WordPress neden ve nasıl sansürlendi?

Tek bir blog yazısı hakkındaki sansür kararını uygularken WordPress’e erişimi tümden engelleyen şirketlerin durumu tam bir hukuk trajedisi

EFE KEREM SÖZERİ

25.03.2015

Korsan Parti üyesi avukat Serhat Koç WordPress.com'un 19 Mart'tan itibaren erişime engellendiğini duyurdu. KabloNet'ten WordPress'e erişim halen tamamen kapalı, TTNET ve diğer erişim sağlayıcı şirketler ise yasağı genişleterek uyguluyor. Bu durum bile Türkiye'deki sansür uygulamasının ne denli baştan savma olduğunu kanıtlıyor.
 
Akademik hırsızlık, kitap yasağı, blog sansürü
 
Kırıkkale Sulh Ceza Mahkemesi'nin 19 Mart tarihli (2015/450 D.İş) erişim engeli kararı aslında sadece 1 blog yazısı hakkında. Şikayet eden kişi Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Ramazan Çağlayan, şikayet edilen kişi ise Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Kemal Gözler. Ancak şikayete konu blog Kemal Gözler'e ait değil (bkz. yazının sonundaki sorularıma cevabı).
 
"Hukukta İntihal" başlıklı WordPress blogundaki bir yazıda, Çağlayan'ın Gözler'den intihal (kaynak göstermeden alıntı; akademik hırsızlık) yaptığı iddiasına yer verilmiş; iddia idare.gen.tr sitesinden alıntı. Blogdaki diğer yazılar da benzeri akademik intihaller hakkında.
 
(Türkiye akademisindeki intihal sorunu oldukça ciddi, bunun için bkz. 1 ve 2)
 
Prof. Gözler intihal iddialarını kendisine ait İdare Hukuku sitesinde (idare.gen.tr) duyurmuş, buna dair bir kitap dahi yazmış. Prof. Çağlayan ise hem bu kitabın hem de İdare Hukuku sitesinin sansürlenmesini talep etmiş; talebin reddi hakkında kesin hüküm olmasına rağmen önce Ankara'da, sonra da yeni Sulh Ceza Mahkemeleri döneminde bir kez daha Kırıkkale'de davalar açmaya devam etmiş. Ocak ayında çıkan yeni bir karar İdare Hukuku sitesini, 19 Mart’ta çıkan karar ise WordPress'i sansürlüyor.
 
Basılı kitap hakkında sansür reddedilmişken, kitap hakkındaki bir blog yazısının sansürlenmesi gülünç gelebilir; ancak bir yazı hakkındaki sansür kararını uygularken WordPress'i tümden engelleyen şirketler durumu tam bir hukuk trajedisine dönüştürüyor.
 
Sansürün boyutu uygulayana göre değişiyor
 
Kırıkkale Sulh Ceza Mahkemesi'nin erişim engellemesi kararı sadece tek bir blog yazısı hakkında, kararın ilgili bölümü şöyle:


(Görsel: Avukat Serhat Koç)
 
Erişime engellenen URL adresi ise şu:
https://hukuktaintihal.wordpress.com/2014/08/06/ramazan-caglayan-dosyalari/
 
5651 sayılı kanunun 9/4 maddesine göre, zorunlu olmadıkça bir sitenin tümü engellenemez, ancak şikayete konu içeriğin bulunduğu sayfanın engellenmesi ihlali durdurmuyorsa, hakim gerekçe belirterek o internet sitesindeki tüm yayını engelletebilir.
 
Kırıkkale Sulh Ceza Mahkemesi kararında hakim, blog yazısına erişimi engellemek teknik olarak mümkün değilse, "wordpress.com" internet adresine erişimin tamamen engellenmesi kararını vermiş. Halbuki blogdaki sadece bir yazı şikayetçi Prof. Çağlayan hakkında; blogdaki diğer yazılar başka kişiler hakkında olduğu için blogun tümünün engellenmesine gerekçe yok; WordPress'teki tüm yayını engelletmek ise hakimin WordPress.com sayfasına girmediğini, dünyadan 60 milyon blogu Türkiye'nin erişimine kapattığının farkında olmadığını gösteriyor.
 
Halihazırda sıkıntılı olan kanun, ölçüsüz şekilde uygulanmaya bu denli müsait.
 
Karar doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne gönderiliyor, ancak uygulaması sırasında şirketler arasında önemli farklar var. Kimi şirket blogun tümünü, kimi ise doğrudan WordPress alanındaki tüm blogları engelliyor. Sansürün kapsamı, erişim sağlayıcının teknik yeterliliğine göre oluyor.
 
Twitter ve YouTube gibi, adreslerinin başında HTTPS olan (güvenli/şifreli) sitelerden tek bir sayfayı engellemek için Çin’deki “Altın Kalkan” gibi gelişmiş teknik donanımlara sahibi olmayı gerektiriyor. WordPress ise blog sahipleri için HTTPS, blog okuyucuları için HTTP (açık/şifresiz) olarak hizmet verebiliyor. Türkiye’deki erişim sağlayıcıların sansür yeterliliğini belirleyen bir nitelik de sayfanın HTTP veya HTTPS olması.
 
Hangi şirket hangi yöntemle sansür uyguluyor, şeffaf olmadıkları için bilemiyoruz; sadece sansürün uygulanmış halini karşılaştırabiliyoruz. Ancak hiçbirinin uyguladığı sansür mahkeme kararına tam olarak uygun değil.
 
KabloNet ve Vodafone 3G
 
Bu iki erişim sağlayıcı şirket WordPress'e erişimi toptan kapatmayı seçmişler.
 
Uzaya uydu gönderen Türksat'a ait KabloNet servisi en kolayını seçip WordPress'i toptan engellemiş. KabloNet üzerinden internete bağlananlar herhangi bir WordPress bloguna girmek istediklerinde ilk gün "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir!!!" yazısıyla karşılaşıyorlardı, sonra 3 gün boyunca gayri-şeffaf bir şekilde, hiçbir uyarı verilmeden WordPress'e erişim tamamen engellendi.
 
Mobilden Vodafone 3G ile internete bağlananların da aynı durumda olduğu belirtiliyor.
 
SuperOnline, DorukNet & Turkcell 3G
 
SuperOnline HTTP olan sayfayı engellemiş, ama HTTPS olanı engellememiş.
 
DorukNet de benzer şekilde sadece HTTP olanı engellemiş. Sayfaya girmek isteyenler DorukNet sunucularında bulunan bir adresteki (http://212.58.18.45/redirected/) "5651 no'lu yasa gereği engellenmiştir" sayfasına yönlendiriyor. Başka kaç adres daha buraya yönlendiriliyor, bilmiyoruz.
 
Turkcell 3G de aynı şekilde erişimi engelliyor, karar hakkında herhangi bir bilgi yok.
 
TTNET
 
TTNET sansür konusundaki deneyimini bu örnekte gösteriyor. HTTP olan bağlantıyı açında TTNET'in hazırladığı özel sayfa çıkıyor; kararı veren mahkeme ve karar sayısı var. HTTPS olan bağlantı ise yüklenmiyor.
 
Normal şartlarda, HTTPS ile başlayan tüm adresler belirli kurumlarca onaylanmış bir güvenlik sertifikası ile şifrelendiği için, iletişimi tümüyle okumanın tek yolu onaylı başka bir sertifika kullanarak sizinle WordPress arasına girmek (MITM: man-in-the-middle).
 
Böyle bir sertifikayı kullanmak uluslararası alanda güvenirliği zedeleyen bir durum; daha önce Türkiye ve İran bu duruma düşmüş ve sertifikaları iptal edilmişti.
 
Proxy (aracı) konumunda bulunanlar ise şöyle teknolojiler kullanarak şifreli iletişimi okuyabiliyor, gönderilen bilgileri saklayabiliyor. Şirketler bu yöntemi ticari bilginin dışarı sızmasını veya şirket bilgisayarlarına yapılan saldırıları engellemek için kullanıyorlar.
 
Eğer TTNET veya diğer erişim sağlayıcılar bu donanımı kullanıyorlarsa, sadece WordPress'te okuduğunuz blog yazısı değil, tüm e-posta ve bankacılık bilgilerinize de erişmeleri mümkün.
 
WordPress sansürü hakkında konuştuğum bilişim uzmanları ise TTNET ve diğer şirketlerin sansürü kendi DNS sunucuları sayesinde yapabildiğini söylüyorlar. DNS (alan adı sistemi), internetin telefon rehberi gibi çalışıyor. İnternet sağlayıcı şirketler de kendi DNS sunucularını kullanıyorlar; böylece adres HTTPS bile olsa, gidilen alan adı açık olduğu için sansürü uygulamak telefon rehberinden bir numarayı silmek kadar kolaylaşıyor.
 
Yani bazı erişim sağlayıcılar içinde "wordpress" geçen tüm adresleri rehberden silmiş, diğerleri ise TTNET gibi sadece blogun tümünü.
 
Ancak buradaki hukuksuzluğa dikkatinizi çekmek istiyorum: Mahkeme kararı açıkça tek bir sayfayı engellemek mümkün değilse, "wordpress.com" engellensin diyor. Bu durumda erişim sağlayıcı şirketler ya tek bir sayfayı, ya da WordPress'i tamamen engellemek durumundalar. Blogun tümünü engelleyip WordPress'teki diğer blogları engellememiş olmalarının yasal bir dayanağı yok.
 
Benzer şekilde, MİT TIR'ları hakkında verilen mahkeme kararı BirGün Gazetesi Twitter adresinin tamamen engellenmesini talep ediyordu; Twitter ise sadece ilgili 6 tweet'i engellemişti.
 
Türkiye'deki mahkemelerin ifade özgürlüğüne karşı ölçüsüz müdahaleleri karşısında müşterilerinin tepkisinden çekinen şirketler böyle hukuk-dışı bir ara yola sığınıyorlar.
 
WordPress eğer bugün Türkiye’deki bütün erişim sağlayıcı şirketler tarafından tamamen engellenmiş olsaydı Twitter ve YouTube krizlerinde olduğu gibi insan hakları örgütleri hükümeti topa tutar, uluslararası basın Türkiye'ye sayfalar ayırırdı. Sansür parça parça uygulanınca sanki bazı kullanıcılarının teknik bir sıkıntısıymış gibi, akademik hırsızlığa isyan eden birkaç akademisyenin sorunuymuş gibi algılanıyor. Türkiye'de dahi haber yapılmıyor.
 
Üniversitelerden erişim
 
Konunun intihal ve ifade özgürlüğü boyutları düşünüldüğünde, üniversitelerdeki internet erişiminin sansürlenmesinin ne kadar vahim olduğuna da dikkat çekmek istiyorum.
 
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) üzerinden bloga erişim açık. İTÜ, Ulusal Akademik Ağ (ULAKNET) üzerinden internete bağlanıyor; kendi DNS sunucularını kullanıyor. 2006 yılında Ekşi Sözlük'e getirilen erişim engelinde İTÜ'den bu sözlüğe girmek mümkün olmuştu.
 
Koç Üniversitesi üzerinden erişim ise kapalı. ULAKNET'e dahil olmasına rağmen, öğrencilere sağlanan kablosuz erişim TTNET üzerinden. İstanbul'da Koç Üniversitesi dışında, Bilgi Üniversitesi, Şehir Üniversitesi, Mimar Sinan ve Yıldız Üniversitesi kampüslerinde; Ankarada'da ise tüm Hacettepe kampüsleri ile Ankara Hukuk'ta erişim TTNET wifi ile sağlanıyor.
 
Üniversite öğrencilerine hizmet veren Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarından internet erişimi de yine TTNET tarafından sağlanıyor; hatta Aile Paketi kullanılarak Birleşik Haziran Hareketi'nin sitesi dahi sansürlenebiliyor.
 
WordPress sansürü 2007'den beri sürüyor
 
WordPress Ağustos 2007’de Adnan Oktar'ın şikayeti üzerine erişime tamamen engellenmişti. Bu karar karşısında WordPress'in kurucusu Matt Mullenweg Türkiye'yi Çin'e benzetmiş ve sansür baskısını zorbalık olarak nitelemişti.
 
TTNET'in WordPress'i tamamen engellemiş olması "deneyimsiz bir teknik personelin hatası yüzünden" WordPress.com alan adının DNS engelleme listesine eklenmesine bağlandı ama şikayet edilen bloglar silinmediği için milyonlarca WordPress blogu Nisan 2008'e dek Türkiye'de engelliydi.
 
WordPress bu son engelleme karşısında "ifade özgürlüğünü tüm dünyada savunuyoruz, buna Türkiye dahil; oradan gelen erişim engeli haberlerini araştırıyoruz" dedi.
 
Engelli Web verilerine göre 71 WordPress blogu hakkında erişim engeli kararı alınmış. Bu yazıya konu olan "Hukukta İntihal" blogu dahil değil, başka bloglara da erişim engeli olduğu rapor ediliyor. Yani WordPress'in ne kadarının sansürlü olduğunu bilemiyoruz, ve bu, gelecekte ne kadarının daha sansürleneceğine dair kötümser bir gösterge.
 
İnternetiniz ne kadar sansürlü?
 
Her gün onlarca yeni site ve Twitter/Facebook yazısı sansürlenirken bir de mahkeme kararlarındaki sansürün şirketlerce ne ölçüde genişletildiğini takip etmek zorunda kalıyoruz.
 
Böyle bir durumda, siz de internetinizin ne kadar sansürlü olduğunu, erişim sağlayıcınızın hangi yöntemlerle internetinizi sansürlediğini öğrenmek isterseniz şu adreslerle test etmeniz mümkün:
 
– 'Karar'ında:
http://hukuktaintihal.wordpress.com/2014/08/06/ramazan-caglayan-dosyalari/
(Bu adreste erişim engeli kararı açıkça belirtilmeli)
https://hukuktaintihal.wordpress.com/2014/08/06/ramazan-caglayan-dosyalari/
(Bu adrese VPN ve TOR dışındaki yöntemlerle erişemezsiniz)
 
– Çok sansürlü:
http://hukuktaintihal.wordpress.com
(Bu adrese erişemiyorsanız, erişim sağlayıcınıza itiraz edin)
https://hukuktaintihal.wordpress.com
(Bu adres hiç açılmıyorsa, erişim sağlayıcınız DNS yoluyla sansür uyguluyor olmalı, itiraz edin ve başka bir DNS servisi talep edin)
 
– Tamamen sansürlü:
http://wordpress.com
https://wordpress.com
(Bu adreslerden herhangi birine ulaşamıyorsanız erişim sağlayıcınıza itiraz edin, sansürü duyurun, sansür sürüyorsa hukuki yollara başvurun veya tanıdıklarınızla organize olup topluca aboneliğinizi iptal edin)
 
Eğer mahkeme kararlarından bile daha fazla sansüre uğruyorsanız, buna itiraz etmek sadece sizin değil, aynı hizmeti kullanan herkesin faydasına olacaktır.
 
Türkiye'de internet sansürünün son yıllarda artması ve Twitter, YouTube, SoundCloud gibi popüler servisleri kapsaması, sansürü aşma amacıyla VPN kullanımı da artırdı. 5651 sayılı kanunun erişim sağlayıcılara yüklediği görevler arasında sansürü aşma yöntemlerinin engellenmesi de var (Md. 6/1/ç). Ancak WordPress sansürünün boyutunu Twitter'da sorduğumda pek çok kişinin doğrudan VPN ile girebildiklerini söylemiş olması erişim sağlayıcıların başka bir hukuk-dışı ara yol izlediğini, yahut sansür teknolojisinin henüz VPN’i engelleyecek seviyede olmadığını gösteriyor olabilir. Aklınızda olsun.
 
Sansürü talep edenler ve uygulayanlar ise intihal hakkındaki kısa bir yazının bu denli büyük bir tepkiye dönüşeceğini öngörememiş olmalılar; “vajina”nın sansürlendiği Vikipedi’de “Streisand Etkisi” başlığını okumalarını öneririm.
 
Bir sayfa yazı engellenemiyorsa tüm alan adı engellensin diye kanun çıkartan milletvekillerinin, "wordpress.com" engellensin diye karar imzalayan hakimlerin, ve kanunen buna itiraz hakları olduğu halde sorgulamadan uygulayan şirketlerin hesap vermesi gerekiyor. Bunu sağlamak bir seçmen, bir vatandaş ve bir müşteri olarak hepimize düşüyor.
 
 
Ek: Prof. Çağlayan ve Prof. Gözler'e sorduğum sorular ve cevapları
 
"Soru 1:
http://www.idare.gen.tr/caglayan.htm
http://www.idare.gen.tr/kirikkale-scm.htm
adreslerinde yazılanlar dışında erişim engeli talebiyle yapılmış başka başvurular var mıdır, sonuçları nelerdir?
Soru 2:
Bu karar sonucu tüm WordPress bloglarına erişimin engellenmiş olmasını bir hukukçu olarak nasıl yorumluyorsunuz?"
 
Prof. Ramazan Çağlayan sorularıma cevap vermedi, ancak intihal iddiaları konusunda kendi sitesine koyduğu şöyle bir açıklama var.
 
Prof. Kemal Gözler'in sorularıma verdiği detaylı cevap ise aynen şöyle:
 
"1- Benim Kırıkkale Sulh Ceza Mahkemesinin 19 Mart 2015 tarihli kararından haberim yok. Karar bana henüz tebliğ edilmedi.
 
2- Ben 2013 yılının Mart ve Mayıs aylarında Ramazan Çağlayan’ın kitapları hakkında iki ayrı eleştiri kitabı yayınladım ve daha sonra bu kitapların PDF versiyonlarını www.idare.gen.tr isimli sitemde yayınladım.
 
3- Ramazan Çağlayan, bu kitapların www.idare.gen.tr sitesinden kaldırılması için şimdiye kadar üç ayrı defa başvuruda bulundu. Kırıkkale 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 28.6.2013 tarih ve 2013/318 sayılı D.İş kararı, Ramazan Çağlayan'ın kitapları hakkında yazdığım iki eleştiri kitabının yayından kaldırılması talebinin REDDİNE karar verdi.
 
4- Ramazan Çağlayan, ikinci başvurusunu Ankara’da yaptı. Ankara 17. Sulh Ceza Mahkemesi, 24.1.2014 tarih ve 2014/52 D. İş sayılı kararıyla Ramazan Çağlayan'ın kitapları hakkında yazdığım iki kitabın idare.gen.tr’den KALDIRILMASINA karar verdi.
 
5- Ancak benim itirazım üzerine Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 7 Nisan 2014 tarih ve 2014/134 sayılı D. İş sayılı kararıyla, aynı konuda kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle Ankara 17. Sulh Ceza Mahkemesinin bu kararının KALDIRILMASINA karar verdi ve bu karar sonucu söz konusu kitaplar tekrar idare.gen.tr de yayınlandı.
 
7- Ramazan Çağlayan, bir yıl bekleyip aynı başvuruyu Kırıkkale Sulh Ceza Hakimliğine tekrar yaptı. Bu sefer Kırıkkale Sulh Ceza Hakimliği, 08.01.2015 tarih ve 2015/36 Değişik İş sayılı “erişimin engellenmesi” kararı verdi ve her iki kitabın metinlerinin yayınlandığı http://www.idare.gen.tr/caglayan-elestiri.htm ve http://www.idare.gen.tr/caglayan.htm sayfalarına erişim engellendi. Bu kararın, kesin hükmün dokunulmazlığı ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı konuda daha önce verilmiş iki adet kesinleşmiş mahkeme kararı var. Bu kararın kaldırılması için Ankara Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itirazda bulundum. İtirazım henüz sonuçlanmadı.
 
8- https://hukuktaintihal.wordpress.com/2014/08/06/ramazan-caglayan-dosyalari/ daki sayfaları yayınlayan ben değilim. Bu sayfaları da daha önce görmedim. Buradaki sayfaları başka bir kişi idare.gen.tr’deki erişimi engellenen sayfalar yayında iken, bu sayfada yer alan bilgilere dayanarak koymuş olabilir. https://hukuktaintihal.wordpress.com/2014/08/06/ramazan-caglayan-dosyalari/ sahibi, Kırıkkale Sulh Ceza Mahkemesinin 19 Mart 2015 tarihli kararına karşı itiraz edebilir.
 
9- Bir sayfa yüzünden https://hukuktaintihal.wordpress.com/ bloğunun tümünün ve keza https://wordpress.com/ alan adının bütününün engellenmesini ifade hürriyetine yapılmış ağır ve ölçüsüz bir müdahale olarak görüyor; buna benim Ramazan Çağlayan hakkında yazdığım iki eleştiri kitabının yol açmasından dolayı da üzülüyorum. Gerek https://hukuktaintihal.wordpress.com/ bloğunun, gerekse https://wordpress.com/ alan adının Türkiye’deki kullanıcılarının bu ölçüsüz müdahaleye karşı tepkide bulunmaları gerektiğini düşünüyorum.
 
10- Bir hukukçu olarak belirtmek isterim ki, erişimin engellenmesine imkân veren 5651 sayılı Kanun, ifade hürriyeti açısından fevkalade problemli bir kanundur. Bu konudaki görüşlerim, “Kişilik Haklarını İhlal Eden İnternet Yayınlarının Kaldırılması Usûlü ve İfade Hürriyeti: 5651 Sayılı Kanunun 9’uncu Maddesinin İfade Hürriyeti Açısından Değerlendirilmesi” (http://www.anayasa.gen.tr/5651.pdf) başlıklı makalemden okunabilir.
 
Saygılarımla,
Kemal Gözler"
 
Not: Prof. Gözler daha önce de Anayasa Mahkemesi üyesi Serdar Özgüldür'ün tezinde intihal olduğu iddiasını kitabında yazmış, bunun karşılığında Özgüldür ve AYM eski Başkanı Haşim Kılıç tarafından "hakaret" nedeniyle şikayet edilmişti. Dava Prof. Gözler'in beraatiyle sonuçlandı.