Plan yapmak iyi de…

Açıklanan planda eksikler olabilir ama “gözünün üstünde kaşın var” demeyeceksek eğer gayet olumlu hedefler belirlenmiş.

CAFER SOLGUN

05.03.2021

Epeydir ne zaman temel hak ve özgürlükler, yargı, adalet, hak ihlalleri ile ilgili eleştiri ve yakınmalar biraz “görünür” bir hal alsa, iktidar çevrelerinden “Gayet ileri bir demokrasimiz var, yüzünüze gözünüze dürsün” mealinde açıklamalar gelir. Dahası, eleştiri ve yakınma sahiplerinin, en hafif tabirle, “kötü niyetli” oldukları söylenir. Tabii daha da ileri gidilip “terörle” ilişkilendirilmek de vaka-i adiye. 

“İleri” bir demokrasi olunca, doğal olarak düşünce ve ifade özgürlüğü, medya özgürlüğü, adil ve bağımsız yargı, adalet, hukukun üstünlüğü prensibini benimsemiş olmak gibi konularda herhangi bir sorun ve sıkıntımız da olmamış oluyor. 

Gelgelelim geçtiğimiz yılın sonlarına doğru “reis” demokrasi ve hukuk reformu (beraberinde ekonomik reform) diye bir şey telaffuz etti ve sonrasında da 2021 yılının bu alanlarda reform yılı olacağını ilan etti. 

Herhangi bir sorunumuz, sıkıntımız, eksiğimiz filan yok iken “birden” denilebilecek bir süratle reform gündemi oluşması, doğrusu, kimselerde heyecana yol açmadı. Aksine, “Anayasa Mahkemesi’ni lağvedecekler herhalde. Madem AİHM kararlarını uygulamıyoruz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden imzamızı mı çekeceğiz acaba?” gibi endişeler hasıl oldu. Oysa reform, açılım deyince insanlara iyimser, yarınlara güvenle bakan, “iyi şeyler de oluyor hayatta” dedirten bir ruh hali hakim oluyordu. Bir zamanlar…

Sabah akşam “muhalif” gördüğü hemen her kişi ve çevreye hakaret eden, tehditler savuran, kesmeyince adam dövdürten küçük koalisyon ortağının da insanlardaki “reform” algısının ters yüz olmasında payı inkar edilemez elbette. Bir ara “Anayasa Mahkemesi de nedir? Kaldıralım gitsin” gibi şeyler diyorlardı mesela. AYM’yi lağvedelim, HDP’yi kapatalım, muhalif gazeteci ve çok konuşan siyasetçi erbabını öyle veya böyle susturalım kafasındaki bir parti, daha reformlar kamuoyuna açıklanmadan “Her türlü destekliyoruz” tutumu takınınca, insanlar kuşkulanmakta pek de haksız sayılmazla doğrusu.

Mutlaka ve illa ki iktidar yanlısı medya erbabı da bir süre şaşkınlık yaşadı, reform mevzusuna nasıl yaklaşacağını bilemedi. Düne kadar “her şey süper yolunda, aksini söyleyen törörösttür” derken şimdi ne desinlerdi? Neticede İnsan Hakları Eylem Planı açıklandı da derin bir nefes aldılar. Derin bir nefes aldılar derken, alkışlamak için. “Reform değil, devrim!” diyenler vardı mesela. (Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da aynı kanaatteydi ama “yetmez!” dercesine çıtayı hayli yükseltti; “Bu plan yıldızlara erişmemizi sağlayacak.”)

Uzatmayalım. AB fonuyla, iki yıl vade biçilen bir İnsan Hakları Eylem Planı açıklandı, asıl hedefin yeni bir anayasa yapmak olduğu da deklare edilerek. Açıklanan planda eksikler olabilir ama “gözünün üstünde kaşın var” demeyeceksek eğer gayet olumlu hedefler belirlenmiş. Neden heyecan yaratmadı, inandırıcı bulunmadı sorusunun cevabı ise, kuşkusuz mevcut durum ve icraatlarının niteliği ile ilgili.

Bence en önemlisi de, ortada öncelikle bir “özeleştiri” ya da özeleştiriye yorulacak herhangi bir yaklaşım olmaması. Söz konusu olan 18 yıllık bir iktidar pratiği. “Eksiklerimiz, hatalarımız oldu, düzeltip seçmen karşısına yeniden reform vaat eden bir parti olarak çıkmak istiyoruz” mealinde bir cümle dahi telaffuz edilmiş değil. Madem insan onur ve haysiyetini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla “eyleme” geçmek istiyorsunuz, öncelikle tam da açıkladığınız hedeflerle tezat teşkil eden icraatlarınızı düzeltme çabanız olduğunu göstermek durumundasınız…

İçeride haberlerinden, yazılarından başka “suç delili” olmadığı halde yatan gazeteciler, yazarlar var. “AB’den fon aldı” diye casuslukla, hatta darbecilikle suçlanan sivil toplum aktivistleri var. Siyasi faaliyetleri “suç” ilan edilen siyasetçiler var. Uygulanmayan AİHM kararları var ve bu kararların uygulanmamasına kılıf bulmak için çaba gösteren Saray danışmanları var. Parlamentonun üçüncü partisini kapatmak isteyenler ve seçmenlerini de adeta nasıl etsek de oy haklarını ellerinden alsak diye kafa patlatanlar var… 

Tablo aşağı yukarı bu ve tablo bu iken bırakalım yıldızlara filan erişmeyi, mevcut yasaların hakkaniyetle uygulanması bile kesinlikle reform sayılır.

Sayın güç, iktidar sahipleri düşünüyor mudur acaba; yurttaşların önemli bir kesimi nezdinde inandırıcılığını yitirmiş bir iktidarın ırkçı, faşist, ultra milliyetçi olarak bilinen destekçileri ile gelecek adına huzur, güven, barış vaat etmesi sadece acı bir tebessüm nedenidir…