Fotoğraf: Shani Louk. (Louk'un instagram hesabı)

Tahakkümün çeşitleri

Neye üzüleceğimize karar verecek kadar totaliter kafalar… Ben de, kendilerine milletvekilliğinin altın tepside sunulmasına çok öfkeliyim.

SEZİN ÖNEY

01.11.2023

7 Ekim’den itibaren savaşın ağırlığı sadece İsrail ve Gazze’nin üzerine değil; tüm bölgeye ve ötesine çökmeye başladığında ilk duyduğumuz isimlerden biriydi Shani Louk.

22 yaşında Almanya ve İsrail vatandaşı bir dövme sanatçısı olan Shani Louk, Negev Çölü’ndeki Super Nova Müzik Festivali’ne katılanlardan biriydi. Sonra, sabaha karşı Hamas ve Gazze’de konuşlanmış diğer silahlı örgütlerin“Aksa Tufanı” gerçekleşti. Uluslararası medya kaynakları, festivale katılanlardan yaklaşık 260 kişinin öldürüldüğü teyit ediyor.

7 Ekim’deki saldırı ertesinde, Louk’un cansız veya baygın, yarı çıplak bedeni bir kamyonetin arkasında görüntülenmişti. Hamas’ın kendisi tarafından yayınlanan görüntülerde, eyleme katılan erkekler Louk’un üzerine bacaklarını atarak ve ayaklarını basarak oturuyor ve “Allahu ekber” diyerek tekbir getiriyordu.

Louk’un kimliği, festivale katıldığını bilen ve kendisinden haber alamayan ailesi tarafından, görüntülerde ters dönmüş bacağında gözüken dövmesinden tesbit edilmişti.

Nedense Louk’un bu görüntüleri baştan beri tartışma konusu oldu: dünya genelinde de ilginç yorumlar yapanlar var da, Türkiye’den olanlar beni ilgilendiriyor.

Bir dini düşünürün paylaşımı özellikle aklımda kalmış:

“…Kızı soyma diye bir şey yok neredeyse yarı çıplaklar zaten. Rehin alıyorlar, arabaya bindirip götürüyorlar bazılarını. Festivalciler iki ateş arasında kalıyor.”
Halbuki, festivale katılanlar ve yakındaki Kibbutz Re’im’den canlı kurtulanların inanamadığı zaten İsrail Ordusu’nun nasıl olup da saatlerce duruma müdahale edilmediği. “İki ateş” arasında kalmak mümkün değil; çünkü ortada İsrail Ordusu yok.

Kaldı ki, zaten Hamas ve diğer örgütlerin militanları, saldırıların görüntülerini sosyal medyada paylaşmak üzere özellikle kayda alıyorlar. Bu görüntülerin bir kısmı, sosyal medya üzerinden özellikle “livestreaming” olarak yayınlanıyor.

Louk’un annesi Ricarda, Alman Bild gazetesine kızının yaşadığına dair umutları olduğunu söylediği bir röportaj veriyor. Ricarda Louk, ümidinin “Filistinli barış aktivistlerinin verdiği, Shani’nin başından yaralandığı ve Gazze’de bir hastanede tedavi görmekte olduğuna dair bilgiden” kaynaklandığını da sözlerine ekliyor.

Dini düşünür, bu röportajın Türkiye’de medyaya yansıması üzerine yaptığı paylaşımda; “Öldürüp çıplak tur attırıldığına inanılan Shani Louk’un annesi kızının yaşadığını söylüyor. Festivalde bikini ile dans ederken arbedede yere düşüyor, kafasını çarpıyor. Hamasçılar kızı o haliyle alelacele hastaneye kaldırıyor. Katliam yok; bazı sivilleri rehin alıyorlar.”

Dini düşünürün kendisinin bir erkek olarak, bir kadın hakkında sürekli “bikinili”, “yarı çıplak” vurgularını yapmasındaki art niyeti bir geçelim. Acaba söz konusu, dini ve ideolojik olarak kendi çizgisine yakın bulduğu bir kadın olsa veya herhangi bir erkek olsa, sürekli “dış görüntü” ve “kıyafet” vurgusu yapma gereğini hissedecek miydi?

Hadi dini düşünüre, gerçek yüzünü sunduğu için teşekkür edip geçelim.

Ya CHP oylarıyla milletvekili olan Gelecek Partisi üyesine demeli…

Milletvekili seçildiğinden beri ilk kez bir icraat yapmaya zahmet etti kendisi ve X hesabından bir paylaşım yaptı:

“Çok öfkeliyim en çok da İsrail medyasının yalanlarına kanıp bir avuç Filistinli’yi yalnız bırakanlara. Gündelik kıyafeti iç çamaşırı türevi olan birinin kamyonet kasasındaki görüntüsü üzerinden dünyayı ayağa kaldıranlar savaş suçu aradığınız bir kamyonet kasası varsa işte burada.”

Çok tipik bir yaklaşım bu: “gündelik kıyafeti iç çamaşırı türevi” olan bir genç kadının yaşamı da çok önemli, kamyon kasasında kefenlenmiş yatan her bir insanın da…Dinleri, dilleri, etnik kökenleri, milliyetleri de önemli değil. İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılarda yaşamını kaybeden her bir Filistinli sivilin de hayatı çok önemli; Shani Louk gibi genç kadınların, sivil insanların da…

Neden birinden birini seçmemiz gerekiyor?

Neyse rahat edebilirler…

Shani Louk’un öldüğü kanıtlandı. Annesi Ricarda Louk, Almanya-Lüksemburg merkezli RTL televizyonunda önceki gün doğruladı: kızının kafatasından bir parça bulunduğunu ve DNA eşleşmesinin, Shani’nin ölümünü teyit ettiğini bildirdi. Hamas sanki kefil olacakları yakınlarıymış gibi, ısrarla inanmayanlar için Louk’un vücudunun geri kalanı ortada yok ama kafasının parçası bulunmuş. Ve kafatasının kopuk parçasının, ölümünün kesin olduğu kanaatini sağlacak denli büyük olduğu bildiriliyor.

Türkiye’de genç bir kadının “savaş ganimeti” gibi kamyonet arkasında tur attırılıp videoya çekilen bedeni görüntülerinden irkilmemiz gerekiyormuş meğer. Ve şimdi anlaşılıyor ki, o bedenin kafası da yokmuş.

Hâlâ “inanamayan” varsa, Almanya Şansölyesi de dâhil olmak üzere Alman resmî kaynakları, dünya genelinde medya kurumları da Louk’un ölümünü teyit etti. Ama belki hepsi bir komplodur kim bilir? Buna inanan da çıkar…

Kafasını hâlâ bedeninin üzerinde taşıyıp da; bir kurbanı kendi ideolojisine uymuyor diye insan saymayıp, bir de üzerine savaşın tüm kurbanlarına üzülen ve dertlenenlere çemkirenler var. O bedenlerin üzerindeki kafaların içini gördük hiç olmazsa…

CHP oylarıyla milletvekili olup, Türkiye’nin tüm kadınlarının geleceğini belirleyecek Yeni Anayasa ve diğer yasal düzenlemelerde görüş bildirecek; belki de belirleyici olacaklar da var araların da…

Neye üzüleceğimize de karar verecek kadar da totaliter kafalar bunlar…

Ben de, kendilerine milletvekilliğinin altın tepside sunulmasına çok öfkeliyim.