Okumalar
Toplam 6 yazı.
Toplam 6 yazı.
Nasıl oldu da, İsmet Hanım’ın kimseye iç dökemeyişini, derdini buraya bağladım bilmiyorum. Ama, çelik kapı ardına sığınmışlar ile bodrum kat’ta yaşayan adam’ın aynı binada, ortak yaşam alanında iken birbirlerinden habersiz, mesafeli olmalarına takılıyorum
Adlarını saydığım yazarlar sırasıyla İtalyan, Fransız ve Danimarkalı. Ve hepsi de kendi örnekleri ile aynı şeyi söylüyor: tuzu kuru olanların, tuzu yaş olanları yok sayan bakışsızlığı. Şule Çiltaş ile Türkiye dahil, dört farklı ülkenin yazarı, aynı üstenci tutumun altını çiziyorlar. Enteresan bir ortaklık. Bu durumda yerli, milli gibi şeysiler nerede kalıyor?
“…gerçekliğin verilerinden yararlandığı için belgesel ve tarihsel, (…) metne giren parçaları kendine özgü bir biçimde yorumladığı ve birleştirdiği için kurmaca, metinde belirsiz bir imkân olarak yansıyan bir kurtuluş fikri bıraktığı için ütopik, yandaşı olduğu dünya görüşü karşısında eleştirel olduğu için yeniden kurucu…”
“Oğlanların langırt oynadığı kafenin önünden bakışlarını eğip geçmek” de tanıdık. Bakışlarını sakınarak yaşamak, kısıtlanmak… Sadece 1950’ler 60’lar için söz konusu değil, sokakların erkeklere ait olması halen geçerli bir durum. Gerçi kadın hareketi bu durumu bir ölçüde kırdı ama insan canlısı bazı alışkanlıklarını kolay terketmiyor. Tekamül etmiyor diyebilirim
İnternet sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezleri nasıl kullandığımız hakkında daha fazla bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.
Çerezler, internet sitemizin kullanımını ve işlevselliğini geliştirmenin yanı sıra performans ve analiz amaçlı olarak da kullanılmaktadır.