Türkiye’nin gözü üzerinizde
Kısa vadeli ve kişisel çıkarlar, ikballer odaklı değil; Türkiye’nin yükünü omuzlarınızda hissederek karar vermenin günü, bugün.
04.11.2023
CHP’nin 38. Kurultay süreci, 2023 yazı ve sonbaharı boyu Türkiye’de gündemi en çok işgal eden konuydu desek yeridir. Her ne kadar seçmenlerin, ekonomik kriz başta olmak üzere daha “fani” gündemleri olsa da Türkiye siyaseti ve medyası, aylardır CHP’nin Kurultay’ sürecini tartışıyor.
İronik biçimde de, CHP fazla sağa kaydı kaymadı-muhazafakârlaştı muhazakârlaşmadı tartışmaları yaşanırken, 38. Kurultay’ın Türkiye siyasetinde yarattığı psikolojiyi en iyi anlatan; sağ mı sağ, muhafazakâr mı muhafazakâr bir yazarın şiiri:
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?
Necip Fazıl Kısakürek’in “Beklenen” şiirinde olduğu gibi, “Gelme, artık neye yarar” noktasına da geldi de, bu noktayı da geçiyor Türkiye kamuoyu…
Kurultay’dan bir önceki gece, Ankara’dan izlenimleri aktaran gazeteciler ve siyasetçiler, “delegelerle” görüştüklerini anlatıyordu. Aylardır “delegeler delegeler” diye öyle çok yazılıp çizildi ki; benim zihnimde, artık adeta “masalsı, destansı” hale gelmiş, “insanüstü varlıklar” canlanıyor…Ankara’da kendileriyle görüştüğünü söyleyenlere de, “Nasıl varlıklar bu CHP delegeleri; elleri, ayakları var mı? Neye benziyorlar?” diye soracağım geliyor.
CHP tabanı olan olmayan, siyaseti uzaktan izleyen “sıradan vatandaşlar” da herhalde böyle vehimlere kapılıyorlardır…
Oysa, CHP delegeleri günümüzdeki parti sisteminde bir gün açıp ertesi gün solan çiçekler gibi olsa olsa…Genel başkanlarını belirlemek için verdikleri oylar ertesinde solup gidecekler…Ertesinde Türkiye siyasetinde ve hatta kendi partilerinin siyasetinde belirleyici rol oynamayacaklar.
Ne var ki, Kurultay’da verdikleri oyla, belki de hepimizin, Türkiye’nin kaderini belirleyecekler.
Alelade bir yerel seçime gitmiyoruz: Türkiye’nin siyasetinin, 2028’e kadar çöllerde kuruyacağı bir son durak vahasını da geride bırakmaya doğru ilerliyoruz.
Kaldı ki, “Yeni Anayasa” gibi, Cumhuriyeti kökünden değişip dönüştürebilecek bir hukuki milat da söz konusu Türkiye’nin önünde…
Vebâl çok büyük: ekonomik kriziyle siyasi ve sosyal buhranlarıyla ve hatta bölgesel savaş sarmallarıyla, Türkiye’nin önünde hiç olmadığı kadar ağır sınavlar var.
2023’ten 2028’e dengede, istikrârda; uluslararası toplumun paryası haline gelmeden, paçavralar ve prangalara bürünmeden gidebilmek için Türkiye’nin güçlü bir muhalafete ihtiyacı var. Güçlü bir muhalefetin de, CHP’nin iktidara yürüyebilme erkine, hevesine, heyecanına ve potansiyeline sahip olabilmesi öncülüğüne gereksinimi var.
“Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim” dizesinde olduğu gibi, seçmenler ve kamuoyu, “farklı bir siyasetin mümkün olabilmesi” ihtimalini seviyor; bu ihtimale sahip çıkıyor.
Ancak, vakit doluyor: “Geçti istemem gelmeni” noktasını göstermeye başladı saatler. Siyasetten ümit kesildiğinde, her bakımdan dibin dibini görebilir bu ülke…
O nedenle, Türkiye’nin gözleri üzerinizde CHP delegeleri…
Kısa vadeli ve kişisel çıkarlar, ikballer odaklı değil; Türkiye’nin yükünü omuzlarınızda hissederek karar vermenin günü, bugün.
O gün bugün değil değil; o gün tam da bugün…
Türkiye’nin gözü üzerinizde…