Sırrı Süreyya Önder: Muhalefet Seçimleri İlk Turda Kazanacak
“Seçimde HDP kilit bir konumda olacak. Biz gücümüzü bir yaptırım aracı olarak değil, gerçekten demokratik bir sistemin inşası için kullanacağız.”
17.04.2023
TBMM’de 24’üncü dönem İstanbul ve 25’inci dönem Ankara milletvekilliği yapan Sırrı Süreyya Önder, Türkiye siyasetinin en zeki, yaratıcı, muzip ve entelektüel ismi. Tüm sıfatlarının yanı sıra halktan biri olmaktan da asla imtina etmeyen Önder, önümüzdeki seçimlerde Yeşil Sol Parti’nin, İstanbul 1. bölgede 1. sıradan milletvekili adayı. Yani “mekânın sahibi” meclise geri dönüyor.
Öte yandan Önder, çözüm süreci heyetinin de önemli aktörlerindendi. Öyle görülüyor ki seçim sonrası yaşanacak olası bir çözüm sürecinin, yine başrollerinde yer alacak. Yeşil Sol Parti’nin aday listelerine baktığımızda yanında olabilecek isimlere dair de tahminlerde bulunabiliyoruz. Sırrı Süreyya Önder’in, önümüzdeki seçimlere veya seçim sonrasına ilişkin değerlendirmeleri ve öngörüleri önem taşıyor. Önder’le seçim sürecini konuştuk.
—Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı, seçimin ilk turda kazanılmasına odaklanmış durumda. İkinci turu riskli gören kesimler de var. Sizin düşünceniz nedir, muhalefet seçimleri ilk turda kazanabilir mi?
—Bizim hedefimiz seçimleri, birinci turda net ve nitelikli bir çoğunlukla almak. Bunun dışında ben ikinci turun zorluğuna dair görüşlerin, referansı zayıf değerlendirmeler olduğunu düşünüyorum. Öyle bir şey yok. Sadece şu basit soruyu sorarak başlayabiliriz: AKP’ye yığınsal bir oy geçişi oldu mu herhangi bir bölgeden? Bu sorunun cevabı, kocaman bir hayır. Ayrıca sistemden ve özellikle şu son beş yılından hoşnutsuz olan kesimler de söz konusu. Daha önceki değerlendirmelerimizde adı geçmeyen bu kesimler, şu anda sistemden büyük ölçüde yakınıyorlar. Bu yüzden “İkinci tur zora sokar, iş güçleşir…” gibi tespitler iki açıdan yanlış. Birincisi, böyle söyleyerek rakibi gereğinden fazla büyütmüş, ikincisiyse kendi gücümüzü hakir görmüş oluyoruz. Bunun için ben, muhalefetin ilk turda nitelikli bir çoğunlukla seçimi kazanacağını, olmazsa da ikinci turda kazanacağını düşünüyorum. Bir güçlük olmayacak, yeter ki biz enerjimizi, halka kendimizi doğru anlatmaya harcayalım.
—AK Parti, seçim propagandalarında; “İslam âleminin gözü Türkiye’deki seçimlerde” diyerek dinsel bir politika yürütürken, her zamanki gibi muhalefeti de küçümseyerek “Siz patates soğanla uğraşırsınız, biz uzayla, gemiyle, İHA’yla, SİHA’yla” vurgusunu öne çıkarıyor ve seçmeni muhalefete güvensizleştirmek istiyor. Bu propagandanın, geçmiş yıllardaki gibi halk üzerinde bir etkisi olur mu sizce?
—Bu propagandaların, geçmiş yıllarda da etkili olduğunu düşünmüyorum. Şimdi de etkisi olmayacak. AKP, ortaya bir gelecek vizyonu koyamıyor ve yeni bir cümle söyleyemiyor. Yarım saatte bir görüş ve motto değiştiren derbeder bir yapıyla karşı karşıyayız. Konuştukça AKP’ye gereğinden fazla önem atfetmiş olacağız. AKP’nin yeni bir sloganı veya programının, halkın, mahallenin bakkalının, bir işçinin veya bir gencin üzerinde etkili olduğunu gördünüz, duydunuz mu hiç? “AKP, muhalefetten daha çok GB interneti ücretsiz vermeyi vadediyor, yaşasın!” diyen bir genç gördünüz mü hiç? Geçsinler bunları. AKP’nin politikalarının hayatta bir karşılığı yok.
—Yeşil Sol Parti’nin seçimlerdeki genel hedefi, 100 vekil çıkartmak. YSP sizce önümüzdeki seçimlerde bu hedefe ulaşır mı?
—Tabii, D’Houndt sisteminin cilvelerine, müspet ya da menfi anlamda maruz kalabiliriz. Dolayısıyla vekil sayımız yüzü geçebilir veya doksan bandında da kalabilir ama önemli bir yekûne ulaşacağımız kesin görünüyor.
—Emek ve Özgürlük İttifakı içindeki partilerden TİP’in seçime ayrı listeden girmesinden kaynaklı, ittifakın çıkaracağı vekil sayısında düşme olacağına dair görüşler var. Böyle bir durum yaşanır mı sizce?
—Bizim seçmenlerimiz ve tabanımız, ortak duyarlılığa sahip insanlardan oluşuyor. İttifak olduğumuz insanlar ve yapılar da kardeşlerimiz, yoldaşlarımız. Bu konuda son sözü seçmenimizin hakemliğine bırakıyoruz. Bir Anadolu sözüyle açıklarsam; aşa dökülen yağdır. Yani pilava dökülen yağ misali, hiçbir emek boşa gitmez. Teraziyi ve dengeyi seçmen gözetir. Son ayarı seçmen yapar.
—Sisteme göre dağılım yapıldığında özellikle Antalya, Muğla ve Hatay’da ittifakın çıkarabileceği vekil sayısında düşme olabilir mi?
—Ben tam da o illere mahsus olarak seçmenin böyle bir ayar yapacağını öngörüyorum. Seçmen kararını nasıl verirse versin, başımız gözümüz üstüne. Eğer iki yapıyı da sıkıntıya sokacak bir sonuç çıkarsa, bu da bize gelecek için önemli bir ders olacaktır. Bu konuda herkes elinden geleni yaptı, bütün imkânlar zorlandı ve bu mesele yeterince tartışılarak tüketildi. Bunlar sonrası artık halkın hakemliğindedir.
—Yeni dönemin meclis aritmetiği nasıl olur sizce, mesela AK Parti’yi ana muhalefet partisi olarak görebilir miyiz?
—Seçimlerde gerçekten ilginç sonuçlar çıkabilir ama şu anda ne söylesek spekülasyon olacaktır. Sadece HDP’nin kilit bir konumda olacağı, neredeyse tartışmasız. Spekülasyona açık olmayan tek gerçek bu. Biz bu gücümüzü, bir yaptırım aracı olarak değil, gerçekten demokratik bir sistemin ve demokratik bir ülkenin inşası için kullanacağız.
—Selahattin Demirtaş geçtiğimiz günlerde, PKK’nin silahsızlanması ve bu açıdan meclisin önemiyle ilgili tweet’ler attı. Demokratikleşmede ilk adım sizce ne olmalı?
—Demokratikleşmeyle ilgili olarak ilk atılacak adım, yargı bağımsızlığı olmalıdır. Hukukun alenen, gözümüze sokula sokula, hiçbir usul ve esas gözetilmeden ihlal edildiği son on yılın bütün dosyalarının, bağımsız bir yargının gözetimi ve denetiminde yeniden ele alınması gerekiyor. Birinci ya da ikinci sıra diye bir hiyerarşi yapmadan söylüyorum; bu adımla eşzamanlı olacak bir organizasyon içinde, ülkedeki çatışma boyutunun her yönüyle sonlandırılması için tüm adımlar, Selahattin Bey’in söyledikleri de dâhil, atılmalıdır tabii.
—Millet İttifakı ve Kemal Kılıçdaroğlu’na saydığınız kapsamda bir demokratikleşme açısından güveniyor musunuz?
—Millet İttifakı, böyle bir demokratikleşmeyi hayata geçiremezse ve demokratikleşme hamlelerine öncülük edemezse kitlelerde büyük bir hayal kırıklığı oluşturur. Millet İttifakı, şu anda demokratikleşmeyi hayata geçirecek, bu hamleleri yapacak dirayette duruyor. Zaten yapılacak olanlar da büyük hamleler değil aslında, mevcut anayasada dahi teminat altına alınmış olan şeyler. Yargı ve diğer kurumlar, partizanlık ve tarafgirliğe açık olan yaklaşımlardan kurtulursa hayat, süratle kendi olağan akışına dönmeye başlayacaktır.