YouTube yapay zekâyla temizleniyor mu?

Türkiye zararlı olduğu gerekçesiyle şikâyet edilip işaretlenen YouTube içeriği sayısında dünyada sekizinci…

ASLI TUNÇ

29.04.2018

Google’ın  sahip olduğu dev video platformu YouTube,  geçtiğimiz günlerde ilk kez ayrıntılı bir şeffaflık raporu yayınladı. Bu raporda YouTube, 2017 yılının son üç ayı içinde 8.3 milyon videoyu sildiğini açıkladı. Toplam net rakamı tam bilemesek de YouTube evreninin içinde 8 milyon videoyu okyanusta bir damla olarak düşünebiliriz.

Silme sürecinde ilginç olan taraf, makine ve insan değerlendirmesinin bir arada kullanılması. Yapay zekâya dayalı bir uygulama, silinen 8.3 milyon içeriğin 6.7 milyonunu ilk anda tespit etmiş. Bu teknolojiyle silinen zararlı içeriklerin yüzde 76’sı bir kez bile başkaları tarafından izlenmeden temizlenmiş. Yapay zekâ, malum makinelerin insan dahli olmadan benzerlikleri tespit edip harekete geçmek üzere programlanması.

Bu bağlamda yapay zekâ, YouTube’da otomatik olarak tartışmalı içerikleri ortaya çıkarmaya yarayan bir algoritma yapısı. Google’un açıklamasına göre robotlar, aşırı şiddet içeren görüntüleri insanlardan daha iyi tanımlayıp engelleyebiliyorlar. Kullanıcıların şikâyetçi olduğu dört videonun üçü halihazırda yapay zeka tarafından tespit edilmiş oluyor.

Yapay zekâ filtresinden geçen içerikler daha sonra on bine yakın kişi tarafından şirket ilkeleri doğrultusunda ayıklanıyor. Bu insanlar akademik dünyadan, kamu kuruluşlarından, sivil toplum örgütlerinden geliyorlar. Güney Afrika’dan İngiltere’ye Güney Kore’den Endonezya’ya kadar saygın kurumlarda çalışan pek çok kişi YouTube içeriklerini de incelemekle görevli.

Zararlı olduğundan dolayı en fazla şikâyet edilip işaretlenen içerik Hindistan’dan gelmiş. Sonra sırasıyla ABD, Brezilya, Rusya, Almanya, Birleşik Krallık ve Meksika var. Türkiye ise bu grubun hemen ardından sekizinci ülke olarak sıralanmış. Her geçen bir dakika içinde 400 saatlik videonun YouTube’a yüklendiğini düşünürsek içerik değerlendirmesinin ne kadar zorlu bir iş olduğunu da görebiliriz.

Kaldırılan içerikler genelde pornografik, nefret içerikli, şiddeti ve terörü yücelten ya da çocuk tacizi içeren görüntüleri barındırıyor. Şeffaflık Raporu çocuklara yönelik YouTube Kids’den kaldırılan içerikten ise bahsetmiyor. Şirket bir yenilik olarak zararlı görülerek işaretlenen ve şikâyet edilen videoların akıbetinin de kullanıcılar tarafından görülebileceğini duyuruyor. YouTube BBC’ye yaptığı açıklamada, silinen videoların bir tür “parmak izini” sakladıklarını böylece aynı kişi aynı videoyu tekrar yüklemeye kalkarsa derhal durdurulabildiğini belirtiyor.
Yapay zekâ teknolojisinin yaygın bir biçimde kullanılması bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. Şiddet içerdiği için kaldırılan videoların kimi zaman habercilik amacı taşıyabildiği belirtiliyor. Elbette yapay zekâ algoritması, haber ya da hiciv gibi sofistike ayrımlara giremiyor. Geçtiğimiz yıl bazı haber kuruluşları Suriye’deki savaş suçlarını kayıt altına aldıkları videoların kendilerine haber vermeksizin silindiğinden şikâyetçi oldular. Mesela Amerikalı gazeteci Alexa O’Brien’ın Chelsea Manning davasını haberleştirdiği videosu terörizm propagandası yapmak nedeniyle YouTube’dan silindi.

YouTube ise kendini, terör örgütlerine âlet olmamak için uğraştığını ve bu anlamda siyasal baskı altında olduğunu söyleyerek savunuyor.
Reklamcılar da YouTube’u ağır eleştiren bir diğer kesim. Geçenlerde 300’den fazla şirket için reklamverenler ırkçı, çocuk tacizcisi, komplo teorilerini dolaşıma sokan ya da Kuzey Kore propagandası yapan video içerikleriyle beraber anılmaktan sıkıntı duyduklarını açıkladılar.

YouTube kurallarını sıkılaştırıp, zararlı içeriği kaldırmak için daha agresif bir biçimde teknolojiyi kullandıkça ve reklamdan para kazanma politikalarını değiştirince amatör blogcular da mağduriyetlerini daha sıklıkla dile getirir oldular.

2018 yılı içinde YouTube reklamdan para kazanmayı hedefleyen kullanıcılara en az 1,000 abone ve bir yıl içinde 4,000 saatlik içerik yüklemiş olma şartı getirdi. Daha önce reklamdan para kazanma sınırı en az 10,000 izlenmeydi. Bir kullanıcı bu kriterlere uysa bile YouTube reklam gelirlerinin yüzde 45’ine el koyuyor.

Bütün bu değişen şirket politikaları geçtiğimiz 3 Nisan’da ürkütücü bir olayla tekrar gündeme geldi. Nasim Aghdam adlı 39 yaşındaki bir kadın YouTube’un koyduğu videoları filtrelediği ve kazancına engel olduğu gerekçesiyle öfke krizi içinde silahıyla birlikte şirketin San Bruno California’daki merkezini bastı. 1100 çalışanın binada olduğu sırada gerçekleşen saldırıda Aghdam dört çalışanı yaraladıktan sonra silahıyla hayatına son verdi. Aghdam olaydan bir gece önce etrafındakilere YouTube’un veganlık ve hayvan haklarıyla ilgili videolarını sansürlediğini ve bu şirketten nefret ettiğini söylemişti.