Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un. Fotoğraf: Kore Merkezi Haber Ajansı. (KCNA)

Putin’in Kuzey Kore “çıkartması”

Putin’in Kuzey Kore temaslarındaki temel hedef, “silahlanma” ve nükleer silahsızlanma için Kuzey Kore’ye uygulanan uluslararası yaptırımları da hiçe sayıyor.  Putin, ziyaretini Kuzey Kore ile karşılıklı güvenlik yardımı da içeren stratejik ortaklık anlaşması imzalayarak da taçlandırdı

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

24.06.2024

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, yaklaşık çeyrek asır sonra Kuzey Kore’yi ziyareti, uluslararası ilişkilerin son dönemde en çok ilgi çeken diplomatik teması oldu. Washington merkezli düşünce kuruluşu Center for Strategic Studies’den Victor Cha bu ziyaret hakkında şöyle yazıyordu:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasındaki zirve toplantısı, Kore Savaşı’ndan bu yana ABD ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehdidi oluşturuyor. Tarihin derinliklerinde yatan ve Ukrayna’daki savaşla yeniden canlanan bu ilişki, Avrupa, Asya ve ABD’nin güvenliğini tehlikeye atıyor.”

Gerçekten de, Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un buluşması, dünyanın önemli bir kısmının güvenliğini tehdit eder boyutta bir ittifakı mı sembolize ediyor?

Öncelikle, bu ittifakın bir tarihi var: Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği, Kuzey Kore’ye askeri ve ekonomik yardım sağlayarak en büyük destekçisiydi. Kuzey Kore ekonomisi, Sovyetler Birliği’nin yardımı çekmesi ve daha sonra çökmesiyle 1990’larda krize girdi. O zamandan beri Çin, Kuzey Kore’nin en önemli ortağı olarak Rusya’nın yerini büyük ölçüde aldı ve iki Soğuk Savaş müttefiki arasındaki ilişki giderek kopuklaştı. Sadece ekonomik boyutuyla da değil, siyasi olarak da Rusya ile Kuzey Kore, birbirinden uzak durdu. Örneğin, 2017’de Rusya, Çin ile birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Kuzey Kore’nin nükleer programıyla ilgili yaptırımları veto etmemeyi bile kabul etti. Putin’in Kuzey Kore’ye en son 24 yıl önce gitmiş ve toplamda iki ziyaret gerçekleştirmiş olması da, başlı başına bir gösterge. 

Tabii, bir de Kim Jong Un ve Vladimir Putin’in zaman içinde yaşadıkları değişiklikleri de bir hatırlamak gerek: Temmuz 2000’de devlet başkanlığına yeni seçilmiş “çiçeği burnunda bir lider” olan Putin, Japonya’nın Nago kentindeki G-8 Zirvesi’ne müjdelerle gelmişti. Zira Putin, bu zirve öncesi Kuzey Kore’yi ziyaret etmiş ve dönemin lideri Kim Jong Il ile “nükleer silahsızlanma” ile ilgili görüşmeler gerçekleştirmişti. Putin, G-8 Zirvesi’ne Kuzey Kore’nin kendi balistik füze kabiliyetini geliştirmekle ilgilenmediğini ve “sadece diğer ülkelerden gelen roketleri, uzayın barışçıl keşfi için” kullanmaktan memnun olacağını söylemişti. Gerçi, başkent Pyongyang’daki buluşmalarından bir ay sonra Kim, Putin’in iddiasıyla alay ederek Rus lidere söylediklerinin bir şaka olduğunu duyurdu; ama görüldüğü gibi, yaklaşık 25 yıl önce bambaşka zamanlar yaşanıyordu. Şimdi ise, Putin’in Kuzey Kore temaslarındaki temel hedef, “silahlanma” ve nükleer silahsızlanma için Kuzey Kore’ye uygulanan uluslararası yaptırımları da hiçe sayıyor.  Putin, ziyaretini Kuzey Kore ile karşılıklı güvenlik yardımı da içeren stratejik ortaklık anlaşması imzalayarak da taçlandırdı.

Elbette, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesi sonucu uluslararası ilişkilerde yaşanan gelişmeler ve Rusya’nın giderek yalnızlaşması, Putin’in Kuzey Kore ile bağını tazelemesinin başlıca sebebi. Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya’nın giderek daha fazla topçu mühimmatı ve füze tedarikine ihtiyaç duyması ve Çin’in bunları sağlamaya istekli olmaması da, Rusya’nın Kuzey Kore’ye yönelmesine neden oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nin açıklamalarına göre, Kuzey Kore Rusya’ya önemli miktarda topçu mühimmatı ve balistik füze tedarik etti. 

Görselliği yüksek ziyaret

Ziyaret duyurulduktan sonra Putin, iktidardaki Kore İşçi Partisi’nin resmi gazetesi Rodong Sinmun’da bir makale yayınladı ve bu yazısında “Yoldaş Kim”i övdü ve yaptırımlara direneceğine söz verdi, Batı’yı “çifte standartlara dayalı dünya çapında bir neo-sömürgeci diktatörlük” dayatmaya çalışmakla suçladı.

Putin, 18 Haziran’da Kuzey Kore’ye gitmeden önce Rusya’nın uzak doğusundaki bölge liderleriyle görüşmek için zaman ayırdı ve sabaha karşı 3’te Pyonyang’a vardı. Putin’in yabancı liderleri toplantılarda geç saatlere kadar tutma alışkanlığı olduğu bilindiğinden bu durumda Kim’e özgü bir muamele yok. Buna karşılık, Putin için başkentte hazırlanan havai fişek gösterisi de sabah, gün ışığında düzenlenmek zorunda kaldı. 

Putin, Pyongyang Uluslararası Havaalanı’na indikten sonra Kim, onu sıcak ​​bir kucaklamayla karşıladı. İkilinin daha önceki buluşmalarına nazaran çok daha sıcak bir karşılama gerçekleştiğini; bunun da, dünyaya görsel bir mesaj verme amacı taşıdığını söyleyebiliriz. Rus lider, daha önce müttefik Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in de kaldığı yer olan Kumsusan misafirhanesinde konakladı.

Görüşme öncesinde Pyongyang’ın dört bir yanı, Putin’in resimleri ve Rus bayraklarıyla süslendi. Putin ve Kim’in büyük portreleri ve Rus ve Kuzey Kore bayrakları, Kim Il Sung Meydan’ındaki Büyük Halk Çalışma Evi’ne de asıldı. Liderler, ellerinde Rus ve Kuzey Kore bayrakları tutan büyük bir sivil kalabalığı ve atlı askerlerin de aralarında bulunduğu bir onur kıtasını selamladılar, şehrin sokaklarında yürüdüler ve üstü açık bir arabayla Pyongyang’da dolaştılar. Motosikletli polislerin eşliğinde konvoy, “Hoş geldin Putin” ve “Kuzey Kore Rusya dostluğu” sloganları atan bir ekipçe karşılandılar.

Tabii, bu görkemli turun görüntüleri, Kuzey Kore devlet medyasının başkenti, pırıl pırıl ışıldayan biçimde göstermesi için “güzel” bir propaganda fırsatı oldu.  

Rejimin kurucusu, Kim’in büyükbabasının adını taşıyan Kim Il Sung Meydanı’nda, iki ülkenin bayrak renklerini giymiş ve meydanda eşit aralıklarla dizilmiş bir kalabalık, Putin’in gelişini bekliyordu. Putin arabasından inerken tezahürat ettiler ve gökyüzüne balonlar bıraktılar. Putin ve Kim daha sonra Kim Il Sung Meydanı’nda bir törene katıldı. Kuzey Kore toplumunun “saflığını” simgeleyen beyaz giysili küçük çocuklar da, Putin’e tezahüratlar yaptı. Ve iki lider yine beyaz sembolizmindeki bembeyaz atlara binmiş askeri kıtaları selamladılar. Beyaz atlar ayrıca, Kim’in büyükbabasının Japonlara karşı ordusunu yönetirken bindiği iddia edilen ideolojik söylencelerde geçen ata bir atıftı. 1950-53 Kore Savaşı’nda Kim’in büyükababasının efsanevi “kanatlı atı” Chollima, aynı zamanda ülkenin roket güçlendiricisinin de adı. 

“Beyaz” sembolizmi, törenle de sınırlı kalmadı: Putin onuruna verilen ziyafette, beyaz çiçek şeklinde morina balığı sunuldu. Putin ve beraberindekiler, bir konser galasına da katıldılar. Putin, Kim’e ikinci bir Aurus limuzin hediye etti  ve hatta onu arabada gezdirdi de… Aurus’ların ilki, Bay Kim’e Rusya’nın doğusunu ziyareti sırasında hediye edilmişti. Putin’in kendisi de, lüks seride bir araba markası olan Aurus’u makam aracı olarak kullanıyor. 

Putin, ayrıca Kim’e bir “amiral hançeri” ve Rus tarafı tarafından “etkileyici” olduğu da ifade edilen bir “çay seti” de hediye etti. Kim’in Putin’e ne hediyeler verdiğini tam olarak bilemiyoruz: Rus tarafının ifadelerine göre, “üzerine çok düşünülmüş” hediyeler söz konusuydu. Ve aralarında, Putin’e benzerlik taşıdığı iddia edilen sanat eserleri de vardı. Ayrıca Putin’e, Kuzey Kore’nin ırkı kabul edilen Pungsan köpeklerinden de bir çift hediye edildi. Gerçi, 2018’de de Güney Kore ile temaslarda, Pungsan köpekleri hediye edilmişti ama iki Kore arasında ilişkilerin altı yılda geldiği hal ortada. 

Ziyaretin asıl “bombası”, Kuzey Kore ve Rusya arasında imzalanan askeri anlaşmaydı; o anlaşmayı da başka bir yazıda ele alacağız.