Namlunun ucundayız, farkında mısınız?
Biz namlunun ucundayken ne sosyal demokratlar, ne kadın hareketi, ne Kürt hareketi, ne de özgürlük mücadelesi veren başka kesimler yol alabilirler…
22.06.2023
Anam bacım, diyeceksiniz ki yine aynı konu, LGBTİ+’lar… Evet, yine aynı konu. Çünkü bizden başka kimse bu konuyu ne yazık ki ne dert ediyor ne gündem ediyor ne de yanımızda duruyor. Bir iki parti dışında ve feminist/kadın hareketi dışında kimse yanımızda durmuyor. Bunu net bir şekilde görüyoruz.
Evet, aynı konulara değiniyorum, aynı konuları yazıyorum. Çünkü bu konu sanki sadece bizim derdimizmiş gibi, sanki sadece bizim özgürlüğümüz kısıtlanmış gibi algılanıyor, işte o yüzden yazıyorum. Bunu siz dert etmediğiniz için tekrar tekrar yazıyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadığı bir şekilde, ilk defa bir Cumhurbaşkanı bizleri namlunun ucunda hedef gösterdi. Onun için yazıyorum. Ülkenin en başındaki ve arkasındaki kitleyi konsolide eden bir iktidar liderinin hedef göstermesi vahim bir durumdur.
Varolmaması gereken bir grup olarak görülüyoruz. Homofobikler ve eşcinsel düşmanlarının hedefiyiz. Bundan sonra başımıza gelebilecek ölüm vb. baskı şiddet yaşanırsa ki bunun olasılığı çok yüksek, hesabını kim verecek? Hiç kimse. Çünkü bu ülkede hukuk yok, çünkü bu ülkede denetim yok, çünkü bu ülkede özgürlük yok. Bunu defalardır söylüyoruz, boğazımız yırtılana kadar söylüyoruz.
Bunun karşısında durabilmemizin en büyük, en önemli yöntemi örgütlenmek. Muhalefet partilerinin LGBTİ+ hareketini dışarıda bırakarak hiçbir yere varamayacağını anlaması lazım. Türkiye ekonomik sorunlarla boğuşuyor, Türkiye’nin başka sorunları da var, Türkiye’de işçi sınıfının sorunları da var. Bunları ben de biliyorum ve bu sorunları ben de derinden yaşıyorum. İşte tam da bu noktada eğer ki eşit, özgür ve refah içinde bizim de yaşam hakkımızı savunursanız, o zaman Türkiye’de hukuk devletinin önü açılabilir, ancak o zaman eşit yurttaşlık temelinde hepimiz hak sahibi olabiliriz, eşit şartlarda yaşayabiliriz.
Son pride etkinliklerinde görüyoruz. İlk önce etkinlikler yasaklandı. Bir sinema salonuna polis girdi ve hiçbir yerde görülmemiş bir uygulama ile filmi izleyenleri, evet izleyicileri gözaltına aldı. Çünkü LGBTİ+ etkinliği olduğu için. Ve son transpride yürüyüşü yapmak isteyen genç LGBTİ+’ların üzerine çullanan polisleri gördük. Bunlar gücünü ve cesaretini, yukarıda belirttiğim gibi, bizi hedef gösteren iktidardan alıyor. Oysa biz isterdik ki Cumhuriyet Halk Partisi bu yasaklamaları gündemine alsın, diğer sivil toplum örgütleri gündemine alsın, geniş muhalefet kesimleri, sendikalar, insan hakları savunucuları gündemine alsın.
Bu yaşananlar özgürlük mücadelesiyle derdi olan herkesin gündeminde olması gerekiyordu. Yine ne yazık ki sadece saldırı ânında Yeşiller Sol Gelecek’ten ve TİP’ten avukatlar vardı. CHP LGBTİ+ komisyonundan insanlar vardı ama bu yeterli değil. Bundan sonra karar mekanizmalarında LGBTİ+’lara yeterince yer verilmediği sürece bu sorunları aşamayacak gibi görünüyoruz. On beş milyon seçmen sandığa gitmedi, özellikle ikinci turda; hiç düşündünüz mü bunların kaçı LGBTİ+ olabilir? Çünkü yalnız hissediyorlar kendilerini, çünkü LGBTİ+’lar kendilerini hiçbir yere ait hissetmiyorlar. Örneğin Atatürk’ü seviyorlar, ama kendilerini CHP’de ifade edemeyeceklerini düşünüyorlar, alana çıkmıyorlar, hatta oy vermiyorlar. Bunları biliyoruz. Hatta eskiden, AKP’ye zamanında oy veren LGBTİ+’lar olduğunu biliyorum, bunlar son zamanlarda ne oldu bilmiyoruz. On sene önce AKP mitinglerinde LGBTİ+ bayrağı dahi görürdük.
Demem o ki, bütün iktidarlar ve baskıcı rejimler ilk önce en zayıf halkadan vurur. Bunu bütün tarih boyunca görüyoruz. Şu anda en zayıf halka olarak LGBTi+ hareketi, tekrar ediyorum, namlunun ucunda. Bundan sonra başımıza ne gelecek bilmiyoruz. Sabah kalktığımızda neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Yaşam alanlarımız kısıtlandı. Bırakın istihdamı, başka hakları yarına çıkabilir miyiz noktasına geldik. Evet, biz namlunun ucundayız. Biz namlunun ucundayken ne sosyal demokratlar, ne kadın hareketi, ne Kürt hareketi, ne de özgürlük mücadelesi veren başka kesimler yol alabilirler…