Özgür ve alternatif bir medya ağı her zamankinden daha mümkün

Bence çok başarılı bir iletişim stratejisi izleyen İmamoğlu’nun isim vererek ana akım kanallarını eleştirmesine gerek yoktu

ERKAN SAKA

13.04.2019

 

Bunu yıllardır daha çok retorik bir şekilde ve küçük ölçekli projelerimizi kastederek söylüyorduk. Ama ana akım medya denen medya örgütlerinin kendi kendilerini tahrip etmelerinden sonra Türkiye vatandaşlarına hizmet sunabilecek bağımsız bir medya ağının mümkün olabileceğine inanıyorum. Tek bir kurum alternatif olamaz ama bir medya ağı bunu gerçekleştirebilir.

Ölçek büyüdükçe bazı veri türlerini elde etmek zorlaşabiliyor. Örneğin seçim sonuçları konusunda tekel durumunda olan Anadolu Ajansı’na rakip çıkabilir mi yakın zamanda? CHP örgütünün bu seçimde gösterdiği başarı ipuçları veriyor. Muhalefet partilerinin desteğiyle her sandıktan veri toplamak ve bunu Anadolu Ajansı kadar hızlı bir şekilde sunmak mümkün. Bunu yapabilecek editoryal insan gücü de teknolojik altyapı da var. Öyle gözüküyor ki bunu gerçekleştirebilecek irade de ortaya çıkmış durumda. Öyle şaşaalı olmayan, basit arayüzlü ortamlarda gönüllü vatandaşların neler yapabileceğine Türkiye’de birçok örnek var. Artık bunu ülke geneline yayma vakti geldi.

Aslında “ana akım” sıfatını bile hızla kaybeden bir medya ortamının dışında alternatif bir medya alanı ortaya çıktı bile. Zaten bunun rahatlığıyla daha iddialı yazabiliyorum. Seçim deneyimi şunu gösterdi: İktidar ele geçirdiği medyayı o kadar hızlı tahrip ediyor ki alternatif medya ortamı çoktan bilgi akışını sağlamaya başladı bile. Burak Arıkan bir Twitter mesajında başarılı performanslarından dolayı @Medyascopetv @ArtiTV_ @evrenselwebtv @dokuz8haber’i kutluyordu. Listeye başka yayınları da eklemek gerek. Kenan Taş da, başka bir örnek olarak, şunu yazdı: “Dün gece tam 7.5 saat yayın yaptık [Cüneyt Özdemir’le] ve yaptığımız yayını 1.400.000 binden fazla  kişi izledi. Yayınımız Türkiye'de youtube trendlerinde 1 numarada bizi izleyen herkese çok teşekkürler…” Ekrem İmamoğlu “ana akım” medya ambargosunu sosyal medya üzerinden rahatlıkla aştı.

Bu vesileyle şunu da belirtmek isterim. Bence çok başarılı bir iletişim stratejisi izleyen İmamoğlu’nun isim vererek ana akım kanallarını eleştirmesine gerek yoktu. Bu kuruluşlara medya bile demeye zorlanmama rağmen, medya eleştirisinin kötü bir çağrışımı var. Bırakalım kendi kendilerini yok etmeye devam etsinler. Türkiye’de artık bu medya kanallarını tamamen yok sayacak alternatif bir medya kapasitesi var. Bunu daha işler hâle getirmenin zamanı geldi.

Bu arada elimizde neler var diye düşünürken Alexa.com üzerinden alternatif medya haber sitelerinin performanslarına bakayım dedim. Hattâ “benzer izleyici kitleleri” üzerinden bir haritalandırma yaptım. Hemen not da düşeyim. Alternatif medya tanımlamaları başlı başına bir konu. İktidar yörüngesinde olmayan ve haber odaklı medya kuruluşlarının tamamını kapsamaya çalıştım. Kesinlikle unuttuklarım, göz ardı ettiklerim olmuştur, bana bunları ekletebilirsiniz.

Harita linki burada.

Bazı kuruluşların — örneğin Sendika.org ya da Özgür Yaşam — site alan adları defalarca değiştiği için benzerlikler bulgularında sorun olabilir. Ayrıca BBC Türkçe, DW Türkçe ve Sputnik Türkiye, Türkiye’den istihdam ettikleri başarılı gazeteciler sayesinde o kadar önemli haber kaynakları hâline geldiler ki onları da bu haritada göstermek gerek. Ancak Alexa.com ana site üzerinden benzer siteleri sunduğu için işime yaramadı. Ben de Twitter hesaplarına baktım ve Twitter’ın önerdiği ilk üç hesabı alarak başka bir haritalandırma yaptım. Sosyal medya, kurumlardan daha çok kişileri öne çıkardığı için bazı gazeteci ya da daha genel ifadeyle medyacıların kurduğu ilişkilendirici rol daha da ortaya çıkmış oldu yeni tabloda.

Bu tabloları kesin bilgi olarak ele almamak gerekir. Muhtemelen kendilerini ağır bir şekilde eleştirebileceğimiz kişiler ya da kurumlar olabilir. Ayrıca bazı mecralar bazı platformlarda daha etkin bazılarında daha zayıf. Twitter algoritmasının kendisine de ayrıca eleştirilebilir. Kaldı ki tavsiyeler üzerinden gidince Dokuz8Haber ya da Ötekilerin Postası önüme çıkmadı ama bu ve benzeri hesapların da ağırlığı olabiliyor. Ortaya çıkan bu bilgilendirme ağı, şekli değişse bile her halükarda ağır ağır tüm Türkiye vatandaşlarının ana haber kaynağına dönüşüyor. Ayrıca böyle bir alternatif medya iradesi ortaya çıkmışken yeni inisiyatifler ve araçların da ortaya çıkacağını umabiliriz.

Bu arada başka bir boyut da içerik zenginliği yaratmak. Bahsedilen medya platformlarının çoğu görece sınırlı bir çerçevede yayın yapıyor. Hattâ bu alanda bile Güneydoğu’dan haber kaynakları sınırlılığı devam ediyor. Gerçekten alternatif olabilmek için spordan kültür sanata ve hatta magazine kadar her alanda vatandaşa kaynak olabilecek platformlar kurmak gerek. Belki tam bu bağlamda sayılamaz ama yurttaş haberciliği ile başlayıp farklı bir video içerik üretimine girişen 140Journos bir örnek olarak düşünülebilir.

İçerik üretiminin başka bir çerçevesi de kolektif hafızayı diri tutmak olabilir. İçinde yaşadığımız dönem gazete arşivlerinin bile yok edildiği bir dönem. Güncel içerik dışında referans siteleri de yaratmak gerekir. Bu bağlamda Gezi Archive ya da SeçimTürk gibi veritabanları örnek verilebilir.