Onlar Alışsın Bize, Biz Değil…
Ama, korktukları biziz! Kendi evlatları olan biz. Sadece yaşamak isteyen, sevip sevilmek isteyen biz. Günahımız, suçumuz bu!
27.08.2023
Anam bacım, önceki "Bize Kamu'nun Kapıları Neden Kapalı?" yazımda yarım kalan yerden devam etmek istiyorum.
Dr. trans arkadaşımız, bu hukuksuz duruma itiraz ederek hukukî süreç başlattı. Sosyal medya üzerinden duyurduğu gibi, anayasa mahkemesi görevi iade kararı vermiş nihayet! Çünkü ortada suç yok, suçlu yok.
Bu, kamuoyuna gündem olan bir misal. Lakin korkudan çeşitli baskılara maruz kalmak istemeyen birçok trans birey, görevinden oluyor. Zorunlu seks işçiliğine mahkum ediliyor. Çünkü bütün kapılar aynı anda yüzlerine kapanıyor.
Kamusal alanda LGBTi+’lar da aynı şekilde ceza kesilerek ya müdür ya herhangi bir personel tarafından disiplin kuruluna bile sevk edilmeden işine son veriliyor. Açık bir şekilde kimliğini ve yönelimini yaşayan LGBTi+’lar buna maruz kalıyor.
Çoğu kişi de kimliğini gizli yaşamak zorunda bırakılıyor. Her gün bir korku ve endişe içinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Bir çeşit sistematik genel işkence gibi. LGBTi+’lar, tüm dünya ülkelerinde farklı şekillerde ama aynı ayrımcılığa maruz kalıyor. Fakat demokratik ve sosyal devlet olmanın verdiği iyi koşullarda, güvenli şekilde yasal haklarını teminat altına alan LGBTi+’ların bir nebze de olsa nefes alabildiği, yaşadığı, başta Avrupa olmak üzere güney Amerika ülkeleri de var.
Ben Avrupa’nın birçok ülkesinde bulundum. İngilizce bilmediğim için, çok zorlandığım doğrudur. Kendimce yaptığım gözlemler, özellikle trans kadınlarla ilgili. En çok Avusturya, Viyana’da çalışan trans kadınlar gördüm. Makinist, polis, garson, mağaza çalışanlarına epey tanıklık ettim. Dünyayı, Amerika ve heteroseksüel erkekler yönettiği müddetçe, tabii ki hiçbir zaman tam özgür olmayacağız. Tıpkı ezilen halklar gibi, kadınlar ve diğer türler gibi.
Lakin, bizim gibi ülkelerde can güvenliğinin olmadığını haykırıyoruz. Çok tesadüfe yaşıyoruz. Hiçbir dayanağımız yok. Önümüzde çetin günler, bizi bekliyor.
1 Ekimde, Meclis açılışı var. AKP’nin ilk gündem maddelerinden biri, Aileyi Koruma Kanunu olacak. Sistem içi muhalefet, yani ana muhalefet darmadağın, ortada kocaman bir boşluk var. 30 yıldır örgütlü olalım demek, artık yordu beni. Umutsuz değilim, yorgunum. Belki elimi, elimizi uzattıklarımız yeterince el vermedi!
Aslında her türlü dalavereyi, pisliği içinde barındıran aile kurumunu daha ne kadar muhafaza edecekler? Bize dayatılan ahlak kurallarını çiğneyen ailenin ta kendisidir. Çarpık ilişki biçimleri, şiddet, cinayet, kız kaçırma, dağa adam kaldırma… hepsi bu kurum içinde örülür ve pratiğe geçer.
Ama, korktukları biziz! Kendi evlatları olan biz. Sadece yaşamak isteyen, sevip sevilmek isteyen biz. Günahımız, suçumuz bu! Buradan tekrar tüm LGBTi+ arkadaşlara sesleniyorum: Biz yanlış değiliz, yalnız değiliz!
Ne kadar çok birleşirsek o kadar çok yol alırız. Kamuya açık olan tüm alanlar, herkesin olduğu gibi bizimdir de! Nefes aldığım müddetçe, bu ülkede yaşamak için mücadele edeceğim. Biz değil; bizden rahatsız olan sorunlu, düzelmesi gereken onlar.
Daha çok görünür olalım. Elimizden alınan işimizi geri isteyelim. Yeteneğimizi korkmadan ortaya çıkaralım. Üretelim. Var olalım. Onlar alışsın bize, biz değil.
—–
Kapak Görseli: Jean Nomadino (Pixabay)