Trans kadınlar kadındır, dişidir!

Trans dışlayıcı radikal feminizm, ‘’bizden daha mağdur değilsiniz’’ tartışması kisvesi altında bir sürü kadını travmatize etti…

H. BERKAY TOSUNLU

13.08.2019

Beyazların siyahlardan üstün olduğunu savunan birine karşı alacağımız tutum nedir? Nasıl olmalıdır? Bazılarımız, karşımızdaki ırkçıya bilimsel ve normatif kriterlerden bahsedip yanlışlığını anlatmaya çalışabilir. Bu, ırkçılığın cahillikten beri gelen bir sapma olduğu fikrini ima eder. Karşımızdaki tehlikeyi hafife almak, ona bir fikir payesi verip tartışma zemini açmak makul geliyorsa, buyrun anlatın. Oysaki karşımızdaki ırkçı, gayet bilinçli bir şekilde savunuyor olabilir ırkçılığı. Açtığımız tartışma kanalı, onun ırkçılığına meşruiyet katmaktan, birçok insanı travmatize etmekten başka bir işe yaramayabilir. Ben, böyle durumda tartışmayı değil, tepki vermeyi uygun bulanlardanım. Irkçılık savunusunun travmatize edeceği insanların, ırkçılığın hedefindeki insanların marjinalize edilebileceğini, tehlikelere açık hâle getirilebileceğini göze alamayanlardanım. Tartışmayı değil, tepki vermeyi kıymetli bulanlardanım.

Ağustos 2019’da sosyal medyada karşımıza çıkan TERF’ler (trans-exclusionary radical feminist) ve trans kadınlar arasındaki tartışmayı da bu açıdan izledim. Kayda düşmek için yazıyorum.

Öznur Karakaş’ın trans kadınları kast ederek, “Erkek bedende doğmuş olanlar, biz dişi bedende doğmuş olanlar hakkında konuşmasın’’ demesinden sonra, Zeynep Direk’in 'kadın olmak için erkeklikten vazgeçtiler ama aslında erkekliği terk etmediler' yollu son derece transfobik yorumu ‘tartışmayı’ alevlendirdi. Aslında transfobi kusmak için açılan tartışma kanalı şu soruyla başlıyordu: "Cis kadınlar trans kadınlara göre daha ayrıcalıklı mıdır?’’

Bu soruyu yanıtlarken Öznur Karakaş "erkek doğanlar’’ olarak nitelediği trans kadınların daha ayrıcalıklı olduğunu yazdı. Buna en güzel cevabı, bence, Esmeray verdi. Hiçbir zaman ‘erkekliğin’ avantajını yaşamadığını, daha çok küçükken dahi kendisine "kız" dendiğini ve 11 yaşında tecavüze uğradığını yazdı. Esmeray ayrıcalıklı olmadığını kanıtlamak zorunda kaldı. Kişisel tarihinde yer alan, belki unutmak istediği, belki unuttuğu birçok detayı hatırladı. Bunları yazmak zorunda kaldı.

"Trans kadınlar erkek doğdular, o hâlde erkeklerle işbirliği içindeler, daha avantajlılar" diyerek özcülüğü arşa çıkarıyorlar. Tartışma falan yoktu ortada aslında. Bir grup transfobik insanın ağzına geleni söyleyebileceğine dair inançlarıyla başladı her şey. Öznur Karakaş’ı daha önce trans çocukların hormon erişimine yaptığı son derece ahlakçı ve sözümona ‘’korumacı’’ yorumla tanıyoruz. Hormon tedavisine erişimi olmadığı için merdiven altı kliniklerde yanlış tedavi gören bir sürü trans çocuk varken, hormon tedavisine karşı öne sürdüğü argümanlar da "çocukları korumalıyız’’ yönünde oldu çünkü. Kendisinin transfobik söylemlerini eleştiren Beren Azizi’ye akla hayale gelmeyecek iftiralar attı. İhbarcı bir dille, hedef gösterici ifadelerle Beren Azizi’nin güvenliğini tehlikeye attı.

İlerleyen günlerde kimseye tek bir incitici ifadede bulunmadan kendini ifade eden Haziran Düzkan’a Hale Akay’ın verdiği yanıt ise, tecavüz kültürünün diliyle oldu: siktir git. Ardından dahiyane bir öneriyle geldi. Ultrasonda erkek bebekler tespit edilip ortadan kaldırılırsa sorun kalmayacağını dile getirdi.’’tüm bu ayrıcalıkları bitirecek feminist önerim ultrasonda erkek gözüken çocukların doğrulmaması. yeterince sperm dondurulursa bir yüzyıl içinde gradually ne cis ayrıcalığı kalıyor, ne patriyarka, ne heteroseksizm. trans kadın da kalmaz ama o kadar kusur her planda olur’’ twitiyle Akay’ın gözünde trans kadınların — cis kadınlarla eşit olmasından geçtim — hangi mertebede olduğunu tahayyüllerinize bırakıyorum.

Sulu "şakalarla" hiçbir zaman "kadın" olamayacağı haykırılan trans kadınlar…

Yine Hale Akay’ın Kanada’da birtakım ağdacının bir trans kadına ‘erekte olabileceği’ kaygısıyla hizmet sunmamasını yorumlayış şekli aynı şekilde transfobikti. ‘’Bazı penisleri incitmek istemem ama’’ diye başladığı twitinin hedefinde herhalde 'yerel penisler’ yoktu. ‘İthal tartışma’ suçlamalarına da, erekte olabilecek penislerden kaygılanan göçmen kadınlar üzerinden de şahane bir yansıtma yapmış oldu.

Ağda yapılmayan trans kadın, kadın mı Akay’a göre? Eğer kadınsa niye göçmen kadınların kaygılarından daha önemsiz trans kadının yaşadığı aşağılanma? Çünkü karşısında penisi olan bir kadın var. ‘Doğal olarak’ penissiz kadınlar daha kıymetli. Haber değeri taşır, gerektiğinde ithal edilir. TERF derseniz onlara, ithal tartışmalara girmiş olursunuz fakat. Zaten bu olaydan anladığım kadarıyla da ithalat işlerine trans dışlayıcı feministler bakıyor. İthalat da pek tabii bir onların hakkı.

Trans dışlayıcı radikal feminizm, ‘’bizden daha mağdur değilsiniz’’ tartışması kisvesi altında bir sürü kadını travmatize etti. Kimisini ihbar etti, güvenliklerini tehlikeye attı, iftira attı. Fakat işin şaşılacak yanı şu ki, bu insanlar transfobilerine verilen tepkiyi ‘’linç ediliyoruz’’ diye savuşturmaya çalıştı. "İnsanları travmatize ederiz, iftira atarız, fobi kusarız, ihbar ederiz ve kimse bize tepki veremez" demeye getiriyorlar. Linç edilmediler, fobi kustular ve tepki aldılar.

“Kadın sandım erkek çıktı’’ diyen katille aynı şeyleri söyleyip, ‘tartışma’ dedikleri katil dillerini kustukları panayırda aktivistlere tecavüz kültürünün diliyle saldırıp, iftira atıp, ihbar edip bir de üzerine ‘linç edildik’ diye kıyametleri koparıyorlar. İşledikleri nefret suçlarına elbette ses çıkaracağız. Trans kadınları kendileriyle eşit görmedikleri için ağızlarına geleni binbir küstahlıkla söylemelerinin büyük bir olgunlukla karşılanmasını bekliyorlar. ‘Trans kadınlar da kadın ama biz dişi bedende doğduk’ diyerek, travmatize olduğunu haykıran trans kadınların çığlıklarını göz ardı ederek, eşitler arasında en eşit olduklarını kabul ettirmeye çalışıyorlar.

Diyalog eşitler arasında olur. Akademik kariyerini kendine kalkan edinip, çürük dilleriyle nefret saçanlarla uzlaşmayacağız.