Baba Evi’nden haberler bu kez elli yıllık bir zamana yayılan büyük bir parantezi tarıyor. Sevincimin ve mutluluğumun tek buruk yanı babamın hayatta olmaması… Başlattığı bu yarenliğin son haline o da şahit olaydı

Zarlar’ı okurken Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşar gibi oluyorsunuz. O çalkantılı siyasal ortamın parçası haline geliyorsunuz. Ama bunların yanında, bu kitabı da aynen Hayat Hanım gibi “baş yapıt” yapan romandaki karakterler. O karakterlerin kalemle ölümsüz bir şekilde, ince ince, heykel gibi yontulması sonra da can bulması

Türkiye’nin Kürt politikasını ne kadar AKP iktidarı belirliyor, ne kadarını Ergenekon belirliyor artık tam belli değil

Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur hakkında, ‘Balyoz’ haberleri nedeniyle 276 sayfalık iddianame hazırlandı

Sen burada, “ciğerimi ye” gazeteciliği yapıp gerçekleri saklıyorsun ama Amerika’daki davada “çete üyelerinin” isimleri tek tek yayınlanıyor

Bharara’nın iddianamesini yayınlamaz, Baransu’nun hapsine sevinir, Yıldız’ın mahkûmiyetine sessiz kalırsınız

Sahtekârlık mermisiyle dürüstlüğü vuracak tetikçi daha doğmadı bu dünyada…

Ahmet Hakan’ın bana “iftiralarınla intihara sürükledin” dediği Yarbay Tatar’ın ismi bizim gazetede, intihar edene kadar bir kez geçmemiş

Ahmet Hakan’ın bana “iftiralarınla intihara sürükledin” dediği Yarbay Tatar’ın ismi bizim gazetede, intihar edene kadar bir kez bile geçmemiş

”Ahmet Hakan yalan olduğu bu kadar kolay kanıtlanacak yalanları niye söylüyor?”

Bu iki gazetecinin tutuklanması sürecinde Taraf ne manşetler atmış, ben ne yazılar yazmışım

“Kuddusi Okkır’ı ben tutuklatıyorum, ben öldürüyorum. Öyle böyle değil, ‘ölümüne bir algı operasyonu’ karşımızdaki…”

Hürriyet’i okurken ve CNNTürk’ü izlerken dikkatli olun, sizi inandırmayı ve sizin boğazınızı kesecek bıçağı size biletmeyi amaçlıyorlar

Dilek Dündar’la Muammer Erkek’in olağanüstü cesareti ve Yağız Şenkal’ın unutulmayacak fedakârlığı olmasa belki sonuç çok korkunç olacaktı

Ahmet Altan hakkında hazırlanan iddianamede ise savcı hakaret “ihtimaline” dava açtı

Karan’a ve Çetinkaya’ya karşı âdil olmayan “yargı”, Ergenekon’a ve darbecilere karşı mı âdil?

Generallerin “siyasi liderleri acilen tutuklamak” üzere konuşmaları şaka… 200 bin kişiyi stadyumlara hapsetme planları, başka bir şaka…

Kemal Göktaş, Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin mükemmel bir gazetecilik yaparak, patlamayla ilgili müfettiş raporlarını yayımladılar

Bir de “henüz” havuz gazetelerinin arasına karışmamış ama AKP ile iyi geçinmeye çalışan Hürriyet’in “haberciliği” var ki o daha da şaşırtıcı…

“Biz Erdoğan’ı seviyoruz” yazılı kamyonlara Türkiye Cumhuriyeti’nin bayraklarını koyma hakkına kim sahip?

Gül ve Dündar asla yargılanmamaları gereken bir davada yargılanıyor ve yeniden hapsedilmeleri için çeşitli oyunlar düzenleniyor

Sanem Altan’ın yazılarına son verilmesinde, dün attığı tweet ve babası Ahmet Altan’ın muhalif yazılarının etkili olduğu yorumları yapılıyor

Neden bu ülkede doğmuş olmanın bedelini insanlar, Güneydoğu’da bodrumlarda yanarak, Ankara’da alevlerle tutuşarak ödüyorlar?

İstediğiniz kadar ellerimizi bağlayın sizin kılıcınız bizim zırhımızı kesmez. Sizin hiç bilmediğiniz o zırha “haklılık” deniyor…

‘Erdoğan devleti’nin demokrasiye, hukuk ve özgürlüğe yeni darbesi…

Zaman Gazetesi’ni koruyun, Sur’da vurulan beş aylık bebekleri koruyun, Kayseri’de göz altına alınan Boydak’ları koruyun…

Soruşturma konusu yazısında ülkenin başının dertten kurtulamayacağını söyleyen Altan, sözlerinin kısa süre içinde doğrulandığını söyledi

Çok net ve çok yalın biçimde söyleyeyim: Anayasa Mahkemesi’nin kararına “uymamak” Cumhurbaşkanı’nın haddine düşmemiştir

“Irkınız, siyasi düşünceniz, felsefi inancınız, dininiz, mezhebiniz, kılık kıyafetiniz, sağlığınız” ve dikkat buyurunuz, “cinsel hayatınız” fişlenecek

İnternetin yeni bir yazı devrimiyle yazarlığı ve okurluğu yeni bir aşamaya taşıyacağını düşünüyorum

Baransu bir gün hapisten çıkacak… Siz içine girdiğiniz o işbirlikçilik “kafesinden” nasıl çıkacaksınız peki?

Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki iddianame ve Yıldıray Oğur’un yazısı üzerine…

Genç gazeteciler için birinci ders: Siz, kimin öldürülmeyi hak ettiğine karar verecek bir infaz ekibi değilsiniz

Ahmet Altan’la ilgili dört sayfalık soruşturma dosyasında dört temel hukuksuzluk var. Amaç belli: Korkutmak. Sonuç da belli: Korkutamazlar

Yazıları gazeteye yağ lekesi gibi yayılan dalkavuk sürüsüyle, çıkarları için gerçekleri saptıran “muhalif” görünen sahtekârlara aldırmayın

Güneydoğu’da yakın mesafeden kafasından vurduğunuz 12 insanı kimin, niye vurduğunu sormak “haber alma özgürlüğü” değil mi?

Doğan grubunun gazetelerine ve televizyonlarına baktığımda, arkasındaki tetikçiyle, hiç direnmeden kendi mezarını kazan adamı görüyorum

Neden asıl güçlüleri eleştiriyor gibi yapıp onların paçalarının arasına kafanızı sokuyorsunuz? Neden ısırır gibi yapıp üflüyorsunuz?

İktidarın medyasının çarpıttığı konular, iktidarın “şatosunu” kurmaya çalıştığı toprakların altındaki “boşlukları’’ da gösteriyor

Barbarların saldırısıyla yıkılan “kendi” kalelerimizin dibinde ağlamaktan vazgeçip, bu saldırılara topyekûn bir dirençle cevap vermeliyiz

Eğer “casuslukla” suçlanabilecek biri varsa o da silahları parlamentodan gizli yabancılara gönderenlerdir

Ahmet Altan, hakkında başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında ifade verdi

Erdoğan’a hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek iddiası ile suçlanan yazar yarın İstanbul Adliyesi’nde

Mağden, soruşturmayla ilgili olarak, “Bekliyordum” yorumunu yaptı

Basın ve edebiyatın duayen ismi Çetin Altan ailesi, medya, sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda ismin katıldığı törenle uğurlandı