Özgür Uçkan ve Bir Aktivist Entelektüelin Ölümü

Özgür internet mücadelesinin öncülerinden Özgür Uçkan hayatını kaybetti…

ASLI TUNÇ

12.07.2015

Özgür Uçkan’ı kaybettik. İnternet dünyasına yapılan tüm baskılara karşı inatla ve korkusuzca mücadele eden bir avuç aydından biriydi o. Bunu da ülkemizdeki sığ düşünce iklimine inat etkileyici bir bilgi birikimi ve zihinsel derinlikle yaptı yıllarca. Kimi zaman içinde bulunduğumuz cehalete haklı olarak öfkelenir, hırçınlaşırdı ancak asla yılgınlığa düşmezdi. Pırıl pırıl beyni ile aydınlık fikirlerini hep paylaşmaya hazır oldu, hem sayısız panelde, toplantıda, TV programlarında hem de sanal alemde. Sözünü sakınmazdı Uçkan. Kelimeleri öyle eğip bükmez, acı gerçekleri şekere bulamazdı. İnternet sansürüne her platformda savaş açmıştı. Bu gözü pek tavrı sayesinde etrafında her daim bir genç hayran kitlesi oluşmuştu. Onu gerçek hayatta tanımayanlar bile sanal alemdeki varlığını ve sağlam duruşunu bilirler ve ona saygı duyarlardı.
 
Ortak çalışma alanlarımız sayesinde yaşamlarımız sayısız kereler kesişti Özgür Uçkan’la. Ortak dostlarımız, öğrencilerimiz oldu. Birlikte panellere, konferanslara, programlara gittik. Her sohbetimizde bana heyecanla o elinden düşürmediği i-pad’ınden yeni bir teknolojik gelişmeyi ya da yeni bir makaleyi gösterirken hatırlıyorum onu. Bu coğrafyada çok az insanda gördüğüm o entelektüel merakı ve onu heyecanla paylaşmasını düşündüğümde yokluğu daha da derinleşiyor.
 
Özgür Uçkan’ın bu toplumdaki duruşu bana bir aydının otoriteye nasıl kafa tutması gerektiği üzerine tekrar okumaya itti.  19. Yüzyıl Amerikan felsefecisi, yazar ve şairi Ralph Waldo Emerson’a çıkıverdi yolum. “Amerikan Akademisyeni” (The American Scholar) adlı makalesinde bir entelektüelin işlevini anlatır Emerson. Aydının dünyasının kitaplarla sınırlı olmaması gerektiği, en önemli misyonunun eylem olduğunu, eylemsizliğin ise korkaklıkla eşdeğer olduğunu yazdığı satırlar nasıl da uyuyor Uçkan’a. Sartre, “entelektüel sorumluluk eylem odaklıdır” der. Ve kuşkusuz Edward Said, “Entelektüelin Temsilleri” (Representations of the Intellectual) adlı kitabında entelektüelin misyonunun sürekli statükoyu rahatsız etmek olduğuna vurgu yapar.
 
Özgür Uçkan derinliği, inatçılığı, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile yıllardır tartışılan, entelektüelin aynı zamanda eylem insanı olma tanımına birebir uymakta. Uçkan için internet bir haktır ve bunun pazarlığı yapılamaz. Bunun için mücadele veren yapılanmalara, gruplara ve sivil toplum örgütlerine hep destek vermiştir. Sadece makaleleriyle, kişisel bloğuyla, konuşmalarıyla değil sansür karşısındaki her sokak eyleminde ve protestoda da yer almıştır.
 
Bundan iki yıl önce ünlü haktivist örgüt Redhack’i anlatan belgesel “RED”de (https://www.youtube.com/watch?v=nf-24WuN–Y) son dönemde yapılan sansürlemeleri, tüm dünyadaki gözetim kültürünü, hükümetlerin internet üzerinden örgütlenmelerden nasıl ölesiye korktuklarını tane tane, vurucu bir şekilde anlatmıştı Uçkan. Bununla da kalmamış haktivist geleneğin politik- ekonomisini,  felsefesini ve bu hareketin nereye evrildiğini de açıklamıştı.  Belgeselin galasında film bitip ışıklar yandığında, arkamda oturan izleyenlerin sözleri hala kulaklarımda: “Keşke sadece Özgür hocayı konuştursalarmış filmde.  O konuşunca kafamda her şey aydınlandı.” Pek çok genç de o gün sanal ortamda hayranlıkla izlediği kişiyi ekranda görmüşlerdi.
 
Sevgili Özgür, mücadelen artık gençlerde. Rahat uyu.