Siirt’te bir garip halay davası
Yerel seçimlerden bu yana iktidar tarafından Kürtlere, Kürt dil ve kültürüne yönelik uygulanan baskılar arttı. Son süreçte düğünlerde halay çekenlere de, Kürtçe trafik yazılarına da suçlu muamelesi yapılıyor
13.08.2024
Yerel seçimlerden bu yana iktidar tarafından Kürtlere, Kürt dil ve kültürüne yönelik uygulanan baskılar arttı. Son süreçte düğünlerde halay çekenlere de, Kürtçe trafik yazılarına da suçlu muamelesi yapılıyor. Bu durumda; iktidar partileri arasındaki çekişmelerin, yakın süreçte anlaşılır hale gelecek farklı siyasi partiler arası pazarlıkların ve yapılan yeni uzun vadeli planların da payı var.
Altını çizelim; yerel seçimin hemen akabinde, pek çok kesim yumuşama beklentisindeyken ve bu kapsamda değerlendirmeler yapılırken, “geliyor gelmekte olan” diyenlere rağmen iktidarın sertleşeceğini, özelde Kürtlere yönelik katı politikalar uygulayacağını, ısrarla belirtmiştik. Şimdi ise yaşıyoruz.
Kabusa dönen bir düğün
Aslında her şey hayatın olağan akışında gerçekleşmişti. Siirtli genç kadınla Batmanlı delikanlı evlenecekti. İki gencin aileleri de en az onlar kadar heyecanlıydı. Düğün; Kürt gelenek ve göreneklerine uygun şekilde Siirt Kurtalan’daki S.M. Düğün Salonu’nda yapılacaktı.
Düğün gecesi iki gencin aileleri de salona gelmiş, kalabalık ve eğlenceli bir düğün gerçekleşmişti. Her Kürt düğününde olduğu gibi bol bol halay da çekilmiş, yöresel kıyafetler giyilerek yöresel oyunlar oynanmıştı.
Kabus, düğünden bir ay kadar sonra başladı. 25 Temmuz günü, “Gerilla” adlı şarkıda halay çeken gençlerden bir kısmının videosu, sosyal medyada paylaşıldı. Gönüllü muhbir vatandaşlar mı, profesyonel çalışanlar mı bilinmez, bazı sosyal medya hesapları ise anında devreye girdi. Bu hesaplar tarafından, düğünde halay çeken gençler yargısız infaz edilerek teröristlikle suçlandılar ve devlet göreve çağrıldı.
Devlet bu çağrıya hemen icabet etti. Siirt Valiliğinin 26 Temmuz’da yaptığı açıklamaya göre; halay çeken kadınlardan altısının kimliği belirlendi ve kadınlar, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla evleri basılarak gözaltına alındılar. Evler didik didik arandı, çocuklar ve gençler sorgulandı. Sonuç olarak; damadın biri 17 yaşındaki üç kuzeniyle gelinin 17 yaşındaki kuzeni tutuklanıp Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Damadın kuzenleri kardeştiler. Anneleri de onlarla birlikte gözaltına alınmış ve ev hapsi koşuluyla serbest bırakılmıştı. Tuhaflıklardan biri de: anne Türkçe bilmiyordu fakat terör örgütü propagandası yapmakla suçlanmasına neden olan, yani halay çektiği şarkının sözleri Türkçeydi.
İşte böylelikle neşeyle geçen bir düğün, hem gelinle damat hem de aileleri için bir kabusa dönüştürülüverdi. Halay tutuklularının ilk duruşması, 16 Ağustos Cuma günü Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Savcılık: Suçu ve eylemi kabul ettiler
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre; sanıklar ifadelerinde propaganda yapmadıklarını, sadece kuzenlerinin düğününde halay çektiklerini, “Gerilla” isimli şarkının düğün salonunda çalan ve halay çektikleri şarkılardan biri olduğunu, bu şarkıyla örgüt propagandası yapıldığından da haberleri olmadığını söylüyorlardı özetle.
17 yaşındaki “suça sürüklenen çocuklar” (SSÇ) A. ve S. de dahil olmak üzere sanıkların aynı minvaldeki ifadelerine rağmen iddianamede onların “suçu ve eylemi ikrar ettikleri” belirtiliyordu. Savcılığa göre; düğün salonunda terör örgütü propagandası yapmışlardı ve cezalandırmaları gerekiyordu. Dosyada başka bir delil ise yoktu.
Eren Keskin: Kürt olma hâli yasaklanıyor
Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ikisi çocuk dört kadını, İHD genel başkanı Eren Keskin ile İHD Batman ve Diyarbakır şubesi eş başkanları 7 Ağustos’ta ziyaret ettiler.
Eren Keskin; tutuklamalara ve dosya içeriğine dair hukuki olarak değerlendirmelerde bulundu:
“Terörle Mücadele Yasası zaten sorunlu bir yasa. Terör örgütü propagandası yapma suçuyla ilgili maddesi de tartışmalı bir madde. Benzeri olaylarda, hatta ‘Biji serok Apo’ sloganı atılmasının dahi propaganda olmayacağına dair Yargıtay’ın verdiği kararlar var. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi iç hukukunda ifade özgürlüğünü düzenlese de Anayasa’nın 90. maddesi açıkça diyor ki; ‘İç hukukla uluslararası hukuk çatıştığında, uluslararası hukuk geçerlidir.’ Hem Anayasa hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 9 ve 10. maddeleri, tamamen ihlal edildi. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu tür dosyalarda, ifade özgürlüğü ihlali nedeniyle Türkiye’yi defalarca mahkum etti.”
Keskin, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu dosyaların başka bir boyutu daha var. Yapılan, aynı zamanda özel hayatın ihlalidir. Bu insanlar sadece kendi yakınlarının düğününde eğlendiler, dışarıda bir propaganda yapılmadı. Düğünde, bölgenin sosyal gerçekliğine uygun müzikler çalınmış. Bu coğrafyanın batısının sosyal gerçekliğiyle doğusunun sosyal gerçekliği birbirinden çok farklı. Orada bu müzikleri, sözlerinin ne anlama geldiğini bilmeden, içselleştirmiş insanlar yaşıyor. Bu şarkılar gerillaya yapılmış ama aynı zamanda halkın da müzikleri olmuş ve yerleşmiş.”
Keskin tutuklamaların ardındaki nedenlere de değindi:
“Asıl sorun, düğünlerini sosyal medyada paylaşan insanların videolarının izlenerek hedef gösterilmeleri. Hedef gösteren Ajans Muhbir kimdir, bilmiyoruz. Çok tehlikeli bir durum. Korku toplumu oluşturmak için insanların özel hayatlarını araştıran muhbirler yaratıldı. Birçok muhbir var hayatımızda ve her anımızı izliyorlar. Bu uygulamaların neden bu süreçte birdenbire başladığını da düşünmek gerek. Uzun yıllardan beri düğünlerde bu şarkılar çalınıyor ve insanlar halay çekip eğleniyorlar. Esenyurt’ta bir düğün daha basıldı. Yapılan, Kürt olma halinin yasaklanmasıdır. İnsanlar politik bir şey yapmıyorlar ki, bir düğünde eğleniyorlar. Pek çok Türkçe şarkı da var aynı içerikte. Yakında onları da yasaklarlar. 2024 yılında bu yaşananlar, son derece akıl dışı. Sadece toplumu korkutmak, her anınızı izliyoruz, demek için yapılan bir uygulama.”
Keskin, Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan halay tutuklularıyla görüşmesine dair ise şu bilgileri verdi:
“Tutuklu kadınlarla görüştük. Hâlâ neden tutuklandıklarını anlamış değiller. Tutuklananların iki tanesi, daha çocuk. Çocuklardan biri tekvandocu ve bir süre sonra müsabakası var. Çocuk, antrenmandan alınmış ve ne olduğunu bile anlamamış. Nereden aklına gelsin düğünde çektikleri halayı biri paylaşmış, biri de ihbar etmiş. Bu insanlara gözaltında ırkçı müzikler dinletilmiş ve korkutulmuşlar. Şu anda da ne olduğunun farkında olmadan cezaevinde kalıyorlar. Üstüne üstlük cezaevinin koşulları çok ağır. Gardiyanların kötü davrandığı konusunda bir şikayetleri olmadı fakat çok sıcak bir koğuştalar. Hava sıcaklığı 40 derecenin üstünde ve vantilatörleri dahi yok. Haftada bir gün kantin alışverişi yapabiliyorlar ve dediler ki; ‘Su alıyoruz ama suyumuz yetmiyor, susuz kalıyoruz.’ Son derece gereksiz bir nedenle bu ağır koşulları yaşıyorlar.”
Keskin ekledi:
“Cuma günü yapılacak mahkemede beraat etmeleri gerekiyor çünkü ortada suç yok. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de davalarını kesinlikle kazanacaklar.”
Baba A.: Böyle saçma şey mi olur?
17 yaşındaki “suça sürüklenen çocuk” (SSÇ) S.nin babası A. üç kızının düğünde çektikleri halay nedeniyle tutuklanmasına, eşinin ise ev hapsinde tutulmasına; “Biz Batman’da oturuyoruz. Hayatımızda ilk defa böyle bir şey yaşadık. Eğer halay çekmek yasaksa devletin bütün düğün salonlarını kapatması lazım. Böyle saçma şey mi olur?” diyerek isyan etti.
“Yeğenimin düğünüydü. Kendi düğünümüz gibi tüm aile gittik. Özel bir şarkı da istenmedi. Düğün salonu ve müzisyenler çaldı, çocuklar da oynadı, halay çekti. Elliye yakın kişi halay çekti ama sadece sekiz kişi görünecek şekilde medyaya sızdırmışlar. Madem böyle bir yasak ve ceza var, düğün salonlarının üzerine yazsalardı. Kızlarım başıboş insanlar değil ki. Biri 17 yaşında öğrenci, staj yapıyor. Diğerleri 19 ve 21 yaşlarında, sigortalı olarak tekstilde çalışıyorlar. Ne bir mitinge katılmışlar ne de bir sokakta propaganda yapmışlar. Propaganda yapsalar amenna, sadece kuzenlerinin düğününde halay çekmişler. İnsan genç olunca kendini düğüne, dansa kaptırır tabii.” diye konuşan baba A. ekledi:
“Bizim tek suçumuz Kürt olmamız mı? Türkiye Cumhuriyeti’ni sosyal medyadaki birkaç kişi mi yönetiyor? İnsan bu kadar mağdur edilmez ki. Adalet ve hukuk bekliyoruz, kızlarımızın tahliyesini istiyoruz.”
Baba K.: Ailecek neye uğradığımız şaşırdık
Halay sanığı diğer SSÇ A.nın babası K. ise kızının tutuklanması hakkında şunları söyledi:
“Polisler evimize geldiklerinde biz taziyedeydik. Haberi alınca hemen eve gittik. Arama yapıyorlardı. Evde 8-9 yaşlarında çocuklarımız vardı, hepsi korkmuştu. Kızım A. tekvandocu. Kursa gidiyordu. Spor salonundan gözaltına alınmış. Ailecek neye uğradığımızı şaşırdık. Kızımın cezaevinde ziyaretine gittim. Bir suçu olmadığını biliyor, bu yüzden morali iyi. Bir an önce tahliye edilmelerini bekliyoruz.”
Bu garip davanın ilk duruşmasında; yaşananların ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi, sanıkların, sadece düğün salonunda çalan şarkıya halayla eşlik etmeleri ve en önemlisi de özel alanlarında bulunmaları nedeniyle beraat etmesi bekleniyor.