde
Meksika’daki “güvenlik” sorunu, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarının en büyüğü kabul ediliyor. Ve yazık ki, Türkiye açısından da ders alınması gereklen önemli yönleri var. Meksika’da belli başlı suç örgütleri, artık öncelikli olarak uyuşturucu kaçakçılığı yapmıyorlar. Günümüzde faaliyetlerinin en fazla yarısını, uyuşturucu kaçakçılığı oluştururken, illegal ve “legal” görünümlü her türlü iş koluna yayılmış ve bazı sektörleri ele geçirmiş vaziyetteler. Gasp ve insan kaçakçılığı gibi, yasadışı faaliyetler kadar, taksicilik, ulaşım hizmetleri ve nakliye, madencilik, kerestecilik ve avokado çiftçiliğinin yanısıra daha birçok başka “legal” işin içinde de organize suç örgütleri var. Bu işlerden bazıları birbirini de besliyor; ulaşım ve lojistik alanında kullanılan altyapı aynı zamanda insan kaçakçılığı için de kullanışlı. Benzer şekilde, kaçak göçmenleri uyuşturucu için kullanılan rotalar üzerinden ABD sınırından geçirmek de, birbirini besliyor.
Organize suç örgütlerinin “iş modelinin” bu şekilde çeşitlenmesi, Meksika’da sosyolojik ve politik olarak da değişime yol açıyor. Çeteler, toplumla ve siyasetle iç içe geçiyor. Ulusal, bölgesel ve özellikle yerel yöneticiler üzerinde çete hakimiyetini de, karteller açısından “elzem” kılıyor. Politikacılar ve emniyet güçleri de, çetelere göz yummazlarsa veya onlarla işbirliğine gitmezlerse, “kelle koltukta” yaşıyor.
Çeteler kadın belediye başkanını da öldürdüler
Ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik sorununun ciddiyeti, Sheinbaum’un ilk kadın başkan olarak seçilmesini kutlamasından sadece birkaç saat sonra Meksika’daki bir kasabanın kadın belediye başkanının bir çete tarafından öldürülmesinden de belli. Belediye başkanı olduğu Cotija kasabasının ilk kadın yöneticisi olan Yolanda Sánchez, Eylül 2021’den beri görev başındaydı.
Sánchez, ülkenin Batısı’ndaki Michoacán eyaletinin Cotija’nın merkezinde silahlı kişiler tarafından pusuya düşürüldü. Kadın belediye başkanının 19 kez vurulduğu ve hastanede can verdiği bildiriliyor. Koruma görevlisi de, bu silahlı çatışmada öldürüldü. Sánchez, 2023’te komşu eyalet Jalisco’ya yaptığı bir ziyaret esnasında silahlı kişilerce üç gün boyunca rehin tutulmuştu.
Yerel gazeteler, bu siyasi cinayetinin failinin Jalisco Yeni Nesil karteli olduğunu öne sürüyor. Bu kartel, uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra fidye ve gasp için adam kaçırma eylemleri de yapıyor. Sánchez, göreve geldikten sonra kendisini tehdit edenlerin, kasabanın güvenliğini organize suç gruplarının maaşa bağladığı eyalet polis memurlarına devretmesini talep ettiğini söylemişti. Sánchez’in tepkisi ise, ordudan yardım alarak kasabayı güçlendirilmesi şeklinde oldu. Belediye başkanına da silahlı korumalar sağlandı.
Sánchez, Meksika’yı saran çete şiddetinin son kurbanı olsa da; ülkede, 2022’de San Miguel Totolapan’da, belediye başkanı ve diğer 20 kişi, yerel bir kartele meydan okuduktan sonra evilerinde ve belediye binasında vurularak “toplu katliam” yaşanması gibi olaylar dahi söz konusu olabiliyor. Sadece seçim kampanyası sürecinde yaklaşık 40 siyasetçi, çeteler tarafından öldürüldü. Dahası, önceki başkan Andrés Manuel López Obrador’un altı yıllık dönemi, Meksika tarihinde en çok insan öldürüldüğü veya kaybolduğu seneydi.
Her ne kadar güvenlik alanında bir önceki başkan döneminde başarı sağlanamasa da Sheinbaum’un zaferinin ardında, siyasi akıl hocası López Obrador’un desteği de var. López Obrador ve Morena partisine yönelik yaygın halk desteğini gösteriyor. Movimiento Regeneración Nacional (Ulusal Rejenerasyon, sol popülist ve muhakazakar “eklektik” bir hareket. Partinin ismi, Meksika’nın Katolik azizesi Guadalup Bakiresi “La Morena”dan geliyor.
Sheinbaum, kampanya sırasında López Obrador’un daha tartışmalı planları da dahil olmak üzere birçok hükümet politikasını sürdürme sözü verdi. Bunlar arasında, muhalefetin demokratik kurumları zayıflatacağını söylediği önerilen anayasa değişikliklerini desteklemek ve çetelerin kendilerini hedef almak yerine yaygın kartel şiddetinin altında yatan nedenleri ele almak için sosyal refah programlarına odaklanmak yer alıyor. Sheinbaum, güvenlik sorununa karşı, cezasızlık oranlarının düşürülmesini ve kartellere karşı “ulusal muhafızların” kullanılmasını önerdi.
Ayrıca, ABD’nin bir sonraki lideri kim olursa olsun, ister ABD Başkanı Joe Biden ister Donald Trump olsun, “iyi ilişkiler” kurmayı da vaat etti.
Sheinbaum, afer konuşmasında; “Tek başıma gelmiyorum. Hepimiz beraber iktidara geliyoruz; bize vatanımızı veren kahramanlarımız, atalarımız, annelerimiz, kızlarımız ve torunlarımız” demişti. Bakalım, Meksika’yı çetelerden arındırabilecek mi?