Tebeşirle karatahtaya çizilen teknoloji

7,5 milyar dünya nüfusunun sadece 4 milyarı internet kullanıcısı, yani dünyanın yüzde 47’si internetin dışında

ASLI TUNÇ

04.03.2018

 
Son iki gündür sosyal medyada dolaşan habere denk geldiniz mi bilmiyorum. Afrika ülkesi Gana’da bir öğretmen karatahtanın karşısında renkli tebeşirlerle Microsoft Word programının özelliklerini öğrencilerine çizerek anlatıyor. Öğrenciler de defterlerine tahtadaki çizimi birebir geçirip hayatlarına henüz değmemiş olan bir teknoloji anlamaya çalışıyorlar.
 
33 yaşındaki ortaokul öğretmeni Akoto, Gana’nın ikinci büyük kenti Kumasi’ye iki buçuk saatlik araba mesafesindeki bir kasabada yaşıyor. Akoto’nun çalıştığı bu okulda bilgisayar yok ancak 15 yaşındaki öğrencileri ülke çağında yapılan ve bilgi teknolojileri konusunun da içinde bulunduğu genel sınavdan geçmek zorundalar. Akoto evinde kişisel bir bilgisayarı olsa da bu aletin eğitim için istenilen uygulamalara sahip olmadığını söylüyor. Velhasıl genç öğretmen sınıftaki teknoloji dersinden fotoğrafları Facebook’a koyunca olanlar oluyor. Akoto, adeta Afrika’daki devlet okullarındaki altyapısızlığa karşı canını dişine takıp çabalayan tüm öğretmenler için esin kaynağı oluveriyor.
 
Rebecca Enonchong adlı girişimci derhal Twitter’da Microsoft Africa’yı yönelik olarak “Eminim bu öğretmene uygun bir kaynak sağlarsınız” diye yazıyor. Ve mutlu son. Microsoft derhal sınıfa yeni bilgisayar ve eğitim malzemeleri göndereceğini vadediyor. Akoto 2012’den beri okulda elektriğin olduğunu, havanın çok yağışlı olmadığı sürece elektriğin kesintisiz olarak sağlandığını eklemeyi de ihmal etmiyor.
 
Bu öykü bir anda teknolojinin yaşantımızın ayrılmaz bir parçası olan bizleri tuhaf hislerle baş başa bırakıyor.
 
Dijital uçurum (digital gap) denen olguyu tekrar düşünmeye zorluyoruz kendimizi. Son verilere göre 7,5 milyar dünya nüfusunun sadece 4 milyarı internet kullanıcısı, yani tüm dünyanın yüzde 47’si internet dünyasının dışında. İşte alın size dijital uçurum.
 
Farklı ülkelerdeki bu teknolojiye erişim farkı, aynı zamanda herhangi bir ülkenin farklı yörelerinde hattâ bir kentin farklı mahallelerinde bile söz konusu olabiliyor. Hızlıca küresel verilere göz atmak bile çarpıcı bir uçurumu işaret ediyor. Örneğin, Kanada nüfusunun yüzde 81.9’unun hızlı internet bağlantısı varken, Bangladeş’teki hanelerin yüzde beşinde internet bağlantısı bulunuyor.
 
Peki bu uçurumu kapamak neden önemli? Bir kere bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimin yaşam standardını yükselttiğine olan inanç 1990’lardan beri gündemde. İnternetin toplumları olumlu anlamda dönüştürdüğü, karşılıklı diyaloğu ve anlayışı kurduğu, daha özgür ve demokratik bir toplum umuduna yol açtığı varsayımı her daim güçlü.
 
Mobil teknolojilerin yaygınlaşması da kimi toplumlarda temel güvenlik nedenleri ile arzu ediliyor. Sabit hatlı telefonların olmadığı coğrafyalarda mobil iletişim apayrı bir önem kazanıyor. Siyasal katılımın artması ve yurttaşların politik karar mekanizmalarına dahil olması da internete yüklenen değerlerden biri. Dijital uçurumun kapanması ekonomik gelişme için de önemli bir adım. İnternet yoluyla yerel işletmelerin gücünü arttırması, iş bulma yollarının çeşitlenmesi de az gelişmiş ülkelerin ulusal ekonomileri için bir fırsat yaratıyor. Ve belki de en önemlisi eğitim ve kariyer imkânlarının bilgisayar teknolojileriyle alt gelir gruplarına da daha âdil bir biçimde sunulabilmesi.
 
Bu olanakları kuşkusuz ne Microsoft ne de başka bir küresel teknoloji devi sağlayabilir. Hibe edilen birkaç bilgisayarın ya da ucuza dağıtılan eski model cep telefonlarının az gelişmiş toplumlarda yapısal bir dönüşüme yol açmasını beklemek elbette naiflik olur. Dijital uçurumun kapanmasının (uluslararası inisiyatiflerin yanı sıra) ancak bu coğrafyaların potansiyelinin toplumun artan beklentileriyle buluşturmaktan geçeceği muhakkak. Ancak ne yazık ki tebeşirle karatahtaya çizilen teknolojinin bir gün Afrika’daki yaşamın bir parçası olması için kat edilecek uzun bir yol var.