Seçim 2023: Tam ortadan ikiye yarıldık ama daha bitmedi

Elindeki verileri ve yaptığı hataları iyi değerlendiren, şu 15 günde en iyi hamleleri yapan, cumhurbaşkanlığını kazanacak. Bakalım şah, mat olacak mı?

ASLIHAN GENÇAY

15.05.2023

Türkiye tam ortadan ikiye yarıldı. Hem cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hem de meclis aritmetiğindeki rakamlara bakarsak, kelimenin gerçek anlamıyla böyle oldu.
 
Kazananı şimdilik olmayan cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir yana bırakırsak milletvekili seçimlerinde başarıyı Cumhur İttifakı yakaladı.
 
Tabii “başarılarını” sadece kendi hanelerine yazdıran irili ufaklı partiler de çok, lakin ülke geneli açısından bakarsak; kutuplaşma kazandı, aidiyet kazandı, yenilikten ve değişimden korkanlar kazandı.
 
Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalmış durumda ve ilk turda büyük bir çoğunlukla Erdoğan’ı yeneceklerine inanan Kılıçdaroğlu seçmeninin morali oldukça bozuk.
 
Oysa bu sonuç, yani seçimlerin ikinci tura kalma olasılığı hiç söz konusu değil miydi? Kutuplaşmanın etkisi hiç belli olmuyor muydu? Aslında iki ittifakın da İstanbul, Ankara ve İzmir mitinglerinde ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin tam ortadan ikiye bölündüğünün göstergesi olmuştu. Hayat, rakamları belirledi ve total sonuç da buna göre şekillendi.
 
Önümüzde 15 günlük bir süreç var ve fakat sonuçların henüz belli olmadığı 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, kaybedildiği veya kazanıldığı fikirlerine şimdiden saplanan, hatta üzülen veya kutlama yapan kitleler mevcut.
 
Hem cumhurbaşkanlığı hem de meclis seçimlerine dair söylenecek çok şey var. Şu anda ortalık rakamların, yüzdelerin, birbirini suçlamaların işgali altında. Herkesin bu akışa hâkim olduğunu düşünerek genel hatlarıyla şöyle bir bakalım.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimi
* Evet, Erdoğan kazanamadı fakat Kılıçdaroğlu da beklenen başarıyı gösteremedi.
 
* Cumhurbaşkanı adayı olması da, adaylıktan çekilmesi de muhalefet için ayrı bir dert ve külfet yaratan Muharrem İnce’nin boşta kalan oyları ne Erdoğan’a ne de Kılıçdaroğlu’na fayda sağladı. Ortadaki sonuçlara göre Sinan Oğan, bu oyları toplamış görünüyor.
 
* Belirtmekte fayda var, geçtiğimiz hafta gündeme giren kaset, ifşa vs. siyaseti de Kılıçdaroğlu’na değil, Sinan Oğan’a yaradı. Seçmeni, Muharrem İnce’yi mağdur gördü, onun haksızlığa uğradığını, en çok da kendi iradelerinin yönlendirilmeye çalışıldığını düşündü.
 
* İkinci tura sadece Erdoğan ve Kılıçdaroğlu katılacak. Tam burada önemli olan, Sinan Oğan’a oy veren seçmenlerin, hangi adayı tercih edeceği. Oy verenlerin, Oğan’ın kendi seçmeni olmadığı düşünülürse, bu oyların Erdoğan’ın değil de Kılıçdaroğlu’nun hanesine yazılacağı güçlü bir olasılık. Göreceğiz.
 
Milletvekili seçimleri
* Cumhur İttifakı, meclis çoğunluğunu kazandı yani cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aksine bu seçimin kazananı belli.
 
* AK Parti, 21 yıldır ülkeyi yönetmesine ve yıpranma payına rağmen, gerek Erdoğan’ın aldığı oylar gerekse de meclis kazanımları nedeniyle başarısız görülemez. Her ne kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan kazanamasa da bu başarıyı göz ardı etmemeliyiz.
 
* Lakin MHP’nin gayet etkisiz bir kampanyayla ve neredeyse hiçbir şey yapmadan, oylarını yüzde 10’un üzerine çıkarması dikkat çekiciydi. Seçimin en incelenmeye değer ve hatta şaibeli gibi görünen sonuçlarından biri de bu.
 
* Burada asıl mesele şu ki, CHP’nin oyları nasıl yerinde saydı? İşte bu şimdilik anlaşılmaz bir konu, hatta muamma. Partinin atılım yapmasına rağmen artış göstermeyen CHP’nin oylarıyla hiçbir şey yapılmadan artan MHP’nin oyları, hâlen kafa karıştırmaya devam ediyor.
 
* Yeniden Refah Partisi, irili ufaklı partilerin en başarılısı oldu ve beş vekille meclise girmeyi başardı. Ama nasıl? Tabii ki ittifakı sayesinde.
 
* Yeşil Sol Parti’nin oy oranı ise bariz bir şekilde düştü. Bu başarısızlıkta, parti üzerindeki baskıların yanı sıra AK Parti’nin terör propagandasının etkili olduğu da gayet açık görülüyor.
 
* İyi Parti ise kendi oy oranını çok yükseklerde zannederken yine ve yeniden gerçeklikle tanıştı. Neyse diyorum, neyse.
 
* Gelecek Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti ve Saadet Partisi, hem ittifaklarına hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na önemli bir katkı sağlamazken, tersine ittifakları, onlara kazandırdı. Bu partilerin bir “başarıları” varsa sadece kendi hanelerine yazıldı, zira bir araya geldiklerinde dahi yüzde 7 barajını geçemeyecek partiler, artık mecliste vekil sahibi oldu.
 
* Tip’e gelirsek, bakın Tip de aynı kapsamda değerlendirilebilir. Emek ve Özgürlük İttifakı’na zerre katkısı olmadı ama ittifakı sayesinde barajı geçerek vekil sahibi oldu.
 
* Zafer Partisi ve Ümit Özdağ ise hem Tip’ten hem de Gelecek Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti ve Saadet Partisi dörtlüsünden daha çok oy almasına rağmen barajın altında kaldı ve mecliste kendine yer bulamadı. Aslında Zafer Partisi, bariz bir şekilde bu beş partiyi geçmişti.
 
* Hâl böyleyken Yeniden Refah Partisi ve Zafer Partisi’nden daha az oy olan Gelecek Partisi, Deva Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Tip, kendilerini “başarılı ve kazanmış” görüyorlarsa artık ne diyelim, kendilerinin bileceği iş.
 
* Tip özelinde ayrıca; reklam ajansı çalışmalarının ve sosyal medya görünürlüğünün yarattığı sanal tablonun, gerçeklikle bir ilgisi olmadığını, hayatta karşılık bulamadığını anlamaları gerekiyor artık, diyebiliriz.
 
İkinci tura gidiyoruz
En başa dönersek: Evet, Türkiye tam ortadan ikiye yarıldı. Değişimden, yenilikten, kimliklerinin zarar görmesinden korkanlar ve gidişattan bıkıp usanmış “artık yeter” diyerek reform isteyenler arasında bölündük.
 
Şöyle de diyebiliriz: Öncelikli olarak terör ve din propagandasından etkilenen, istikrarının bozulacağından kaygı duyan ve bazısı seçeneksiz kalan Erdoğan’ın seçmeni ile Kılıçdaroğlu’nun fazla sükûneti abartıp, suçlamalara hiç cevap vermeden duymazlıktan gelmesiyle şüpheye düşen, hatta Oğan’a kayan kırılgan, morali bozulmaya, geri çekilmeye çok açık Bay Kemal’in seçmeni karşı karşıya.
 
Asla gözden kaçırılmaması gereken bir veri de, tabii ki sözünde duran, savaştan ve kutuplaşmadan bıktığını gayet net ortaya koyan Kürt halkının oyları.
 
Şimdi tüm bu gerçeklerin ve daha fazlasının ışığında ikinci tura gidiyoruz. Elindeki verileri ve yaptığı hataları iyi değerlendiren, şu 15 günlük kısa süreçte en iyi hamleleri yapan, artık meclisi değil ama cumhurbaşkanlığını kazanacak. Bakalım şah, mat olacak mı?
 
—–
Kapak Görseli: Keith Clarkson (Pixabay)