Tüm Partiler ve STK’lar, yanımızda mısınız?

Anam bacım, son zamanlarda LGBTİQ’lara yönelik nefret söylemi daha da yükselerek, üstelik devlet otoritesinin en üst kurumlarından açıktan ve anayasada suç olmasına rağmen devam ediyor. Cumhurbaşkanı’ndan tutun Milli Eğitim Bakanı’na kadar bu suç açık bir şekilde işleniyor. Durum bu şekilde devam ederken LGBTİQ bireyler korku içinde ve çok yalnız bırakıldığını hissediyorlar. Haksız da sayılmazlar!
 
Ben bu yalnızlığı ilk ailemden ayrı düştüğümde hissetmiştim. Gecenin bir yarısı çaresizce kendimi sokağa atmıştım; tek ve çaresiz, kurtlar sofrasına atılan bir kuzu misali. İkinci ağır şekilde yalnız bırakılma hissini, Ülker Sokak’ta hissettim. Sokağın son baskın günü, o karanlık gecede ölüm ile burun buruna kalmıştık. Hiç kimse yoktu yanımızda ve evlerimiz devletin kolluk kuvvetleri tarafından talan edildi. Sonrasında darmadağın ve ağır travmatik bir süreç başlamıştı.
 
Suçumuz kendimiz olmaktı. Kimsenin canına kastımız yoktu. Kimsenin ırzına geçmedik. Kimsenin malını çalmadık. Ortada bir suç yoktu ki zanlısı olsun! Yapılan zulüm ve ayrımcılıktan başka bir şey değil. İddia edildiği gibi hasta da değiliz!
 
Ben, Esmeray olarak 30 yıldır mücadele ediyorum. Ne yazık ki edinilmiş hiçbir hakkımızı alamadık. Lakin ciddi bir LGBTİQ hareket oluştu. Ve bugün ülkenin birincil sorunu haline getirilmiştir. Yukarıda da yazdığım gibi, devletin bakanlarının bizzat söylemleri ile…
 
Geçen haftalarda Milli Eğitim Bakanı bir TV programına katılıyor. Sanırım TV 24, sunucu haddini aşarak şöyle bir soru yöneltiyor bakana “Küresel LGBTİQ tehdidi hakkında ne düşünüyorsunuz?” Kalemi burnunda bakan hemen aile kurumuna sarılıyor: “Okullarda, Türk Aile Birliği seçmeli dersini müfredata uygun olarak koyduk; aile yapısı değerlerimiz vs.” diye ekliyor. Size bir şey söyleyeyim mi? Sayın Bakan, mevcut aile yapısı çok fena! Baskı, şiddet, yalan, hırsızlık ve ırza geçme! Sadece bir gün Müge Anlı izlemeniz yeterli olacaktır.
 
Ayrıca o programda Sayın Bakan “Bu mevzuları insan hakları temelinde tartışma konusu yapmak gerekiyor” diyor. Eğer LGBTİQ hakları insan hakkıdır temelinde tartışacaksanız, baş üstüne. Yoksa iş çok kötü bir hal alır.
 
Şunu da unutmayın: Bizim de bir ailemiz var! Anne, babamız var. Amcayız, teyzeyiz, halayız. İnsanız, Sayın Bakan, insan! Tehdit biz değiliz; Ensar Vakfı gibi yerler ve o zihniyeti yayan kurumlardır! Yalan ve şiddet üzerine inşa edilmiş dizilerdir! Herkese peynir ekmek gibi satılan silahlardır. O soruyu soran gazeteci, LGBTİQ nasıl tehdit oluyor, bunu bir açıklayın lütfen!
 
Burada, insan hakları temelinde mücadele eden tüm siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerine de bir sorum olacak! Net bir şekilde yanımızda olacak mısınız? Yoksa bizi, AKP’nin insafına mı terk edeceksiniz? Bıçak kemiğe dayandı!
 
Artık geceleri uyuyamıyorum. Bunca genç insanın geleceği ne olacak? LGBTİQ olduğu için kaç kişi daha ölecek? Ben uyuyamıyorum!..