Onur Ayımız
Bulunduğumuz her alanda mücadeleye devam edeceğiz. Varız yaşıyoruz, daha var mı ötesi? Onur Ayımız hoş gelmiş!
25.05.2024
Onur Ayı’nın arifesindeyiz. Dünyanın birçok ülkesinde 1 Haziran-30 Haziran arasında kutlanan Onur Ayı çeşitli etkinlikler eğlenceler ve yürüyüşler ile geçiyor. Haziran ayı LGBTİ+ onurlu var oluş mücadelesin bir parçasına ve hatta uluslararası çapta geniş ses getiren bir eylem biçimine işaret eder.
Onur Ayı Türkiye’de 2000’li yılların başında başlayıp çeşitli etkinliklerle, film gösterimleriyle, söyleşilerle başlayıp yürüyüş ile kutlanırdı. Onur Ayı etkinliklerine her yıl katılım kat be kat arttı, ta ki Gezi Direnişi sonrasında yüz binlerce insanın katıldığı yürüyüşe kadar. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası katı bir şekilde etkinlikler yasaklandı.
Ardından, özelikle iktidar partisi LGBTİ+ insanları ayrımcı politikalarla hedef göstermeye başladı. Böylece LGBTİ+’ların mücadele alanı daraltıldı ve yaşam hakları neredeyse ellerinden alındı. İktidarın söylemleri. homofobinin elini güçlendirdi. Birçok şarlatan tüccar psikoloğun ve toplum nezdinde bilinen eşcinsel düşmanı kişilerin de sosyal medya/klasik medya üzerinden hepinizi hedef haline getiren eylemler yapmamalarına fırsat verildi. Bütün bunlar olurken Türkiye muhalefeti sessiz kaldı bu da yetmez gibi LGBTİ+ söylemini dillerinden çıkardı. (TİP ve diğer sosyalist partileri tenzih ediyorum.) Ne yazık ki son kongrelerinin birinde DEM Parti LGBTİ+ söylemini tüzüğünden çıkardı. Bu çok manidar, ama sonrasında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibaresini eklediler sağ olsunlar. Kısaca topyekûn LGBTİ+ mücadelesini terörize ederek kriminalize eder hale getirdiler. Ama biz alışığız bu durumlara. Varız ta Kalu Bela’dan bu yana, var da olacağız! Bunun için de bulunduğumuz her alanda mücadeleye devam edeceğiz. Varız yaşıyoruz daha var mı ötesi?
Ha bu arada “kimse evinizde dört duvar arasında ne yaptığınıza karışmıyor ki” sağ olun ya odamıza girmediğiniz için! “Gidin başka yerde yapın toplum içinde olmaz” diyenlere ne demeli? Ayol, Taksim Meydanı’nda mı sevişiyoruz yoksa gelip masanızda mı? Tam tersine heteroseksüel bireyler her yerde sevişiyorlar. Öyle ki düğün dernek kırmızı kuşak davul zurna ile tören yapıyorsunuz! Daha neler neler! Bu durumda acaba hetero olmaya mı özendirme var yoksa eşcinselliği mi yok sayıyorsunuz?
Teziniz bu ya: “LGBTİ+ hareketi özendiriyor” yok öyle bir şey. Neymiş bir de insan soyunu yok etmek içinmiş LGBTİ+ söylemi. Ayol yeryüzünde insan soyu kadar daha çoğalan başka bir canlı var mı? LGBTİ+ bireyler kısır değil üremek ise mevzu bahis, döllenme oluyor merak etmeyin! Bir de Allah aşkına ‘benim de eşcinsel arkadaşım var” diyorsunuz! Ne yapalım yani! Bu sizin homofobik olmanızı hafifletmiyor. İşin başka bir yanı da sizin bilmediğiniz iki katı da eşcinsel arkadaşlarınız var! Bu aile bireyleri de olabilir unutmayın, bu ihtimal hep bakidir!
Onur Yürüyüşü için gençler harıl harıl çalışıyor. Bu etkinliklerin günü, saati, ve yeri belli olunca sizinle paylaşacağım. Halkımız hazır değil diyenlere de bir çift lafım olacak. Ben Heybeliada’da oturduğum zaman ev satıldı. Daha yukarı mahallede evler ucuz diye arkadaşıma sordum o da orada oturan bir arkadaşına sormuş. Arkadaşı, “Ya Esmeray orada rahat etmez daha halk oturuyor” demiş. Bunu iyi niyet ile söylemiş olabilir lakin, halk adına yargı yapması da hayli bir tuhaf. Sonrasında Çanakkale’nin bir dağ köyüne taşındım. İlk gün gittim köy kahvesine çay içtim! Bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler de yıllarca bunu dedi bize, “halk hazır değil.” Yok ya evinde kiracı olarak oturduğumuz, esnafından alışveriş yaptığımız, sokakta beraber yürüdüğümüz halk kim peki? Halktan kopuk olan sizler olmayasınız? Bir çekilin aradan, biz hemhal oluruz zaten oluyoruz da. Onur Ayımız hoş gelmiş!